Goya’nın dünya çapındaki sergisi Pera’da
.
Çağdaş sanatın dev ismi Goya’nın eserleri İstanbullu sanatseverlerle buluşuyor. Bugün başlayacak sergi 29 Temmuz’a kadar sürecek.
İstanbul “Rembrandt ve Çağdaşları” ve Van Gogh’un dünyasının dijital bir sunumla anlatıldığı “Van Gogh Alive” sergisiyle eşzamanlı olarak bir büyük sanatçıyı daha ağırlıyor: Francisco de Goya’yı.
Eserleri ile ünlü Fransız şair Baudelaire ve yazar Victor Hugo’nun da aralarında bulunduğu dönemin önde gelen sanatçılarını derinden etkileyen Goya’nın 218 gravürünün yer aldığı sergiyi Pera Müzesi Müdürü Özalp Birol, “Goya’nın özel dünyasına girme olanağı veren bir sergi olarak” tanımlıyor: “Çünkü Goya geçinmek için sipariş üzerine de resimler yapmış bir ressam. Yani bu tür resimlerde onun dünyasını, hayata bakışını göremeyebiliriz. Ama gravürleri böyle değil. Onlar sanatçının dünyayla ilişkisini anlatan eserler.”
“Kapriçyolar”, “Savaşın Felaketleri”, “Boğa Güreşleri” ve “Atasözleri ya da Zırvalar” başlıklı dört gravür serisinin yer aldığı sergideki eserlerin toplam değeri 8 milyon euro’nun üzerinde.
Peki Goya’yı bu kadar değerli kılan ne?
Yaptığı harika portreler ve akademik resimlerindeki mükemmel tekniğinin ve sanatsal değerin yanı sıra bu sorunun yanıtını yaşadığı dönemde ve hayat hikayesinde aramak gerek. Zira geçirdiği bir hastalık sonucu sağır kalan Goya’nın sanat hayatına 1808’de patlak veren İspanyol Bağımsızlık İç Savaşı damgasını vurur. Bu savaş ünlü ressamı derinden etkiler ve fırçasını sansürsüz ve korkusuzca kullanır. İşte bu dönemde, “Savaşın Felaketleri” sergisini yapar. Bu gravürler bir savaşın tutanağı, vakanüvisi gibidir. Oysa o zamana kadar savaşlar marifetmiş gibi resmedilirdi. Goya ise savaşın dehşetini görmüş ve bunları resmetmişti. Öyle ki, onun bu resimleri bugünkü savaş muhabirliğinin önünü açmıştır.
Sergide yer alan bir diğer seri “Boğa Güreşleri” ise ünlü ressamın hem özel ilgisinin bir ürünü (gençliğinde boğa güreşi yaptığı söylenir) hem de para kazanma ihtiyacının sonucudur. Çünkü Kral VII. Fernando kelimenin tam anlamıyla bir boğa güreşi tutkunuydu va o sıralar parasızlık yaşayan Goya da onun bu tutkusundan yaptığı 40 gravürle yararlanmayı bilmişti.
Pera Müzesi Müdürü Özalp Birol, Goya’nın aynı zamanda bir saray ressamı olduğunu hatırlatarak bu amaçla sergide Kral IV. Carlos ve Kraliçe Maria Luisa’nın portrelerine de yer verdiklerini belirterek şöyle diyor: “Bu bütünlüklü bir seçme sergi. Mesela çocuk gravürlerinin sonuncusunda çocuklar savaş oyunu oynar, işte bu gravürden sonra ressamın savaş üzerine tablosu yer alıyor. Tüm sergi bu şekilde kurgulandı.”
Peki serginin en önemli ya da en ilginç eseri, eserleri hangisi?
Özalp Birol, “İki portre çok değerli” dişor: “Boğa Güreşçisi Portresi Goya’nın en değerli portrelerinden kabul edilir. Bu tablo sergimizde yer alıyor. Ayrıca Goya’nın yakın arkadaşı Martin Zapater’in portresini yaptığı tablosu da var. Bu eser de çok önemli çünkü Goya bu resmi para almadan yapmıştır.”
Bu sergi için 2010 yılından beri çalıştıklarını belirten Özalp, “Bu sergiyi bize biraz da Botero sergisi getirdi” diyor; “Çünkü Botero sergisine, sanatçının eşi ve arkadaşları da gelmişti. İşte o zaman Goya sergisinin iki küratöründen olan Marissa Oropesa ile tanışmıştık. Böylece ‘Goya Zamanın Tanığı’ sergisinin süreci başlamıştı.”