Gecikme hızımız; 375 yıl!
Bazı kitaplar vardır, sadece yazarının ya da okurunun hayatını değil dünya tarihini değiştirir
Bunlar meraklı olduğu kadar tutkulu ve cesur zihinlerin ürünüdür. Galileo Galiei’nin “İki Büyük Dünya Sistemi Üzerine Diyalog” kitabı gibi...
Ben fizikçi değilim, astrofizikçi hiç... 21’inci yüzyılın ilk çeyreğinde yaşayan bir insan evladı olarak bu kitaptan bahsetmemin nedeni bu yüzden üzerine bir ek yapmak ya da bir yerini düzeltmek olamaz. Naçizane bir kitap tanıtımı benimkisi... Sanırım Avrupa ya da ABD’deki meslektaşlarım bu yazıyı okusalar şaşırıp kalırlar... Tabii “Galileo’nun kitabını 375 yıl sonra tanıtmayı akıl etmiş” diye küçümserler de! Ne yazık ki benim bir kabahatim yok! Kitap Türkiye’de daha yeni basılıyor!
Daha önce Galileo’nun “Diyalog”u adı altında bazı kitaplar elbette yayımlandı... Ama bunlar orijinal metnin “özet”i niteliliğindeydi. Hani, bize yıllarca “homo economus”un müthiş bin anlatısı olan Robinson Cruose’yu bile bir çocuk kitabı diye okutan o korkunç yayıncılık anlayışının ürünü olan kitaplardandı bunlar. Kısaca biz Galieo’nun dünya tarihini kökünden değiştiren hatta dünyayı ters döndüren bu kitabını hiç okumadık, okuma imkanı bulamadık. “Fizik, astronomi bölümlerinde okuyan öğrencilerin kendilerine hangi kitabı kaynak aldıkları” sorusunun yanıtı ise bizi elbette ki “Türk Eğitim Sistemsizliği” diyebileceğimiz o büyük bir kara deliğe sürükleyecektir. Yazık! Zaten İktisat fakültesi mezunu biri olarak söyleyebilirim ki; bizlere de ne “Kapital”i ne de “Milletlerin Zenginliği”ni okuttular.
Tabii şimdi pek çok kişi, “Böylesi bir fizik kitabı çevrilseydi bile biz anlar mıydık?” diye düşünüyor olabilir. Anlardınız, zaten Galielo’nun iddiası da kiliseyi karşısına almasının nedeni de buydu. Çünkü kiliseyi harekete geçiren Galieo’nun dünyanın döndüğünü söylemesi değildi. Bunu daha önceki fizikçiler de söylemişti.
Kilise, Galieo’nun bunu ünlü teleskopu ve yazdığı kitap sayesinde küçük bir elit zümrenin meselesi olmaktan çıkarıp halka ulaştırmasına kızmıştı. Çünkü böylece bir anda halk, evrenin İncil’de anlatıldığı gibi yaratılıp yaratılmadığını tartışmaya başladı. Dahası Galieo, kitabında “dünyanın döndüğünü değil” asıl olarak “o zamana dek dünyanın dönmediğinin ispat edilemediğini ispatlamayı” amaçlamıştı. Ve bunu da yaptı.
Peki, bunun anlamı ne? Şöyle söyleyeyim; bir iddianız mı var, ispatlamanız gerek! İşte bu nedenle bu kitap için bilimin temeli deniyor. Sizce de bu durumda eğitim sistemsizliğimizle bilim arasındaki çok önemli bir kablo kopuk değil mi?
Çok önemli not: Bu kitabı beş senesi vererek çeviren Reşit Aşçıoğlu’na çok teşekkürler. Çünkü bu ülkede böylesi “çılgın” kişilikler olmasa bu tür projeler ne yazık ki hayata geçemiyor. Zira böyle bir kitabı çevirmek için kişinin hayatının bir dönemini sadece o kitaba adaması gerek. Ama yayınevlerinin gücü de bunu finanse edecek düzeyde değil. Bu nedenle iş Aşçıoğlu gibi çılgın çevirmenlere kalıyor! İşte tekrar, Hasan Ali Yücel’i anmakta ve vizyonu geniş bir bakan olarak çevirttiği Batı ve Doğu klasiklerinin önemini hatırlamakta fayda var. Nitekim ilk ve en düzgün özet çeviri de onun sayesinde yayımlanmıştı.
Kitap İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkacak.