Şampiy10
Magazin
Gündem

Kaynana gelini bile bile üzer

Kıvanç Tatlıtuğ’un Başak Dizer ile olan evliliğine annesi Nurten Hanım pek sevinmiş görünmedi.

Ya Kıvanç’ın dünya evine girmesini kariyeri açısından zamansız ve sakıncalı buldu. Ya da göz bebeği oğlunun, kendisinden üç yaş büyük daha önce evlenip boşanmış bir kadınla hayatını birleştirmesine gönlü razı olmadı. Orası bilinmiyor. Ancak bilinen bir şey var. Nurten Hanım, Kıvanç ile Başak çiftinin Paris’te nikah törenine sağlık durumunu ileri sürerek katılmadı.

O günden sonra da oğluyla gelinin mutluklarını paylaştığı ve evliliklerini desteklediğine dair bir yorum yapmadı. Hikaye orada bitmedi. Nurten Hanım bugüne kadar gelini Başak Hanım’ın sosyal medyada hiçbir paylaşımına itibar etmezken Kıvanç’ın yeni dizisi ‘Cesur ve Güzel’deki partneri Tuba Büyüküstün ile olan öpüşme sahnesini çok beğendiğini dünyaya ilan etti.

‘’Yılın en yakışan çiftisiniz. Maşallah size’’ diye övgüler yağdırdı. Daha sonra olanları tahmin etmek zor değil. Başak Dizer bu duruma bozuldu ve dayanamayıp kayınvalidesini eşine şikayet etti.

Dünyada en çok sevdiği iki kadın arasında çaresiz kalan Kıvanç annesine gidip eşinin gönlünü almasını istedi.

Annesi de ‘Kafamı kırarım canımın içi oğlumu kırmam’ diyerek Başak’tan özür diledi. ‘’Gelinimi üzmüşüm, hata yaptım’’ dedi. Olay sonunda tatlıya bağlandı mı bağlanmadı mı Nurten Hanım ile gelini Başak Hanım arasındaki buzlar eridi mi erimedi mi belli değil. Ama belli olan bir şey var. Sonradan ne derse desin. Ne yaparsa yapsın. Kaynana gelini bile bile üzer!

Türkücülükten bröveli yönetmenliğe

Özcan Deniz şarkıcılıktan yönetmenliğe geçiş yaptıktan sonra tıpkı meslektaşı ve eski kankası Mahsun Kırmızıgül gibi türkücü olarak anılmayı kesinlikle istemiyor. Her ikisi de kendilerine yönetmen denmesini arzu ediyor. Son filmi ‘İkinci Şans’ ile gündemde olan Özcan Bey ‘’Kıro bakış açısından türkücü etiketinden yönetmen brövesi almak zor bir yolculuktu.’’

Bröve genelde askerlere, dalgıçlara, paraşütle atlayanlara verilen nişana denir. Meğer sinemacılığın da brövesi varmış. Demek ki neymiş? Türkücü imajından kurtulmak için bröveli yönetmen olmak gerekiyormuş!

Ünlülerin balmumu müzesindeki eksikler

İngilizlerin dünyaca ünlü Madame Tussauds müzesinin İstanbul şubesi Grand Pera binasında açıldı.

Ünlülerin tıpatıp benzeri balmumu heykellerin yer aldığı müzede yerli ve yabancı 55 ünlü ismin balmumu figürü yer alıyor.

Michael Jackson, Marilyn Monroe, Muhammed Ali, Brad Pitt gibi ünlülerin heykelleri dünyadaki tüm Madame Tussauds müzelerinde zaten var. Asıl önemli olan bizim ünlülerin heykelleri.

Tarkan, Cem Yılmaz, Acun Ilıcalı, Ajda Pekkan, Sezen Aksu, dünyaca ünlü Türk doktor Mehmet Öz, Orhan Pamuk, Fazıl Say da olmalıydı. Eksikler var eksikler!

