Şampiy10
Magazin
Gündem

Evlilikler zaten hep çok şanslıyım diye başlıyor

Futbolcu Caner Erkin aşık olmaya, sevdiği kadına bağlanmaya ve aşkını tüm dünyaya ilan etmeye bayılıyor.

Boşta olmak veya bekar kalmak hoşuna gitmiyor.

İlk eşi medyatik güzel Asena Atalay’dan ayrılır ayrılmaz gönlünü oyuncu Şükran Ovalı’ya kaptırdı.

Kısa bir flört döneminden sonra nişanlandı ve hemen evlilik planları yapmaya başladı.

Talihsiz bir sakatlık yaşayıp futbola ara vermek zorunda kalınca da fırsat bu fırsat deyip nikah masasına oturmak için sabırsızlandı.

Yeni yılın ikinci gününde Şüko’suyla dünya evine girmeyi planlıyorlarmış.

Hayatından çok memnun gözüken Caner müstakbel zevcesine övgüler yağdırmış. ‘’Şükran çok düzgün ve karakterli bir insan, çok iyi birisi. Karşıma çıktığı için kendimi çok şanslı hissediyorum’’ şeklinde konuşmuş.

Evlilikler zaten hep insanın kendisini çok şanslı hissetmesiyle başlıyor.

Kısmetinde varsa o şansın bir ömür boyu devam ediyor.

Kısmetinde yoksa o şansın zamanla tam tersine dönüyor.

Evliliğinde başına gelen en büyük talihsizliklerden biri olarak bitiyor.

Caner ve Şükran çiftine kuracakları yuvada sonsuza dek bol şanslar!

O Sesi bulmuşlar dedim reklam çıktı

Geçen akşam uzak kumandayla televizyonu karşısında kanaldan kanala atlama rekoru kırmaya çalışırken Acun’un kanalında şarkı söyleyen birine denk geldim.

Tam o sırada ‘O Ses Türkiye’ yarışması yayınlanıyordu.

Şarkıcı dikkatimi çekti.

Yarısı erkek yarısı kadındı.

İki cinsi aynı anda başarıyla canlandırıyordu.

Hem erkek hem kadın sesi çıkartabiliyordu.

Şarkıyı da gayet profesyonelce söylüyordu.

Çok beğendim.

Memlekette ekrana çıkmamış yetenek bırakmadılar, sesi olan kalmadı ama sonunda bir taşla iki kuşu vurmuşlar hem yeteneği hem sesi olan birini bulmuşlar helal olsun dedim.

Derken parça bitti.

Meğer reklam arasıymış.

Hayranlıkla izlediğim yarışmacı filan değil bir kredi kartı reklamıymış.

Nasıl bozum olduğumu nasıl bir hayal kırıklığı yaşadığımı anlatamam!

Bizi ne kurtarır?

Ata Demirer ‘’Şov devam etmeli’’ diyor. Erkan Can ‘’Yas günlerinde tiyatro kapanmaz’’ diyor.

Yeşilçam’ın efsane isimlerinden Kadir İnanır son zamanlarda yaşadığımız üzücü olaylardan sonra‘’Bizi sanat kurtarır’’ diyor.

Tamam! Sanat belki sanatçıları kurtarır.

Peki geride kalanları ne kurtarır? Çok basit!

Pozitif enerji sahibi olmak. Moralini asla bozmamak. Geleceğe umutla bakmak. Başını her zaman dik tutmak. Bunları söylemesi kolay yapması zor mu diyorsunuz? Denemesi bedava. Ne kaybedersiniz?

Yazının devamı...

Sinsirella Emel ile Cruella Babla

Emel Sayın ve Bülent Ersoy arasındaki atışmalar giderek şiddetlendi. Artık nur topu gibi “diva polemiği”miz oldu...

Bülent Ersoy, nam ı diğer Bülent Abla ya da kısaca Babla ile Emel Sayın arasında son derece gereksiz bir ‘diva’ polemiği başladı.

Emel Sayın konseri sırasında ‘İşte gerçek diva’ diye seslenen bir hayranına sahneden gülerek ‘Aa sahte diva da mı var?’’ diye karşılık verince kıyamet koptu.

Diva lakabıyla anılan Babla bunu üstüne alındı ve derhal cevabını yapıştırdı.

