Tatil öncesi kitap önerileri
Bayram tatilinde tarih meraklıları Salman Rushdie’yi tercih ederken, Gurur ve Önyargı’nın Hamdi Koç çevirisi, okumaktan zevk alacağınız romanlar arasında olacak
Hikaye içinde
hikaye arayanlara...
“Şeytan Ayetleri” ile yasaklı ve tartışmalı yazar olarak anılan, “Gece Yarısı Çocukları” ile dünyanın en prestijli ödüllerinden Booker’ı kazanan Salman Rushdie’nin yeni romanı “Floransa Büyücüsü”, 15 ve 16. yüzyıl Floransa’sında ve Hindistan’ın Mughal İmparatorluğu’nda geçen bir tuhaf aşk hikayesi... Rüşdi’nin “Bu kitabı yazmak için yıllarca okuyup araştırma yapmam gerekti” dediği roman, Mughal İmparatorluğu’nun sarayında başlıyor. (Bizim Babür İmparatorluğu dediğimiz.) İmparator Ekber’in sarayına sarı saçlı, genç bir Avrupalı gezgin gelmiştir. Kendisine “Mogor dell’Amore” diyen bu yabancı İmparator Ekber’le akraba olduklarını iddia eder ve bunu kanıtlamak için de bir hikâye anlatmaya başlar. Hikâye Ekber’in büyükbabası Babar’ın kız kardeşi, kayıp Babür prensesi, Qara Koz hakkındadır. Tıpkı “Bin Bir Gece Masalları”ndaki Şehrazat’ın anlattığı masaldaki gibi hikaye içinde hikaye barındırır... Öyle ki, kimi zaman işin içine Amerigo Vespucci de girer Raffaello da... Anlayacağınız, Salman Rushdie, bu romanında Doğu masallarının kurnaz ve keyifli üslubunu bol bol kullanmış. Nitekim bu yüzden de romanla ilgili çıkan yazılarda “klasik tarihi roman” demek yerine “post-modern kurmaca bir eser” tanımı tercih edilmiş... Farklı ve renkli anlatıcılar, gezginler, serüvenciler tarafından anlatılan hikayeler barındıran roman, özellikle Salman Rushdie okurlarının ya da eğlenceli, tarihten beslenen, hikaye içinde hikaye sevenlerin kaçırmaması gereken bir okuma şöleni...
Her daim aşk, her daim
Jane Austen sevenler için
İki yüzyıllık bir geçmişi var Jane Austen romanlarının. Pek çok filme, tiyatro oyununa uyarlanan bu romanlar, pek çok esere de ilham verdi (Buna “Bridiget Jones’un Günlüğü” gibi modern kitaplar da dahil.) Kahramanları hep ölümsüz aşkı aradı ama “yanlış anlamalar”dan ötürü bir türlü kavuşamadı. Ancak bu klişe konularına rağmen, hangi ülkeden, kuşaktan, eğitim seviyesinden ya da meslekten olursa olsun okur buldu kendine. “Gurur ve Önyargı” da bu romanlardan biri... Ancak size, İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan baskısını önermek isterim. Çünkü bu bir Hamdi Koç çevirisi. Bunun güzel bir çeviri olduğundan beni de Selim İleri haberdar etmiş, “Bildiğinin dışında bir Jane Austen okuyorsun” demişti. İnsan okurken kendini bir anda 18. yüzyıl İngiltere’sinde sanıyor. Austen’in “Gurur ve Önyargı”sı kalbi kırık aşıklar için tatlı bir teselli olabilir... Tabii onları terk eden zalim sevgililere de kaçırdıklarını anlamaları için bir fırsat!
Lig başladı
İslam Çupi’nin 1957’den 1981’de başlayan Milliyet dönemine dek yazdığı yazılardan keyifli bir derleme. Her biri drama tadındaki maç hikâyeleri, dönemin spor yıldızlarının ve parlayan takımlarının portreleri, dünya futboluna dair gözlemler... Futbol ve spor ortamı hakkında taşlamalar... Ve tabii eski İstanbul sahneleri... Futbola, estetik değerler yüklemeye çalışarak, sevgiyle, muhabbetle bakan bir yazarı ve böylesi bir futbol hayalini özleyenler için... İletişim Yayınları, Futbol Kitapları dizisinde, Türk futbolunun bu güzel insanının seçme yazılarını üç kitap halinde yayımlıyor.