Yazının devamı...

Aşk değil pilav üstü döner

Sinan Akçıl çoğunluğu genç kızlardan oluşan hayran kitlesini kaybetmemek için sürekli kendisini benzetmeye çalıştığı Justin Bieber’ın sevgililerinden biriyle aşk yaşıyormuş.

İç çamaşırı değiştirir gibi sevgili yenileyen dünyaca ünlü Kanadalı pop ikonu 2016 yazında Alexandra Rodriguez adlı modelle Miami’de kısa bir süre flört etmişti.

Lüks bir tekneden birlikte denize girip wakeboard yaparken görüntülenmişlerdi.

Hatta onlara Justin’in 6 yaşındaki kardeşi Jaxon da eşlik etmişti.

Justin’in Alexandra ile gönül eğlendirmesinin nedeni uzatmalı aşkı Selena Gomez’i andırmasıydı.

Sinan Akçıl fırsatı kaçırmayıp klip çekimi için gittiği Miami’de hemen onu buldu.

Kendine özgü farklı anlatım tarzıyla tanınan bebek yüzlü popçu son zamanlarda hayli kilo vermiş.

Muhabirler nedenini sorunca “Aşktan arkadaşlar tamamen aşktan. Biraz uzak olsa da mesafeleri kısaltıyoruz. Coğrafya hocama şimdi hak vermeye başladım” demiş.

“Nasıl aşık oldunuz?” sorusuna da “Öğlen gördüm, akşam aşık oldum. 1.5 görüşte aşk bizimkisi” diye devam etmiş.

Türkiş Bieber’imiz yine döktürmüş.

Aşkının tarifini porsiyonlarla vermiş.

Pilav üstü döner siparişine benzetmiş!

Sosyete kızılay kuyruğunda

Lüks markaların taklit ürünleriyle mücadelede yeni bir formül bulmuşlar.

Yakalandığında şimdiye kadar imha edilen çakma tekstil ürünlerini artık etiketini kesip Kızılay’a bağışlayacaklarmış.

Kızılay, Burberry, Chanel, Prada gibi ünlü markaların çakmalarını ihtiyaç sahiplerine dağıtacakmış.

Dolar, Euro aldı başını gidiyor.

Orijinallerinin fiyatı herkesin elini yakıyor.

Sosyetenin marka düşkünü hanımlarını Kızılay kuyruğunda görürseniz hiç şaşmayın!

Moda dünyasının sonu geldi demektir

Demet Akalın moda dünyasına el atmış.

Kıyafetlerini bir alışveriş sitesinden kadınların beğenisine sunacakmış.

Demet’in seçtiği orijinal marka ve trend parçalar yakında satışa çıkacakmış.

Terzi kendi söküğünü dikemez misali bugüne kadar üstüne giydiği hiçbir kıyafeti yakıştıramayan ünlü popçu hemcinslerine de kendi zevkini aşılamaya çalışacaksa...

Arzu Kaprol, Bahar Korçan, Atıl Kutoğlu, Cemil İpekçi, Nur Yerlitaş, Yıldırım Mayruk, Dilek Hanif ve diğerleri artık bu işi bıraksın.

Moda dünyasının sonu geldi demektir!

Tüp değil hüp

Tarkan yakında baba olmaya hazırlanıyormuş.

Eşi Pınar ile tüp bebek tedavisine başladıkları iddialarını yalanlamış.

“Ne tüp bebeği? Ben gayet sağlıklıyım” diyerek konuya noktayı koymuş.

Sevgili Tarkan kendine güveniyor.

“Dizimde uyuturum seni

Kalbimin sarayları senin

Ben seni yaşatırım seni

Tut kolumdan çek götür beni

Hüüüüp diye içine çek beni” diyor.

Megastarımız, ‘Dudu’, ‘Öp’,‘Hepsi Senin Mi?’ ‘Gül Döktüm Yollarına’ ‘Adını Kalbime Yaz’ diye ‘Kuzu Kuzu’ gelecek.