“Bir insanın konuşacak bir şeyi yoksa birilerinin sırtına basar, omzuna basar konuşur işte” deyiverdi.

Emel Sayın daha sonra espri yaptığını polemikleri sevmediğini söylese de olay bitmedi.

35 yıl önce “Sanat yerine kadın kılığını tercih eden Bülent Ersoy daha ne kadar sahne hayatını sürdürecek” diye kendisine laf attığını unutmadığı Emel Sayın’a olan birikmiş öfkesini dile getirmeye devam etti.

“Ah onun esprisini, şakasını sevsinler. İyi niyetli, kibar, zarif Sinsirellam benim” deyiverdi.

Bir yanda küçük cam terlikli Sinsirella Emel ve öte yanda 101 Dalmaçyalı filminin şeytani zekalı otoriter Cruella’sı Babla ile son 7 gün magazinde tam Disney haftası gibi geçti!

Boz’un hemşirelerine neden bozulmuşlar?

Murat Boz, “Dönerse Senindir” isimli bir filmde oynuyor.

Rol gereği bir sahnede bayıldığında imdadına mini etekli hemşireler koşuyormuş. Hemşireler isyan etmiş, “Murat Boz özür dilesin’’ diye tepkiler gelmiş.

Murat’ın yardımına gelen seksi hemşireleri gören erkeklerin yere yatıp bayılma numarası yapmaya başlayacaklarını sanıyor olabilirler.

Haksız da sayılmazlar.

Boz’un hemşirelerine işte onun için bozulmuşlar!

Yazının devamı...

İyi arkadaştan iyi eş olmaz

Şarkıcı Tuğba Özerk ile dört aylık eşi Altan Nuh boşanıyormuş.

Ağustos ayında Çeşme’de dünya evine giren çift, 10 yıldır birbirini tanıyan çok iyi arkadaşlarmış.

Ancak evlenip aynı evi paylaşmaya başladıktan sonra anlaşamayacaklarını anlamışlar ve ayrılmaya karar vermişler.

“Hayat kısa hatanın neresinden dönersen kardır” diye düşünmüşler.

Tuğba hep arkadaşı olan biriyle hayatını birleştirmek istermiş.

Hatta bunu Altan’a da yıllar önce söylemiş.

Ama evdeki hesap çarşıya uymamış.

Aslında iki iyi arkadaş olarak evlenmeye karar vermeden önce bir süreliğine birlikte yaşamayı deneyebilirlerdi.

Böylece işi resmiyete dökmeden sonucun ne olabileceğini daha iyi görebilirlerdi.

Herhalde akıllarına gelmedi. İlişkilerinde uzun yıllar sonra arkadaşlıktan sevgiliye geçişin heyecanına kapıldılar.

Bu tür durumlarda çok dikkatli davranmak gerekir.

‘Aradığım aşkı buldum, mutluyum’ diye sevinirken en iyi arkadaşını kaybedebilirsin.

Sonra o arkadaşın yeri dolmaz.

İyi arkadaştan da iyi eş olmaz!

Boşanan babalar ve kurtarıcıları minik çocuklar

Eşi İstem Yılmaz ile boşanma sürecinde olan futbolcu Burak Yılmaz önceki gün Bebek’te dünya tatlısı kızı Nazlı ile yürüyüşte görüntülenmiş. Baba kız birlikte kış soğuğunda güneşli havanın keyfini çıkartıyormuş. Minik Nazlı elinde kendisinden büyük pembe bir balonun ipini tutuyormuş.

Eşi Demet Şener ile boşanma arifesinde olan eski basketbolcu İbrahim Kutluay ise dünya tatlısı oğlu Ömer ile geçtiğimiz gün bir AVM’de turluyormuş. Mağazaları dolaşıp alışveriş yapan baba oğul daha sonra birlikte yemek yemiş. Bunlar güzel manzaralar.

Biliyorsunuz Burak Yılmaz eşine şiddet uyguladığı, İbrahim Kutluay da eşine ihanet ettiği iddialarıyla mahkemelik olup yuvalarından ayrılmak zorunda kalmışlardı. Durumu telafi etmek için en doğru yolu bulmuşlar.

