İyi ki Tolkien ailesinden değilim
.
Tolkien ailesi, Warner Bros’a tazminat davası açmış. Hem de 80 milyon dolar değerinde. Gerekçeleri ise özetle şu: Peter Jackson’ın yönetmenliğini yaptığı üç filmlik serinin, kitabın hakkını veremediği, yazarın saygınlığına gölge düşürdüğü ve filmlerden esinlenerek üretilen yan ürünlerin eseri bir meta haline getirdiği...
Söz konusu filmlerin tüm dünyada milyonlarca kişi tarafından beğeniyle seyredildiğini, “Yüzüklerin Efendisi” hayranlarının kitabın sinema uyarlamasına tam not verdiğini, dahası “Kralın Dönüşü” filminin en iyi film dahil 11 dalda Oscar Ödülü aldığını düşününce bu iddialar komik oluyor. Hele hele filmler nedeniyle eserin “metalaştırıldığı” iddiası ise ciddiye bile alınacak gibi değil. Çünkü bir kitap yayınlanıp üzerine fiyat konduğu an zaten metalaşmıştır.
Hiçbir üründen telif hakkı alamadılar
Peki Tolkien ailesi benim bildiğim bu basit gerçekleri bilmiyor mu? Elbette biliyor. O zaman diyeceksiniz ki, Warner Bros gibi ünlü bir film şirketini böylesi sudan sebeplerle neden dava ediyor. Hem de Aralık 14’te yine Peter Jackson’un yönetmenliğini yaptığı yazarın bir diğer kitabı olan “Hobbit”in sinema uyarlaması vizyona girecekken.
Yanıt çok basit; çünkü Tolkien ailesi şu ana kadar ne filmlerden ne de bu filmlerden esinlenerek üretilen yan ürünlerden tek kuruş almadı ve alamalacak da. Zira Tolkien yaşarken, bu iki eserin de yayın haklarını satmıştı!
Şimdi kendinizi oğul Tolkien’in yerine koyun. Yıllar yılı babanızın odalara kapanıp tuhaf şeyler yazdığını hayal edin, herkesin babasından farklı şeyler düşündüğünü, farklı davrandığını ve siz okuyun diye bir kitap yazdığını ve bir şekilde bu kitabın ticari değerini kestiremeyip yayın haklarını sattığını... Sonra da bu kitabın sinema uyarlanmasının ve yan ürünlerinin dünyayı kasıp kavurduğunu ve sizin hiçbir maddi hak talep edemediğinizi... Kendi adıma şu kadarını söyleyeyim; Christopher Tolkien olmadığım için çok mutluyum. Herhalde içim içimi yer; babamın o imzayı attığı gün neden fırtına çıkmadı, evin kapıları niye kilitlenmedi, son anda anlaşmaya birileri nasıl oldu da mürekkep dökmedi diye düşünürdüm. Ama bir yandan da hiç umursamayabilirdim. Çünkü burası Türkiye ve ben de onun her türlü haksızlık karşısında hayatta kalmayı başaran fertlerindedim. Malum biz de yıllar yılı ne Aydın Ilgaz babası Rıfat Ilgaz’ın eserlerinin uyarlamasından telif hakkı talep edebildi, ne de Işık Öğütçü Orhan Kemal’in kitaplarından... Sürekli şu sözü duymak zorunda kaldılar: “Ne güzel bu filmler sayesinde isimleri ölümsüzleşti.” Sanki kitaplar geçiciymiş gibi!