Şifre de var, Kutsal Kâse de
Edebiyat dünyasının en popüler konularından olan “Kutsal Kase” bu kez Kate Mosse imzalı bir kitapla karşımızda
“Da Vinci Şifresi”nden önce de edebiyatın ve alternatif tarihin sevdiği bir temaydı “Kutsal Kâse.” İşin tuhaf yanı Dan Brown’un tüm dünyada çok satanlar listelerini alt-üst eden romanına rağmen hâlâ da öyle. Bu kadar çok okunmasına ve işlenmesine rağmen ilgi gören bir başka konu var mıdır, bilinmez...
İşte Kate Mosse imzasını taşıyan “Labirent” de bu kervana yeni katılan romanlardan. “Üç Sır, İki Kadın, Bir Kâse” alt başlığını taşıyan roman, bu yıl ABD’de en çok konuşulan kitaplar arasına girdi ve hakkında “Da Vinci Şifresi’ni ve Tolkien kitaplarını çağrıştırıyor” yorumlarında bulunuldu.
Roman, adından da anlaşıldığı üzere iki kadının hikayesi üzerine kurulu. Kahramanlardan ilki bundan 796 yıl önce yaşamış olan genç bir kadın; Alais. Hikaye de babasının ona 1209 yılının Temmuz ayında bir kitap vermesiyle başlıyor. Bu “Kutsal Kâse”nin gerçek hikayesinin anlatıldığının iddia edildiği gizemli bir kitap. On altı yaşındaki Alais her ne kadar bu kitaptaki garip kelimelerin ve simgelerin anlamlarını bilmese de onu her şeye rağmen saklaması gerektiğini anlıyor. Mısır’ın çöllerine dek uzanan bu bölümden sonra roman, okuru günümüz dünyasına getiriyor ve bizleri diğer kadın kahramanımız Alice ile tanıştırıyor.
Alice bir arkeolog. 2005’in Temmuz ayında Carcassona’nın varoşlarındaki dağlarda iki ceset bulmuştur. İşte onun bu keşfi farklı zamanlarda ama aynı mekanda bulunmuş iki kadının hikayesini buluşturacak ve okuru labirent gibi ilerleyen bir tarihin içinde dolaştıracaktır.
Sevin Okyay’ın Türkçeleştirdiği “Labirent”, “şifreli tarihsel romanlar” sevenler için...
SELÇUK DEMİREL “ELLERİ” ANLATIYOR
Desenleri Le Monde, Washington Post, New York Times, Wall Street Journal gibi dünyanın en önde gelen gazetelerinde yayımlanan ünlü çizer Selçuk Demirel’in kalemi bu kez elleri anlatıyor. Eğilip bükülen ve başkalaşan eller bunlar. Kimi zaman bir adam kimi zaman bir kadın olup karşımıza çıkıyor. Dahası bir karakteri, duruşu, geçmişi, psikolojisi var bu kadının ve adamın. Her parmağın, her boğumun bir hikayesi var; kimi düğüm atıyor, kimi düğüm olmuş... Üstelik kimi siyasi gelişmeleri anlatırken kimi de insanoğlunun en varoluşsal sorunlarından dem vuruyor.