Tüp yerine Hüp’letecek!

Yazının devamı...

Böyle kemer sıkma dostlar başına

Ebru Gündeş, 6 aydır Amerika’da cezaevinde olan eşi Reza Zarrab’dan boşanma kararı aldıktan sonra lüks yaşamında kısıntılara gitmiş. Ünlü şarkıcının harcamalarına dikkat ettiği ve kendine göre bir ekonomik önlem paketini devreye soktuğu iddia ediliyor. Ebru artık konserlerinde beş elbiseyi dönüşümlü giyiyormuş. Marka takı ve ayakkabılardan vazgeçmiş. Davet almasına rağmen alışveriş için pahalı mağazalara gitmiyormuş. Eşine ait özel jeti kullanmıyormuş. Kanlıca’daki ikiz yalısından Kemerburgaz’daki villasına taşınmayı düşünüyormuş. Şu fedakarlıklara bakar mısınız? Gözlerim yaşardı. Özellikle boşanma davası açtığı eşinin özel uçağını kullanmaması bana dokundu. Şimdi tarifeli uçaklarla yolculuk yapmak ve yanında kimse oturmasın, etrafında kimse olmasın diye Business Class’i olduğu gibi kapatmak zorunda kalacak. Ne diyelim? Böyle kemer sıkma dostlar başına!

Kıvanç’ın partneri olmak kolay değil

Kıvanç Tatlıtuğ yeni dizisi ‘Cesur ve Güzel’de başrolleri Tuba Büyüküstün ile paylaşıyor. Kimi popüler ve sevilen ikiliyi birbirine çok yakıştırıyor. Kimi de bugüne kadar yere göğe koyamadıkları Tuba’yı Kıvanç’a hiç yakıştıramıyor. Güzelliği dillere destan 34 yaşındaki cazibeli oyuncuya ‘çirkin’ diyenler bile varmış. Belki görmeye alışkın oldukları uzun saçlarını kestirdiği ve bu dizide kısa saçlı olduğu içindir. Belki de ne yaparsa yapsın zaten hayranlarına yaranamaz. Nedeni de yanındaki adamın inanılmaz yakışıklı olmasıdır. Üstelik Kıvanç bu dizide ideal havasını bulmuş. Eşi Başak Dizer’in imaj ve stil çalışması işe yaramış.

33 yaşındaki Adanalı aktör ‘cool’ görüntüsüyle fiziğine iyi uyan bir karakter yakalamış. Aynı durum ‘Kurt Seyit ve Şura’ dizisinde Kıvanç’la oynayan Farah Zeynep Abdullah’ın da başına gelmişti. Kıvanç’ın partneri olmak kolay değil!

Ferrari’sini kaybeden şımarık

‘Ferrari’sini Satan Bilge’ adında bir kitap vardır. Bilge bilgili, iyi ahlaklı, olgun, örnek kişi anlamındadır. Bir de Justin Bieber diye Kanadalı bir pop ikonu vardır. Kendisi çok bilgili değildir çünkü eğitimini yarıda kesmiştir. İyi ahlaklı olduğu iddia edilemez. Karışmadığı rezalet kalmamıştır. Henüz 22 yaşında olduğu için olgun sayılmaz. Şöhreti, kazancı haricinde ondan örnek de olmaz. Bieber neon mavisi özel yapım Ferrari’sini kaybetmiş. Nerede bıraktığını hatırlayamamış. Asistanı üç hafta sonra arabayı bir otelin garajında bulmayı başarmış. Demek ki neymiş? Ferrari’sini satan bilge gitmiş. Ferrari’sini kaybeden şımarık gelmiş!

Yazının devamı...

Ünlülerin balmumu müzesine gidin...

Ünlü balmumu heykel müzesi Madame Tussauds’un İstanbul merkezi açılıyor. Aman dikkat...

