Diyetteyken bunları yapmayın!
.
Dünyada obezite bir salgın halinde! Şişmanlık arttıkça yeni diyetler de sürülüyor piyasaya! Bu işin içinde olmama rağmen ben de çok sıkıldım bu diyetlerden. İşte ilan ediyorum. Diyet yapmıyorum! Fit olmaya ve fit kalmaya çalışıyorum. Vücudunuzu tanıyın, iyi bir uzmanla birlikte sağlıklı bir beslenme programı oturtun. Ola ki diyet yapıyorsanız da şunları yapmayın:
1- Beyin diyeti ceza olarak algılıyor.
Dünyadaki son trend diyet yapmak değil, fit olmak. Nedenine gelince... Artık gördük; diyetler işe yaramıyor. Beyin diyet yapmayı bir ceza olarak algılıyor. Çünkü çoğu diyeti yaşam biçimimize adapte etmek zor. Diyet sözcüğü artık insanları irite ediyor. Çoğu kişi diyet kısa süreli uygulanacak bir program olarak algılıyor. Doktor veya diyetisyen kontrolünden çıkar çıkmaz kendi beslenme biçimine geri dönüyor ve tekrar kilo alıyor.
2- Şok diyetler metabolizmayı bozuyor.
Çabuk kilo verdirici diyetler metabolizmayı alt üst ediyor. Çok az kalorili bir diyete girdiğiniz zaman beyin bunu ‘açlık tehlikesi’ olarak algılıyor. Hemen emir veriyor ve metabolizma hızınızı düşürüyor. Böylece az miktardaki enerjinin tasarruflu kullanılmasını sağlıyor. Diyetten çıkıp, normal beslenme düzeninize geri döndüğünüzde vücut birden artan kaloriyle başa çıkamıyor, yağ olarak depoluyor. Eskisinden çok daha çabuk kilo almaya başlıyorsunuz.
3- Yaşam boyu uygulayamayacağınız bir beslenme biçimini zorla uygulamaya çalışmayın.
Kim yaşam boyu sürekli sıvıyla beslenerek, lahana çorbası içerek veya habire ızgara et-salata yiyerek yaşayabilir ki? Önemli olan çeşitli beslenmektir. Kararında olmak şartıyla sağlığa zararlı olmayan her yiyecek yenebilir.
4- Ölü yiyeceklerle beslenmeyin.
Canlı beslenin. Canlı yiyecekler dediğim içinde vitamin, mineral, bitkisel kimyasallar, vücut işleyişini kolaylaştıran enzimler, bileşikler bulunan yiyecekler... Sebze, meyve, tahıllar, kuruyemişler, et-tavuk, balık, yoğurt, ayran , kefir, peynir, süt, yumurta, bal , pekmez , bitki ve meyve çayları, su... Bu yiyecekleri baş tacı edin.
5- Sebze ve meyveleri aşırı pişirerek besin değerlerini azaltmayın.
O zaman içlerindeki bileşiklerin çoğu aktifliğini yitiriyor. C ve B grubu vitaminler suda eridikleri için ısıyla çok çabuk yok oluyorlar. Hem C hem de B vitaminlerinin vücudu hızlandırıcı etkisi vardır. Bu etkilerden faydalan abilmek için sebzeleri buharda pişirmeyi ve ’al dente ’ yani dişe gelir tarz yemeyi tercih edin.
6- Sudan kaçmayın.
Su zayıflamaya çok iyi bir yardımcı. Daha az yemenize yol açar. Yağ metabolizmasını hızlandırır. Toksin atmanızı sağlar.Yağı yakabilmek için vücudumuzun suya ihtiyacı var. Artı; su içtikçe açlık duygusu azalıyor, gereksiz atıştırmaların önüne geçebiliyorsunuz. Midemiz hacim reseptörlerine duyarlı bir organ. Ortalama iç hacmi de 1,5 litre civarında. Bu hacmi doldurduğumuzda sinirler bu iletiyi beyne taşıyor, beyin de bize ‘ Dur! Doydun!’ komutu veriyor. İşte kilo vermek veya kilomuzu korumak istiyorsak bu komut daha da önem taşıyor. Kalorisi az , hacmi fazla yiyecek ve içeceklere ihtiyacımız var. Suyun kalorisi yok, üstelik hacmi de fazla. Bir boş alanı hemen doldurabilir. Bu aşamada ‘erken doydun’ komutu almak istiyorsak su ideal bir seçenek. Suyun yanı sıra günde 1,5 litre olan sıvı ihtiyacınızı bitki ve meyve çaylarıyla da tamamlayabilirsiniz.
7- Negatif bir tutum içinde olmayın.
Pozitif olmak, inanmak, gülümsemek başarıyı da beraberinde getiriyor. Çok şişman bile olsalar bakımlı, güleç danışanlarımın somurtanlara göre hep daha başarılı olduklarına defalarca tanık oldum.
8- Hedefsiz-plansız olmayın.
‘İstatistiksel olarak kayıt altına alınmayanda başarı yoktur’ sözünü severim. Kilo vermek istediğim zamanlarda hep bir hedef koyuyorum ve her gün kendimi tartarak bu hedefe zamanında ulaşmaya çalışıyorum. Kayıt tutmayınca hep erteliyorsunuz , o zaman da hedefe ulaşmak çok zorlaşıyor.
9- Doymanıza rağmen tabaktakileri bitirmeye çalışmayın.
Bunun yerine tabağınıza daha az yiyecek koymayı deneyin. Porsiyon küçültün. Araştırmalarda da görülen bir şey var; porsiyon ne kadar büyük olursa o kadar çok yiyor ve o miktara alışıyoruz.
