Şampiy10
Magazin
Gündem

Emre Belezoğlu"nun okuması gereken kitaplar

Buket´in Kitaplığı

ABONE OL
Vatan Haber

Şu an şöyle bir tabloya bakıyoruz: Bir futbolcu, rakibine "Pis zenci" diyor. Büyük bir ceza alacağını anlayınca da yanına bir başka siyahi futbolcuyu alarak "Ben öyle demedim, dingil dedim" diyerek özür diliyor. Takım arkadaşları, yöneticiler ve hatta takımın bazı taraftarları da o futbolcuyu şöyle savunuyor: "Ama rakibi de ona küfretti." Şimdi gelelim bu tablodaki ırçkçı va faşist öğelere... Sizce kaç tane?
Bu ülkede ırkçılık fark edilebilen bir kavram değil. Örneğin Almanya"da yaşayan bir Türk"e "Pis Türk" denmesinin ırkçılık olduğunu anlarız (Çünkü burada Almanya"nın ırkçılıkla hesaplaşması söz konusu) ama ülkemizde kapı komşumuzdan "Kürtler"in evleri de pis oluyor" ya da "Yahudiler cimri" denmesinde nedense bir ırkçılık olduğunu fark etmeyiz bile. Çünkü insanları eleştirirken kimliklerine vurulmasının bir sakıncası yoktur burada. "Pis zenci", "Cimri Yahudi" derken bir topluma, bir ırka külliyen saldırada bulunulduğu nedense idrak edilmez.
Hadi soruyu bir de şöyle soralım: Biri size "Cahil Türk" dese ne hissedersiniz? İşte bireyin kişiliğine yönelik küfür ile kimliğine yönelik saldırı arasındaki fark budur ve tarihin en büyük günahları basit bir "pis" kelimesi ile başlamış ve sonrasında büyük günahlar işlenmiştir.
Birine Alevi olduğu için kız verilmemesi ırkçılıktır, sırf kadın olduğu için yavaş giden bir şoförün "kadın şoför işte" diyerek aşağılanması ırkçılıktır, "Pis Arap" sözü ırkçılıktır, "Müslümanlar potansiyel teröristtir" demek ırkçılıktır. Ama Emre Belezoğlu"nu destekleyenler nedense bunu anlamak istemiyor. Bu yüzden onlara bazı kitapları kitap önermek isterim. İlki Wilhelm Reich"ın kaleme aldığı "Faşizmin Kitle Ruhu Anlayışı" kitabı. Bu kitap bize faşizm denilen şeyin sadece bir devlet politikası ve bilinçli bir ideoloji olmadığını kültürel kodları ile hayatımızda yaşadığını anlatır, "Sıradan faşizm" kavramını ele alır. Yani "Emre"nin dediğinde ne var canım" diyenlerin de ürkütücü ırkçılığı yaptığını... Yahut basın toplantısında yanına siyahi bir futbolcu oturtmanın sıradan bile değil, en alasından ırkçılık ve faşistlik olduğunu...
Ünlü kadın şair Ingeborg Bachman "Faşizm iki kişi arasında başlar" der, birinin iktidarını kullanarak diğeri üzerinde hüküm kurmaya çalışmasıyla. İşte Reich kitabında bunu detaylandırır. Bu kitaba kadar ırkçılık, faşizm hep toplumsal ve iktisadi bir sonuç olarak ele alındı. Oysa Reich faşizmin genlerimize sinen bir refleks olduğunu mücadelesinin de bu yüzden tahmin edilenden de zor olduğunu anlatır. Tıpkı "ne var bunda" diyenler karşısında donup kalmamız ve söyleyecek söz bulamamız gibi. Bir diğer kitap ise, yeni çıkan bir kitap. Yasemin G. İnceoğlu"nun "Nefret Suçları ve/ veya Nefret Suçları" kitabı. İletişim Yayınları"ndan çıkan bu kitap, yanlışlığını, tehlikesini anlatmakta zorlandığımız "sıradan faşizmin" kendini nasıl gösterdiğini anlatıyor. Yani semptomlarını. (Irkçılık ve faşizm kesinlikle bir hastalıktır) Bu semptomlar içinde en önemlisi ise şüphesiz "nefret söylemi." Yani sırf kendimizden farklı diye, birilerini kimlikleri üzerinden aşağılamak, reddetmek ve dahası hedef göstermek. Şöyle ki; "Pis zenci" asla ve asla bir küfür değildir çünkü "hedef" gösterir. Zira bu sözden cesaret alan herhangi "sıradan" biri kafede yanına bir siyahinin oturmasından rahatsız olup "beni bu pis zenci ile oturtmayın" diyebilir. Hele o futbolcunun hayranı, fanatik bir taraftarsa...

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Kuyudan çıkan insanlık...
  2. Hayat...
  3. 2017 dileklerim
  4. Bir Henry Miller kitabı
  5. Pınar Kür’den on yıl sonra yeni roman
  6. Rock ve modern şefkatin sezonu
  7. Esnek, estetik bir vücut için çare pilates
  8. Sanat ve outlet merkezi
  9. Sanatın ve modanın cenneti; Milano
  10. Vedat Türkali'nin “Güven”i

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.