Londra’daki ünlü balmumu heykel müzesi Madame Tussauds’un İstanbul merkezi uzun çalışmalardan sonra 28 Kasım’da nihayet açılıyormuş. İşin güzel tarafı Türkiye ve dünyadan 55 ünlü ismin tıpatıp benzerleri olan balmumu klonlarına dokunmak, sarılmak ve onlarla fotoğraf çektirmek serbest olacakmış.

Bu durum bizim ülkede ciddi bir sorun olabilir. Müzeyi gezenler hayranı oldukları ünlülerin balmumu figürlerine sarılıp selfieler çekerken heykelin bir parçasını kopartıp hatıra olarak yanlarında götürebilir. Bir bakmışsınız Orhan Gencebay’ın bıyığı, Barış Manço’nun işaret parmağı, Kıvanç Tatlıtuğ’un saçının yarısı, Arda Turan’ın bir kolu yok. Beren Saat’in kolyesi, küpesi, Adile Naşit’in tepsisi, kahve fincanları, Yaşar Kemal’in gözlüğü, Mazhar Alanson’un şapkası, Zeki Müren’in siyah parlak ayakkabıları gitmiş. Hatta güvenlik görevlileri uyanık davranmazsa heykellerden biri bile yok olabilir. Müze çalışanları birbirlerine "Justin Bieber heykelini gören var mı?" diye sorabilir. Yetkililer belki bir süre sonra ünlülerin balmumu heykelleriyle ziyaretçilerin haşir neşir olmalarına izin vermeyebilir.

Onun için ünlülerin balmumu heykellerine sarılıp fotoğraf çektirmeyi düşünüyorsanız İstiklal Caddesi Grand Pera’daki müzeye bir an önce gitmenizde yarar var!

Araya avukatlar girince neler oluyor neler

Futbolcu Burak Yılmaz, şiddet gördüğü iddiasıyla kendisine boşanma davası açan iki çocuğunun annesi olan eşine karşı dava açmış. Çocuklarının velayetini istiyormuş. "Eşim çocuklara bakamaz" diyormuş. Ancak Burak iki ay önce dünyaya gelen bebeklerinin annesinde kalmasını istemiş. Mahkemeden iki yaşındaki büyük kızının velayetini talep etmiş. Yani küçücük kızı annesinden ve yeni doğmuş kardeşinden ayıracak, alıp onu Çin’e götürecek.

Böyle bir mantık olabilir mi? Araya avukat takımı girerse bal gibi olur. Nedeni gün gibi aşikar! Eşi Burak’tan 10 milyon TL tazminat istiyormuş. Burak da tazminatı reddedip nafaka indirimi talebinde bulunduğu dilekçesinde karşı atağa geçmiş. Bir annenin en hassas olduğu çocuklarının velayeti konusunda kozunu kullanmış. Boşanma davalarında araya avukatlar girince neler olabiliyor neler!

İkizler burcu Trump

ABD’nin çiçeği burnunda başkanı Donald Trump tipik bir İkizler burcu. Davranışları gece ile gündüz kadar farklı olabiliyor.

Kendimden biliyorum.

Trump seçim kampanyasında verdiği sözleri şimdiden unuttu.

"Sahtekar Hillary Clinton’u yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle yargılayacağım" demişti. Geçen gün kararından vazgeçtiğini söyledi. İkizler Burcu Trump. Bakalım dünyayı daha ne sürprizler bekliyor?

Yazının devamı...

Başak Burcu burcunu biliyor

Burcu Esmersoy çok marifetliymiş. Evde temizliği kendi yaparmış.

Mutfağı banyosu mis gibiymiş.

Elleri yanmaya başlayana kadar her yeri çamaşır suyuyla silermiş.

Burcu bir yandan da çalışıyor ve iyi para kazanıyor.

Ayrıca güzel, ünlü ve havalı bir kadın

Bu devirde böyle ideal bir kısmet bulunmaz.