10- Açık büfeleri tercih edip, paranızın hakkını almaya çalışmayın.
Açık büfe çok yediriyor bu kesin. Bakıyorum da ben de açık büfe olduğu zaman normalde yiyeceğimin 1,5-2 katını yiyebiliyorum. Çoğu kişide bu 3-4 katı kadar olabiliyor! Doğrusu açık büfeli yerde kalmamak bence...
11- Akşam hava karardıktan sonra yemeyi kesin veya azaltın.
Hava karardıktan sonra yarım paket light bisküvi, 1 meyve, salatalık, havuç, domates dışında başka bir şey yemiyorum. Bu kuralımı sadece dışarıda arkadaşlarımla, ailemle bir yemek buluşması varsa bozuyorum. Böyle bir durum söz konusuysa fazla abartmadan herkesle keyifle yiyorum. Ertesi gün frene basıyorum.
12- Bütün gün aç gezerek kilo verebileceğinizi düşünmeyin.
Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar! Aç gezerek kendinize eziyet etmeyin. Hayatı keyifle yaşayın, yediklerinizi azaltıp, biraz daha çok hareket edin.
13- Tıka basa yeyip her seferinde ‘ yarın başlayacağım’ diye kendinizi aldatmayın.
Attila İlhan’ın dediği gibi ‘Yarın artık bugündür!’ Ne yapacaksanız bugün yapın. Hayatı ertelemeyi bırakın. Hep ‘Zayıflayınca yapacağım’ diye düşünmekten vazgeçin.
14- Herhangi bir ölçüm yapılmamasına rağmen metabolizmanızın yavaş olduğuna inanmayın.
Bunu en son çok kilolu bir genç kadın söyledi bana:‘ Tiroid sorunum var. Hormon alıyorum’. Gülümsedim. ‘20 gün önce ameliyat oldum, ben de hormon alıyorum boynumu göstererek.’ Özür bulmada hiç üstümüze yok! Harcayabildiğimizden çok yersek tabii ki kilo alırız.
15- Zayıflama hapları ya da tozlarının gerçekte olduklarından çok daha etkili olduklarına inanmayın.
Etrafta, internette hiçbir denetimden geçmeden satılan birçok toz, hap vs. var. Değerlisiniz unutmayın! Doktorunuz önermedikçe hiçbir şey kullanmayın. Her yıl bu nedenle ölenler oluyor. Bunlarla zayıflayıp koruyanı duydunuz mu hiç?
16- Sık sık kek-kurabiye pişirmeyin.
Sizde de öyle mi bilmem. Ama ben ne zaman evde kek kurabiye pişirsem çoğpunu ben yiyorum. O zaman demek ki çocuklara, misafirlere yetecek kadar pişecek. Geriye kalanlar midemize, oradan da kalça ve bele gidiyor.
17- Çocuklar için çikolata-gofret-bisküvi alıp, kendiniz yemeyin.
Bunu yapan o kadar çok kişi var ki! Dikkat İngiltere’deki eğitimim sırasında böyle bir ‘Alaattin’in mağarası’ adını verd iğim dolabım vardı çikolata- gofret - bisküvi dolu... Hayatımda en kilolu dönemimi yaşamıştım.
Kalp ritmini bozuyor şeker hastalığı riskini artırıyor
Hızlı kilo kaybı çabasıyla uygulanan şok diyetler kalp hastalıkları nedenleri arasında gösteriliyor. Memorial Şişli Hastanesi Dahiliye Bölümünden Uz. Dr. Serap Bos çok kısa sürede aşırı kilo kaybına yol açan diyetlerin yaratacağı problemleri şöyle sıralıyor:
- Şok diyetler vücudun elektrolit (sodyum, potasyum) dengesinin bozulmasına neden olarak kalp ritm problemlerine yol açabilir. Ritm problemi gelişen kişilerde çarpıntı, fenalık hissi baş dönmesi, göz kararması gibi bulgular ortaya çıkabilir.
- Uzun süren açlık süreleri kişinin metabolizma dengesini bozarak kan basıncı oynamalarına ve kan şekeri düzensizliklerine neden olarak ani kalp krizlerine neden olabilir.
- Düzensiz kilo alıp vermenin sonucunda oluşan kalıcı kilo fazlalığı insülin direncine sebep olarak şeker hastalığı riskini artırabilir.
- Uzun süre açlık midede gastrit, yanma gibi sorunları doğurabilir.
- Özellikle mevsim geçişlerinde uygulanan şok diyetler ve bu diyetlerin yol açtığı kansızlık saçların güçsüzleşmesiyle birlikte hızla dökülmesine neden oluyor.
- Protein içerikli diyetlerde vücut yağ dengesi bozularak kolesterol yüksekliğine yol açıyor.
- Sadece su içmeye yönelik diyetlerde su zehirlenmesi dediğimiz bilinç kaybına varabilecek sonuçlar ortaya çıkabilir.
- Zayıflamak için kullanılan destekleyici ilaçların bazıları kalp ritm problemlerini tetikleyici etkiye sahiptir. Bu nedenle uzman doktor gözetiminde kullanılmaları gerekir. İdrar söktürücü ilaçlar ile kilo vermeye çalışıldığında ise vücut sıvı elektrolit (sodyum-potasyum) dengesi bozularak ritim problemleri ortaya çıkabilir.
HaftanIn sözü
‘Sevgili diyet. Aramız iyi değil! Tatsızsın,sıkıcısın. Seni aldatmadan duramıyorum. Haydi ayrılalım!’