Sorumluluğun bilincinde, çocuklarına düşkün, şefkat dolu birer baba olduklarını şirin pozlar vererek herkese göstermişler. Dünyanın neresinde olursanız olun, kim olursanız olun durum değişmiyor. Boşanan babaların yanında minik çocuklar onların kurtarıcıları gibi duruyor!

Sibel Can candır can

Sibel Can içi dışı bir, kimse hakkında kötü bir söz söylemeyen kötü düşünmeyen yüreği temiz son derece iyi kalpli bir sanatçıdır.

Bu devirde bu özellikte insan artık pek kalmadığı için Sibel’i yadırgayanlar oluyor.

Bir ödül töreninde aklı sıra kilolarıyla dalga geçmeye çalışan sunucuya tepki verip salonu terk etmediği için. Ekrandaki bir yarışmada jüri koltuğunu paylaştığı meslektaşlarının arada bir akıllarınca kendisiyle dalga geçmeye çalıştıklarında ağızlarının payını vermediği için.

Bu gibi durumlarda en doğrusu Sibel’in yaptığı gibi kendini komik duruma düşürenlerle hiç muhatap olmamaktır.

Sibel Can, candır can!

Yazının devamı...

Bir Sinan Akçıl Filmi: Aşkın Saati Gelmeyince

Sinan Akçıl sürekli olarak benzetilmeye çalıştığı kendisinden 11 yaş genç Kanadalı pop ikonu Justin Bieber’ın modellik yapan eski bir flörtüyle birlikte diye bir haber çıkmıştı. ABD’li Alexandra Rodriguez’le Miami’de bir klip çekiminde tanışmışlardı. Sinan’a göre de ilk görüşte birbirlerine aşık olmuşlardı. Alexandra’dan ise bu konuda ses seda çıkmamıştı. Belki de kendisi sadece bir klipte rol aldığını ve birlikte oynadığı adamla tanıtım amacıyla basına samimi pozlar verdiğini sanıyordu. ‘’Türkiye’de ünlü bir popçudur’’ diye tanıştırdıkları Sinan ile aşk yaşadıklarından haberi bile yoktu.

Sinan da zaten bu gerçek veya tamamen reklam aşkından ayrıldığını açıklamış. Amerika ile olan saat farkı yüzünden bebek yüzlü popçunun modu düşüyormuş. Sonunda dayanamamış ilişkiyi bitirmiş. Bunu da üstüne basa basa söylemiş. ‘’Kız gelmek istiyordu ama ben terk ettim. Justin Bieber’ı terk etmişti ama bende tersi oldu. Ben terk ettim’’ demiş. Tamam anladık sen terk ettin! Şu havaya bakar mısınız?

Bizim Türkiş Bieber karşı cinsle olan ilişkiyi bitirme konusunda orijinal Bieber’den daha atikmiş de haberimiz yokmuş. Biz hala Ebru Şallı’yı unutamadı sanıyorduk. Yıllar önce Belgin Doruk’la Göksel Arsoy’un ‘’Aşkın Saati Gelince’’ diye romantik bir aşk filmi vardı. Sinan’ın ki tam tersi. Aşkın Saati Gelmeyince!

Edi ile Büdü out Burcu ile Jessy in

Burcu Esmersoy geçenlerde köpeği Jessy ile İstanbul’daki bir AVM’de görüntülenmiş. Genelde ülkemizde insanlar alışverişe, yemeğe çıktığında köpeklerini evde bırakır. Sonuçta bizim buralar evcil hayvanların el üstünde tutulduğu bir Beverly Hills veya Cannes değildir. Mağazalara, restoranlara girmek sorun olabilir. Özel arabanız yoksa taksiler bile sizi almayabilir.

Ama Burcu ve Jessy etraftakilerin ilgi odağı olmuş. Meraklı bakışlar üstlerinde toplanmış. Fotoğrafları çekilmiş. Ünlü sunucu da böylece amacına ulaşmış. Aslında Burcu bir dostunun yeni yaşını kutlamaya gidiyormuş. Lüks ve popüler restorandaki partiye köpeğiyle birlikte katılmış. Burcu gibi partiye köpeğiyle gelen başka davetli var mıydı acaba? Susam Sokağı’nın Edi ile Büdü’sü OUT... İstinye Park’ın Burcu ile Jessy’si IN...

