Şampiy10
Magazin
Gündem

Çocuğunuzun hayat başarısını bu test belirliyor!

Prof. Walter Mischel’in 1970’te Stanford Üniversitesi’nda geliştirdiği Marshmallow deneyi bugün yeniden çok popüler...

ABONE OL
Vatan Haber

Bugün çocuğunuz olsun olmasın çok ilginizi çekeceğini düşündüğüm bir deney paylaşacağım sizinle... Bu deney günümüzde fenomen olmuş durumda. Tekrarları yapılıyor, kitaplar çıkıyor, konferanslara konu oluyor.

1970’te Stanford Üniversitesi psikologlarından Prof. Walter Mischel ilginç bir deney yapıyor. Adı: Marshmallow deneyi. (Marshmallow: Süngerimsi bir şekerleme, lokuma benziyor. Avrupa’da çocuklar onun için çıldırıyor.)

Şimdi 80’lerinde olan Mischel diyor ki:

“Beynimi kemiren bir soruyla koyuldum yola. 3 kız çocuğumun nasıl geliştiğini anlamak istedim. Bu çığlıklar atan, rahat durmayan çocuklar nasıl irade sahibi, konsantre olabilen, ders çalışan, uslu birer erişkine dönüşüyordu? Bu inanılmaz değişimi anlamak istedim. Ne zaman kendilerini kontrol etmeye başladılar ve nasıl yapıyorlar? Bilimde bu konuda büyük boşluk olduğunu

fark ettim.”

MARSHMALLOW DENEYİ

Prof. Mischel’in Marshmallow deneyi şöyle:

Çocuk bir marshmallowun durduğu masanın yanındaki sandalyeye oturtuluyor. Yanında bir de zil var. 10 dakika yalnız bırakılıyor. İki seçeneği var:

1- Hemen zili çal, araştırmacıyı çağır ve marshmallowu ye. Bu seçenekte hiç beklemesine gerek yok. Hemen bir ödül kazanabiliyor.

2- Zili çalma, bekle, araştırmacı süre dolunca içeri girecek ve sana iki marshmallow verecek. Biraz sabredip beklerlersen iki ödül kazanabilirsin. Üstelik beklemesi gereken süre sadece 15 dakika! Bu süre boyunca da testi yapan kişi odayı terk ediyor, çocuğu ödülle baş başa bırakıyor. Ödül ne mi? Bazen bir marshmallow, bazen bir küçük kurabiye...

ÇOCUKLAR NASIL DAVRANMIŞ?

Bazı çocuklar ödüle dokunmamak için elleriyle gözlerini kapamışlar ve başlarını çevirmişler. Bazıları masayı tekmelemeye başlamış. Bazıları ödüllerle küçük birer oyuncak gibi dokunarak oynamaya başlamış. Bazıları ise araştırmacılar odadan çıkar çıkmaz marshmallowları hemen ağızlarına atıp, hızlı hızlı yemişler.

Deneye 600 çocuk katılmış. Bunlardan yalnız küçük bir azınlık hemen yemiş ödülü... Yemeden beklemeyi başaranlardan da sadece üçte biri ikinci ödülü alabilecekleri kadar beklemeyi başarmış.

İSTEDİĞİNİ ELDE ETMEK MÜMKÜN

Çocukların yaşları ne imiş?

Çocuklar ortalam yaşı 4 yaş 6 ay imiş.

Deney nerede yapılmış?

Stanford Üniversitesi içindeki anaokulunda gerçekleştirilmiş.

Deneyin amacı neymiş?

Deneyin asıl amacı istediğin bir şeyi elde etmek için bekleyebilmek acaba çocuklukta da mümkün mü, bunu görmekmiş. Prof. Mischel çocukların kendi kendilerini kontrol etme yeteneklerini incelemek istemiş.

TESTE KATILIP ÖDÜLÜ BEKLEYEBİLEN ÇOCUK HAYATTA DAHA BAŞARILI OLUYOR

İlerleyen zamanlarda Mischel deneye katılan çocukların durumunu merak ediyor. Bu çocuklardan bazıları kızlarının arkadaşları... Soruyor: “Sam nasıl? Alice ne yapıyor? Tom nerde?” vs... Aldığı yanıtlar ilgisini çekiyor. Çocukların testteki davranışlarıyla hayatlarının seyri arasında bir ilişki olabileceğini düşünmeye başlıyor.

İradesi yüksek çocukların başarılı bir biçimde geliştiklerini saptıyor. Daha iyi konsantre olabilen, daha akıllı, kendi kendine yetebilen, özgüveni yüksek, kendi kararlarını kendisi verebilen çocuklar bunlar... Stres altındayken bile güçlüler.

1988’deki ilk araştırmada marshmallowu yemeden bekleyebilen çocukların anne babaları da çocuklarını kendi kendine yetebilen ergenler olarak tanımlamış. 1990’daki ikinci çalışmada ise bu çocukların çok daha yüksek SAT puanları (Koleje girmek için standart sınav) aldığı görülmüş.

Bu çocukların kiloları bile daha iyi imiş. Hayatın tüm alanlarında bekleyemeyen çocuklara göre daha başarılı olmuşlar. Kısacası beklemeyi başarabilen çocuklar hayatta daha başarılı olmuşlar!

ÖFKELİ VE BAĞIMLI DEĞİLLER

Deneye katılanlar orta yaşlara geldiğinde alınan beyin görüntüleri bekleyemeyen, biraz bekleyen ve bekleyip iki ödülü birden alanlarda farklıymış. Bekleyenlerde beynin bağımlılıklarını kontrol eden bölümlerinde aktif alanlar gözlenmiş. Stres ve kaygı karşısında karşısında öfkelerini daha rahat kontrol altına alabilmişler.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. ‘Bahçe şehir’ Singapur’dan esintiler
  2. Bitkisel proteinlerin en güçlüsü: Kinoa
  3. Hindistan cevizi yağı efsanesi çöktü
  4. Her öğünde güçlü protein alın!
  5. Ünlülerin yeni gözdesi: Teff
  6. Ne kadar toksiksiniz?
  7. Hazımsızlığı önlemenin 20 yolu
  8. Defne yaprağı her derde deva
  9. Bulguru sofranızdan eksik etmeyin
  10. Ağlaya ağlaya hafifleyelim mi?

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.