Ünlü sunucunun bugüne kadar başından bir evlilik geçti.

İtalyan eşinden boşandıktan sonra nikah masasından hep uzak durdu.

Burcu’nun meğer kendine göre bir prensibi varmış.

“Erkeğe önce burcunu sorarım” demiş.

Yengeç ve Balık burcu erkeklerden uzak durduğunu söylemiş.

Benim bildiğim kadınlar İkizler Burcu erkeklerinden çekinir.

Amerika’da bekarlık günlerimde tanıştığım kadınların çoğu İkizler Burcu olduğumu öğrendiklerinde arkalarına bakmadan yanımdan uzaklaşırdı.

Baktım olacak gibi değil sonunda “Ama yükselenim Aslan” demeye başladım.

8 Eylül 1976 doğumlu Kamile Burcu Esmersoy ise Başak burcundan.

En büyük emeli beğenilmek, en büyük arzusu işinde başarılı olmak ve en belirgin özelliği de temizlik olarak gösteriliyor.

Burcu burcunun özelliklerine o kadar uyuyor ki Yengeçler ile Balıklardan kaçıyorsa mutlaka bir bildiği vardır.

Başak Burcu burcunu biliyor!

Nerden nereye?

Gülben Ergen üç oğlu Atlas, Ares ve Güney’in babası Mustafa Erdoğan ile 7 yıllık evliliğine 2012 yılında noktayı koyduktan sonra Erhan Çelik ile dünya evine girdi.

“Büyük aşklar nefretle başlar” derler.

Bunlar da Erhan Bey’in Gülben Hanım’a Twitter üzerinden ‘cahil’ demesiyle 4 yıl önce tartışarak tanışmışlardı.

Daha sonra kavgaları cilvelere döndü, evlendiler.

Birlikte Umreye gidip el ele fotoğraflar çektirdiler.

Daima mutlu ve uyumlu bir aile tablosu sergilediler.

Derken 2. evlilik yıldönümlerinde aniden boşanmaya karar verdiler.

Erhan Bey evden ayrılırken yanına sadece Gülben Hanım’ın üç oğlunun tişörtlerini almış.

Çünkü onları çok özlüyormuş.

Yeşilçam döneminin Türk filmlerini gölgede bırakacak acıklı bir aşk hikayesi.

Adam cahil dediği kadınla evleniyor, onunla Umreye gidiyor, sonra da kadının ilk eşinden olan çocuklarının tişörtleriyle evi terk ediyor ve boşanma davası açıyor.

Bundan daha ilginç bir senaryo olamaz.

Başrollerde Gülben Ergen ile Erhan Çelik.

Filmin adı da hazır.

Nerden Nereye!

Erkeklere kötü haber

Kenan Doğulu ile Beren Saat, İstanbul Komedi Festivali’nde Yılmaz Erdoğan’ın yeni gösterisini izlemeye gitmiş.

Çıkışta muhabirler Beren’e “Kenan Bey’i komik buluyor musunuz?” diye sormuş.

Ünlü oyuncu “Eh 5 senedir birlikteyiz, tabi ki” diye cevap vermiş.

Kenan Doğulu başarılı bir müzisyendir.

Güler yüzlü ve sempatiktir. Ama komik filan değildir.

Beren onu komik buluyorsa, birliktelik ne kadar uzarsa erkek kadına o kadar komik gelmeye başlıyor demektir.

Bu da erkekler için kötü haberdir!

Yazının devamı...

Civciv çıkacak kuş çıkacak derken

Demet Akalın geçtiğimiz hafta sonu aynı akşam iki ayrı yerde program yapmış.

Bostancı Gösteri Merkezi’ndeki konserinde sahneye bir kuş kafesi içinde inmiş.

Hamarat ve başarılı popçu Nur Yerlitaş imzalı şık bir kostüm giymiş.

Elbiseye 15 bin TL vermiş. Kafasındaki aksesuarların maliyeti bin 500 TL imiş.