Tolga Çevik’in yeni lakabı

Tolga Çevik yeni gösterime giren ‘Sen Benim Her Şeyimsin’ filminin aksiyon sahnelerinde dublör kullanmamış.Yüksek katlı inşaatlardan, lüks otellerin balkonlarından kendi atlamış. Engin Altan Düzyatan, İbrahim Çelikkol, Sarp Levendoğlu olsa anlarım. Hepsi sürekli spor yapan fizik olarak hep formda olan oyuncular. Tolga Çevik’in ise görüntü olarak öyle iddialı bir imajı yok. ‘’Uçtu uçtu Tolga uçtu’’ diye başlıkları görünce ünlü oyuncunun yeni bir lakabı olmalı diye düşündüm. Üstelik tam da zamanı. Ne mi dediniz? Dolar Tolga!

Yazının devamı...

Serdar ve Chloe’nin fıkra gibi evliliği

Serdar ve Chloe’nin aşkları, birliktelikleri son derece gerçek olabilir ama evlilikleri fıkra gibi!

Adamın biri har vurup harman savururcasına para harcamaya, içki içmeye, çapkınlık yapmaya ve her fırsatta kumar oynamaya bayılırmış. Bu yüzden başına gelmedik aksilik kalmasa da bir türlü uslanmak bilmezmiş. Sonra günlerden bir gün karşısına huri kadar güzel bir genç kız çıkmış. Adam bir yolunu bulup onunla evlenmiş ve tüm kötü alışkanlıklarını bir anda bırakmış. Alkole, kumara, çapkınlığa, hovardalığa tövbe etmiş. Derken yine günlerden bir gün karısı gelip adama “Sen artık mükemmel biri oldun. Ben sana layık değilim” deyip onu terk etmiş. Bu fıkra Serdar Ortaç ile İrlandalı eşi Chloe Loughnan’ın durumuna benziyor.

46 yaşındaki popçunun

24 yaşındaki manken eşi “Serdar’a kumarı ben bıraktırdım. Hayatı ve mesleği benim sayemde kurtuldu” demiş. İyi güzel de Chloe daha geçenlerde “Ben artık Türkiye’de değil Miami’de yaşamak istiyorum” deyip alıp başını Amerika’ya gitmemiş miydi? Serdar’a “Ya sen de gelirsin ya da bu iş biter” dememiş miydi? Türkiye’de ünlü olan, parasını Türkiye’de kazanan sevgili kocası iki arada bir derede kalıp ne yapacağını şaşırmamış mıydı? Serdar ve Chloe’nin aşkları, birliktelikleri son derece gerçek olabilir ama evlilikleri fıkra gibi!

Yaşasın TL

Ülkesini seven ünlüler dolar bozdurma kampanyasına katılıyor. Örneğin Ebru Yaşar 10 bin dolarını bozdurup dekontuyla poz verdi. Basında 20 bin dolara satın alamayacağı kadar reklamı yapıldı. Yani bu işten zarar etmedi bilakis kazançlı çıktı. Biz Türkler şüpheci insanlarız. Dolar tavan yapmışken bozduranların daha sonra gidip tekrar dolar almadıkları ne malum? Bugünlerde dolar bozdurmak vatanseverlik gibi görülüyor. Ancak akaryakıt başta olmak üzere köprü geçişleri bile hala dolara endeksli olmaya devam ediyor. Bir işi yapacaksak bari bir kere de tam yapalım. Haydi dolar bozdurmaya. Yaşasın TL!

Ebru’nun göz yaşartan mütevazılığı

ABD’de tutuklu olan eşi Rıza Zarrab’a boşanma davası açan Ebru Gündeş kemerleri sıkmak zorunda kalmış. Eşine ait özel uçak yerine artık tarifeli uçakları kullanıyormuş. Kanlıca’daki birbirine yapışık duble yalısının önünde demirli duran teknesinden vazgeçmiş. Kızını okula deniz taksiyle yollamaya başlamış.

Belki Rolls Royce marka otomobiline de binmiyor. Yakıt parası, masrafı çok diye garajında tutuyor. Aşçılar, hizmet elemanları, yardımcılar, asistanlar kadrosunu da azalttığı söyleniyor. Belki gündelikçilerle ve haftada bir gelen bir bahçıvanla idare ediyor. Ebru’nun mütevaziliğiyle ilgili çıkan haberler gerçekten göz yaşartıyor!

