Sudokuyla işlenen cinayetler
.
Sudoku sadece bir bulmaca mıdır? Nurdan Beşergil’in Can Yayınları’ndan çıkan polisiye romanı “Bana Baktığın Gibi Bakma” bu soruya “hayır” diyor. Çünkü onun romanında sudokularla cinayet işleniyor. Cinayetleri aydınlatmak için gönüllü olarak kolları sıvayan ise sudoku uzmanı bir ev kadını.
* Sudoku’dan hareketle bir polisiye yazma fikri nasıl ortaya çıktı?
Tahmin edebileceğiniz gibi, sudoku çözerken ortaya çıktı. Üstünde fazla düşünmeden ve detayları hesaplamadan, gerçekten de dediğiniz gibi bir fikir olarak oluştu. Başlarken bir polisiye kurgu peşinde değildim. Sudoku çözerken rakamların, olasılıkların ve değillemelerin bana neler düşündürdüğünü anlatabilir miyim acaba, diye yola çıktım. Bence anlatıdaki polisiye unsurlar, ön plana çıkmasını istediğim karakterleri ve düşünceleri sürükleyip götürme görevi görüyor.
* Polisiyelerin en önemli öğesi meraktır. Ancak git gide bu yerini dedektifin kişiliğine, olay detaylarına bırakmaya başladı... Bir de tüm bunların yanı sıra mizah da var. Neden böyle bir tarz?
Bence kitapta kılık değiştiren bir merak var. Neler olacağına dair merak, karakterler yerleştikçe ve olaylar ilerledikçe, şimdi ne diyecek, şimdi ne yapacak, acaba ne düşünüyor, merakına dönüşüyor. Bahsettiğiniz mizahsa, bence anlatının gerçekçi olmasını sağlıyor. Günlük yaşamımızda, özellikle de kitaptaki gibi beklenmedik olaylar karşısında, aslında hiç de ciddi düşünceler üretmiyoruz ve böyle durumlarda hiç de aklı başında laflar etmiyoruz. Bu yüzden, yani özellikle komik olmaya çalışmadığım için kitaptaki mizah yerine oturdu. Ayrıca mizah olarak değerlendirilen diyalogları ve yorumları, maksadını aşması ve söylediğinden daha fazlasını anlatabilmesi niyetiyle kullandığımı eklemeliyim.
* Siz sudoku çözüyor musunuz?
Çözmez miyim... Ama uzun süre çözmezsem elime aldığım ilk soru çizelgesine bakakalıyorum ve rakamlar da kutular da sanki hiç sudoku çözmemişim gibi yabancı geliyor. Bir de, bu kadar yıldan sonra hâlâ her sudoku sorusunu bitirdiğimde anlamsız bir boşluk hissediyorum.