Guiseppe Zanotti marka ayakkabılarına ise 7 bin 500 TL ödemiş.

Mekan tıka basa doluymuş.

Oradaki konseri biter bitmez Etiler’deki ‘Sahne İstanbul’a koşmuş.

Sahnede “Bugün ikinci konserim. Gram yorulmadım, maşallah” demiş. Gerçekten de maşallah. Demet kendini müthiş geliştirdi. Dört dörtlük bir şarkıcı haline geldi.

Repertuvarı, yorumları, sahnesi, şovları hepsi dört dörtlük.

Tek sorun giyiminde.

Ne kadar dünyaca ünlü marka olursa olsun bir türlü üstüne yakıştıramıyor.

Ne kadar para verip kostümler diktirirse diktirsin üstüne giydiğinde sırıtıyor.

Örneğin Bostancı konserindeki görüntüsüyle Cadılar Bayramı partisine gladyatör kıyafetinde gitmiş birini andırıyor.

Sahneye de zaten kafesin içinde inmiş.

Çiki çiki çak çak civciv çıkacak kuş çıkacak sanmışlar.

Derken kafesin içinden dişi gladyatör Demet çıkmış!

Dünya starları sıraya girmez

Mustafa Sandal’ın Hollywood’un güzel yıldızlarından Penelope Cruz’a benzeyen eşi Emina Sandal üç dil biliyormuş.

Ana dili olan Sırpça, koca dili olan Türkçe ve dünya starlarının dili olan İngilizce. Emina geçenlerde ünlü bir şarkıcı olduğu memleketi Sırbistan’da görüntülendiğinde ‘No no’ diye tepki verdiği için eleştirilerin hedefi olmuş.

Televizyon kanallarına taşınan olayda Emina’nın Sırpça yerine İngilizce konuşmayı tercih etmesi hoş karşılanmamış.

Emina İstanbul’a döndüğünde para çekmek için Akmerkez’de bir bankaya gittiğinde yine haber olmayı başarmış.

Sıraya girmeden gişeye yönelince müşterilerden tepki çekmiş.

Sırada bekleyen yaşlı bir teyze hızını alamayıp söylenmeye devam edince Emina cep telefonuna sarılarak konuşulanları duymazdan gelmiş.

Emina’nın başına gelenlere bakar mısınız?

Sırpların haberi yok.

Dünya starları hep İngilizce konuşur.

Teyzenin haberi yok.

Dünya starları sıraya, kuyruğa girmez.

Ne oluyoruz ya!

İki ayaklı nüfus cüzdanı

Sevgilisinin kimliğini bedeninin çeşitli yerlerine dövme olarak yaptıranlar var.

Tıpkı Arda Turan’ın Mayıs 2015’den beri aşk yaşadığı Aslıhan Doğan gibi.

Şimdi ayrılmışlar.

Aslıhan, koluna yazdırdığı Arda’nın doğum tarihini sildiriyormuş.

İsimler, resimler, doğum tarihleri.

Bunlarla aşkını dünyaya filan ilan etmiş olmuyorsun.

Bir başkasının iki ayaklı nüfus cüzdanı gibi duruyorsun!

Yazının devamı...

Nerdesin Faik? Burdayım aşkım!

Safiye ve Faik renkli bir çift. Bu saatten sonra ikisinin de yanında bir başkası olsa yadırganır.

Safiye Soyman ile Faik Öztürk 17 yıllık süren birlikteliklerine son vermiş.

Galatasaray da ezeli rakibi Fenerbahçe’yi Kadıköy’de 17 yıldır yenemiyor.

Demek bu geleneğin bozulmasının zamanı geldi.

Safiye ve Faik çifti 17 yıl sonra yollarını ayırdıysa Galatasaray da Fenerbahçe’yi bu akşam Kadıköy’de oynanacak derbide nihayet yenecek demektir.

"Hayatımda böyle saçma bir şey duymadım. Bu ne biçim mantık?" diyorsanız çok haklısınız.