Cicişleri zorla getiremezsiniz

‘Cicişler’ olarak bilinen Esra ve Ceyda Ersoy kardeşlerden Esra Ersoy ehliyetine el koyan trafik polisine tokat attığı, polis aracına çarptığı ve kendisini cipine kilitleyerek direndiği gerekçesiyle yargılandığı davaya zorla getirilecekmiş. Kötü fikir! Bu kez de kendini evine kilitler bir daha hiç dışarı çıkmaz.

Kusura bakmayın ama canım Türkiyem’de Cicişsiz kalamaz. Buradan yetkililere sesleniyorum. Cicişleri öyle zorla getiremezsiniz. Mahkeme salonunun adresini verin. Marka giyimde, ayakkabılarda, çantalarda büyük indirim var bu fırsat kaçmaz deyin bakın nasıl ikisi birden koşa koşa geliyor. Benden söylemesi!

Yazının devamı...

CMYLMZ&KMYLMZ Company

Cem Yılmaz son derece zeki bir komedyen.

Karikatüristlik yeteneği çok işine yarıyor.

Komik olanı iyi gözlemliyor.

Nerden ve nasıl malzeme toplayacağını biliyor.

Uydurma değil hayatın içinden örnekler veriyor.

Başkaları kısa dönemi veya bedellisi çıkacak diye beklerken Cem askere gitti.

Stand-up gösterisine uzun süre katkıda bulunan renkli anılarıyla geri geldi.

Ünlü komedyen şimdi de oğlu Kemal ile yaşadıklarını repertuvarına almış.

Babalık deneyimlerini yeni gösterisinde izleyicisiyle paylaşacakmış.

Harika fikir!

Sahnede anlatabileceği bundan iyi konu bulamazdı.

Yakında filmlerde, reklamlarda birlikte oynarlar.

Bir baba oğul iş birliği ve şirketi.

CMYLMZ&KMYLMZ COMPANY

Eski koca sendromu

Gülben Ergen ile televizyoncu eşi Erhan Çelik kısa süre önce ani bir kararla boşanmışlardı.

Nedeni Erhan Bey’in Gülben’in eski eşi Mustafa Erdoğan’ın varlığından rahatsız olmasıymış.

Gülben ‘Vezir Parmağı’ filminin çekimleri için Kapadokya’daymış.

Erhan Bey de Gülben’in Mustafa Bey’den olan üç oğlunu yanına alıp eşine sürpriz bir ziyaret yapmış.

Bunu duyan Mustafa Bey “Oğullarımı göreceğim” diyerek Kapadokya’ya kapağı atmış.

Erhan Bey iddiaya göre bu duruma çok sinirlenmiş.

Gülben ile sallantıda olan evliliğini bu yüzden bitirmiş.

Daha önce evlenip boşanan ve bir oğlu olan Erhan Çelik’e geçen gün sosyal medyadaki bir takipçisi “Herhalde ilk eşinizi mumla arıyorsunuz” diye yersiz ve gereksiz bir laf etmiş.

Erhan Bey de buna “Mumla aramama gerek yok. Eski eşler olarak, anne- babalığımızı herkesin gözüne sokarak yaşamıyoruz” diye yersiz ve gereksiz bir cevap vermiş.

Kabahat (!) hep Gülben’de.

İlk evliliğinden olan üç çocuğunu ve o çocukların babasının sürekli hayatlarında olduğunu nikah öncesi Erhan Bey’den hiç saklamayacaktı. O zaman adamcağız belki durumu kabullenir böyle gereksiz bir hazımsızlık yapmazdı.

Gülben de birlikte Umreye gidip el ele fotoğraflar çektirdiği ikinci eşinden, ‘Eski Koca Sendromu’ yüzünden boşanmak zorunda kalmazdı!

Gülşen Anne’ye İyilik Meleği Demet Hemşire

8 aylık hamile popçu Gülşen oğlunu yeni yılda dünyaya getirmeye hazırlanıyor.

Yakın arkadaşı Demet Akalın da doğum sırasında kendisine eşlik etmeye...

Hastaneden izin almışlar.

Gülşen’in 10 Ocak’ta gerçekleşmesi beklenen doğumuna Demet de girecekmiş.

“Arkadaşım bebeğini doğururken ben de bir köşeye geçip dualarımı edeceğim” demiş.