Ama 17 yıldır Kadıköy’deki Fenerbahçe maçlarında çoğu zaman yenilen ve nadiren alınan beraberliklerle teselli bulan bir Galatasaraylı olarak totem yapmak istiyorum.

Bir işe yarayacağını sanmıyorum.

Ancak denemekte yarar var.

Çünkü başka çare kalmadı.

Bugüne kadar ne yaptıysak tutmadı.

Fenerbahçe’nin en kötü zamanında gittik orda yenildik onları kendilerine getirdik.

2000 yılında bizi UEFA Şampiyonu yapan Fatih Terim başımızdayken 2002 yılının 6 Kasım’ında 10 kişi kalan ezeli rakibimizden yarım düzine gol yedik.

Berabere kaldığımızda Şampiyonlar Ligi finalini kazanmış gibi sevindik.

Onun için kimse kusura bakmasın.

Son umudumuz Safiye ile Faik çifti.

Cimbom bu akşam kazanırsa kimse şaşırmasın!

Faik Bey, Safiye Hanım sayesinde gizli hünerini keşfetti, üne kavuştu.

Gül gibi geçinip gidiyorlardı

Şaka bir yana magazin dünyasının en renkli çifti Safiye ile Faik ikilisinin ayrılmasına ben şahsen çok şaşırdım.

Onların tencere kapak misali birbirlerine çok yakıştıklarını düşünüyordum.

Ayrıca genelde çiftlerin bir süre sonra birbirlerinden soğumalarına, bıkmalarına ve monotonlaşmış hayatlarını ayırmalarına neden olan evlilik olayına girmemişlerdi.

Birbirlerinin hayat arkadaşı olarak gül gibi geçinip gidiyorlardı.

Üstelik birbirlerini olduğu gibi kabul etmiş gibi görünüyorlardı.

Safiye Faik’i, Faik de Safiye’sini çok iyi tanıyordu.

Birbirlerinin huyunu, suyunu avuçlarının içi gibi biliyordu.

Bir de üstelik birlikte sahneye çıkıp iyi para kazanıyorlardı.

Bu saatten sonra ikisinin de yanında bir başkası olsa yadırganır.

Safiye için Faik’in, Faik için de Safiye’nin yerini kimse dolduramaz.

Hurdacıdan komedyen çıkardı

Safiye Hanım özel yetenekleri olan bir kadın.

Hurdacı adamdan stand-up komedyen çıkardı.

Faik Bey onun sayesinde gizli kalmış hünerini keşfetti ve üne kavuştu.

Faik Bey de hayat arkadaşını el üstünde tutan evcil ve neşeli bir adam.

"Safiye evinde çıkardığı çorabın yerini bilmez, ben ona Leydi gibi bakıyorum’’ diye kadınına olan sevgisini, saygısını ve bağlılığını açıkça gösterebiliyor.

Aradan 17 yıl geçmesine rağmen Safiye’si için "Bana onun kokusu yeter" diyebiliyor.

Bu devirde böyle eş veya hayat arkadaşı zor bulunur.

Çoğu insan yaşamları boyunca sevebilecekleri, anlaşabilecekleri ve birlikte gülebilecekleri partner bulamıyor.

Bunlar kelimenin tam anlamıyla bulmuş da bunuyor.

Ne Faik, Safiye kadar tatlı ve doğal bir kadın bulabilir.

Ne de Safiye, Faik kadar kendisine ihtimam gösteren esprili bir adam bulabilir.

Safiye Hanım yine sahneye çıkar şarkısını söyler.

Ama Faik yanındayken olan havasını yakalayamaz.

Faik Bey de Safiye’siyle birlikte yakaladığı popülaritesini mumla arar.

Onun için Safiye Hanım telefona sarılsın.

Hadise’nin şarkısındaki gibi.

‘Nerdesin Faik’ diye hayat arkadaşını arasın.

Faik de ‘Burdayım Aşkım’’ diye yanıtlasın.

Bir an önce barışsınlar.

Onlar ermiş muradına.

Çıkmasak da olur kerevetine.

Biz bakalım derbinin neticesine!

Yazının devamı...

Karpuz değil ki bu seçesin

Meryem Uzerli’nin bugüne kadar ilişkiye girdiği erkekler konusunda yanılması çok normal...

Meryem Uzerli Altın Kelebek Ödül Töreni’nde İlker Kaleli’ye "En İyi Erkek Oyuncu" ödülünü verirken hem çok doğal hem çok tatlıydı. Güzel oyuncunun doğru adamı seçemediğini itiraf ederek kendisiyle dalga geçmesi gecenin en renkli ve esprili olayıydı. Meryem şuh kahkahalar atarak eski sevgililerine göndermede bulundu.

Aslında kadınların doğru erkeği seçmesi aslında tamamen şanslarına bağlıdır. Çünkü erkekler karşı cinsi tavlamak için başta gerçek yüzlerini göstermezler. Karaman’ın koyunu sonra çıkar oyunu misali zamanla kendileri belli ederler. Huylarını sularını iş işten geçtikten sonra ortaya dökerler. "Aaa bu muydu benim beğendiğim adam?" diye kadını hayretler içinde bırakırlar.

Kavunu koklayarak seçersin. Çünkü hepsi birbirine benzer. Burnun iyi koku alıyorsa iyisini bulursun. Karpuzlar da birbirine benzer. Onları seçerken de tokatlarsın. Nedenini bilmiyorum. "Ben tarlanın kralıydım beni al pişman olmazsın" diye içinden bir ses de gelmiyor. Erkekler kavun, karpuz gibi dış görüntü olarak birbirlerine benzemez. Hepsinin tipi farklıdır. Ama onları kokularından anlayamazsın. Göbeğinden tokatlayarak da anlamazsın. Meryem Uzerli’nin bugüne kadar ilişkiye girdiği erkekler konusunda yanılması çok normal.

Kader, kısmet meselesi. Sonuçta erkek milleti bu. Karpuz değil ki seçesin!

Bir Fas krizimiz eksikti

Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan dünya liderleri arasında rakipsiz ve tartışmasız en aktif, en üretken ve en çalışkan olanı.

Hiçbiri onun inanılmaz temposuna ve baş döndürücü hızına yetişemiyor. Hemen hemen her gün bir konuşma yapıyor, açılışlara, toplantılara, etkinliklere katılıyor ve dünyayı dolaşıyor. Yoğun programı sırasında geçenlerde Ankara Esenboğa Havalimanı’nda oyuncu Murat Yıldırım ve Faslı sevgilisi Imane El Bani ile karşılaşmış.

Cep telefonundan görüntülü konuşma ile Imane’yi Londra’da yaşayan babasından istemiş. Allah’tan adam Murat’ın damadı olmasını kabul etmiş ve kızını vermiş. Yoksa duman olmuştuk. Bir Fas krizimiz eksikti!

Sakın peşinden gitme

Serdar Ortaç’ın İrlandalı manken eşi Chloe Loughnan ani bir kararla Amerika’ya gitmiş. "Miami’de mankenlik yapacağım. Türkiye’ye dönmeyi düşünmüyorum" demiş. Evliliklerinin yürümesi için Serdar’ın da Amerika’ya yerleşmesini şart koşmuş. Ünlü popçu 46, eşi 24 yaşında. Yaşı itibariyle de aklı havada. Chloe sarışın, uzun boylu, düzgün vücutlu bir manken. ABD’de onun gibi ve ondan genç çok manken var. Yani burada iş bulamıyorsa orada hiç bulamaz. Serdar deseniz Türkiye’de popüler. Türkiye’de para kazanıyor, orada kaybolur gider. Aman Serdar sakın peşinden gitme...

Yazının devamı...

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.