Doğuma genelde kadınların eşleri ya da en yakın akrabaları girer. En yakın ünlü arkadaşları ve aynı zamanda meslektaşları değil.

Bunların durumu farklı.

Biri doğum yaparken diğeri köşeye çekilip dua edecek.

Gülşen ‘Of Of’ diye haykırırken, Demet ‘Evli Mutlu ve Çocuklu’ şarkısını söyleyecek.

Gülşen Anne’ye iyilik meleği Demet hemşire.

Hadi hep birlikte bebeği dünyaya getirmeye!

Yazının devamı...

Geleneksel yeni yıl hediyesi

Herkes yeni yıla nasıl gireceğini düşünürken, erkekler için yılbaşı demek melekler demek.

Yıl boyu çalışıyorsunuz, çabalıyorsunuz yaşam mücadelesi veriyorsunuz. İşinizde, evinizde, trafikte kimi zaman stres içinde günler geçiriyorsunuz. Dolar, Euro almış başını gidiyor cebimdeki paralar eridi diye üzülüyorsunuz. Öyle bir ÖTV koydular ki artık ömür boyu yeni araba alamam diyorsunuz. Gazete manşetlerini gördüğünüzde, televizyondaki ana haber bültenlerini izlediğinizde dünyaya geldiğinize pişman oluyorsunuz. Borç, harç, kavga, gürültü, tartışma, atışma, sataşma geçinip gidiyorsunuz.

Derken yıl sonu geliyor. Yılbaşı piyangosundan büyük ikramiyenin size çıktığını hayal ediyorsunuz. Yeni yıla en hesaplı ve eğlenceli nerde, nasıl gireceğinizi düşünüyorsunuz. Her sene aynı hikaye aynı terane. Biz erkekler içinse tek teselli. Geleneksel bir yılbaşı hediyesi. Meleklerin Victoria Secret defilesi!

Aman Özge sakın gaza gelme

Ajda Pekkan, televizyon programına katıldığı Özge Ulusoy’a şarkıcılığı denemesini ve bu konuda ona yardımcı olabileceğini söylemiş. “Catherine Deneuve’ün de sesi yok ama çok güzel şarkı söyledi. Konuşuyormuş gibi küçük küçük sesini çıkararak albüm yapmanı öneririm’’ diye ünlü mankeni teşvik etmiş.

Yıllar önce nostalji albümü çıkarttığında sevgili Ajda ile stüdyoya girip “Palavra Palavra” şarkısının yeni versiyonunu birlikte söylemiştik. Ben konuşma bölümlerini okumuştum. Ancak küçük küçük yerine büyük büyük sesimi çıkarttığımdan performansımı Ajda’ya bir türlü beğendirememiştim. Süperstar ile düet yapma hayalim kursağımda kalmıştı.

Onun için neme lazım. Ben Özge’nin yerinde olsam mankenliğe, modelliğe, sunuculuğa devam ederim. “Aman Avcı Vurma Beni” diye bir türkü vardır. Bu da o misal. “Aman Özge Sakın Gaza Gelme”

Protest müziğin protest sanatçısı

Bob Dylan siyasi ve toplumsal içerikli muhalif görüşleri dile getiren protest türü müziğiyle ünlüdür. 75 yaşındaki sanatçı geçenlerde Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüştü. Ancak ABD’li müzisyen ödülünü almak için İsveç’e gitmeye tenezzül etmedi. Dylan Başkan Obama’nın Beyaz Saray’a veda davetine de mazeret göstermeksizin katılmamış. Obama, Dylan’ı 2012 yılında “Başkanlık Özgürlük Madalyası“ ile onurlandırmıştı. Ödül töreninde sahne alan Dylan şarkısını söyledikten sonra Obama’nın elini sıkmış ve hafifçe tebessüm ederek etkinlikten ayrılmıştı.

Bob Dylan içi dışı bir, çizgisi belli, göründüğü gibi olan ve davranan bir adam. Seversiniz, sevmezsiniz, beğenirsiniz, beğenmezsiniz o ayrı. Keşke dünyada herkes onun gibi samimi ve şeffaf olabilse. Pop müziğin efsane protest sanatçısı Bob Dylan saygıyı hak ediyor!

Yazının devamı...

Mars'lı erkekler ile Venüs'lü kadınlar

Cinsel içerikli şantajlarla erkeklerden para sızdırılırken, kadınlar ise bu tür olayları lehlerine çevirmede çok becerikli.

İngiltere’de internette seks çeteleri cirit atıyormuş. ‘Sextortion’ denilen cinsel içerikli şantajla erkelerden para sızdırıyorlarmış. Sosyal medya üzerinden erkekleri webcam aracılığıyla müstehcen görüşme yapmaya ikna eden kadınlar daha sonra bu görüntüleri adamın tanıdıklarına göndermekle tehdit ediyormuş.

Bu yüzden intihar eden erkekler bile olmuş. Kadınlar ise bu tür olayları kendi lehlerine çevirme konusunda acayip becerikli. Kim Kardashian, Paris Hilton porno görüntülerini filme çekip piyasaya sürmüştü. Hem dünya çapında üne kavuşmuş hem de hatırı sayılır bir servet kazanmışlardı. Seks kasetleri sayesinde çok popüler olmuşlardı. Erkekler ise aynı durum karşısında panik yapıyor. Hatta rezil oldum diye hayatlarına bile kıyabiliyor. John Gray’in ‘Erkekler Mars’tan Kadınlar Venüs’ten diye ünlü bir kitabı vardır. Demek cinsellikte Marslılar ödlek ve şapşal Venüslüler cesur ve kurnaz oluyor!

Ayda'nın yatak odası numaraları

Robbie Williams’ın Los Angeles doğumlu Türk asıllı eşi Ayda Fields kocasıyla ilişkileri sırasında numara yaptığını itiraf etmiş. Katıldığı bir televizyon programında "Dürüstçe söylemem gerekirse, Rob cinsel ilişki sırasında numara yapıyorsa onunla tartışmak istemem, çünkü ben de ilişki sırasında numara yaptım. Bir anneyim meşgulüm. Bazen başka şeyler hayal ediyorum" demiş. Kadını anladım da erkeğin yatakta nasıl numara yapabildiğini kestirebilmiş değilim.

Onu Robbie Williams’a sormak gerek. Ayda’nın yoğun işleri olan bir anne ve ev hanımı olarak eşiyle cinsel ilişki sırasında pencerelerin silinmesini, ütü yapılmasını, çamaşırların yıkanmasını, ocakta pişecek yemekleri, çocuklarının ihtiyaçlarını, dadılarının maaşını filan düşünmesi inanılmaz moral bozucu.

Robbie Williams gibi kadınları cezbeden, yakışıklı, çekici, dünyaca ünlü bir süperstar ile sevişen bir kadın numara yapabiliyorsa. Başka erkeklerin hiç şansı yok demektir!

'Adam'mısın'a "Film değilsin" dediler

Ahmet Çakar, Rasim Ozan Kütahyalı, Sinan Engin, Abdülkerim Durmaz ve Ertem Şener ‘Adam Mısın’ adında bir komedi filmi çekti. Tlevizyondaki popülaritelerine güvenerek filmin iş yapacağını sandılar. Büyük hayal kırıklığına uğradılar. Eleştirmenlerin yerin dibine batırdığı filmde izleyiciyi sinema salonlarına çekmek için ünlü yorumcular akla gelen veya gelmeyen her türlü kılığa girdi. Emekli hakem Ahmet Çakar hamamda ayı ile bile güreşti. Sinan Engin "Gülmeyenlere paralarını iade edeceği0m" dedi. Ancak izleyici ekranda bedava seyrettiği beşlinin zorlama ve uyduruk diye bas bas bağıran abartılı komikliğini para verip sinema salonunda görmeye yanaşmadı. Sizin anlayacağınız sinemaseverler ‘Adam Mısın’a gişede ‘Film Değilsin’ dediler!

Sabri'nin sırrı ortaya çıktı!

Galatasaraylı Sabri Sarıoğlu’nun eşi Yağmur özel bir havayolu şirketinde pilotmuş. Airbus tipi yolcu uçağı kullanıyormuş. İnanmayanlar için kokpitte çekilmiş fotoğraflarını Instagram’a koyuyormuş. Bunca yıldır Sabri’nin maçlarda ayağından çıkan topların neden tribünlere gittiğini merak eder dururduk. Meğer havada uçan eşine yolluyormuş!

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.