Şampiy10
Magazin
Gündem

Dali’nin romanı “Saklı Yüzler” Türkçe’de

Salvador Dali, hayatı boyunca sanatıyla olduğu kadar, belki de daha fazla, eksantrik giyimi, ilginç bıyıkları, davranışları ve sözleriyle de dikkat çekmişti

ABONE OL
Vatan Haber

Hatta bu özelliğinin, kimi zaman hayranlarını bile usandırdığı söylenir.
Ama işte, reklamın iyisi kötüsü olmaz. Bu “bıkma ve usanma” hali ona kötü bir şöhretin yanında eserlerine ilgi de getirdi. Ve o tüm bu olup bitenin her zaman farkındaydı.
Bu girdiği ortamı değiştiren, her daim kendinden bahsettiren kişiliğin ilgi alanı elbette resimle sınırlı değildi. Heykelle de uğraştı, fotoğrafla da. 1929’da Luis Bufuel’le birlikte çektiği “Bir Endülüs Köpeği” sinema tarihinin en ilginç filmlerinden biri oldu. Walt Disney’le birlikte yaptığı “Destino” isimli kısa çizgi film ise çok değil, 2003’de Oscar’a aday gösterilmişti. “Saklı Yüzler” adını taşıyan tek romanı bu nedenle yayımlandığında (1944) hem merakla hem de şüpheyle yaklaşıldı. Çünkü söz konusu Salvador Dali’ydi. Yani delilik ve dahilik arasında belki de kendi isteğiyle gidip gelen bir sanatçı... Yüzyılın en büyük şairlerinden F. G. Lorca’nın arkadaşı... Bilfiil onun tarafından edebiyatla uğraşması gerektiği söylenen çok yönlü bir kişilik. Ne yazmıştı, nasıl yazmıştı?
600 sayfalık bir romandı bu... 1934-45 yılları arasında yaşayan bir grup aristokratın hayatını konu alıyordu. Özelde de Fransız sosyetesini, onların yaklaşmakta olan II. Dünya Savaşı’na rağmen içinde oldukları vurdumduymazlığı... Yani sabahlara kadar süren baloları, içine olabilecek tüm sapkınlıkları da alarak heyecan dozunu hiç azaltmayan zevk alemlerini, burjuvazi üyelerinin karşısındakiyle istediği gibi oynayacağını sanarak gittikçe şişen egolarını... Gurur, ihtiras, bencillik ve hastalıklı ruhlarla kendini yenilediğini sanan ama yoksulluğa acımaktan başka bir şey yapmayan Paris sosyetesini...
Tabii Dali’nin tüm bunları ele alışında, tanıştığı, portrelerini yaptığı, sanatında çok büyük bir etkisi olan Freud’un yine derin izleri vardı. Bir de her zamanki “tevazu megalomanlığının!” Bununla ne demek istediğimi, “Saklı Yüzler” romanın önsözünde yer alan ve bu kitabı neden yazdığını anlatan bölüm çok iyi anlatacaktır. Şöyle açıklıyor Dali bu romanı yazma nedenlerini: “İlk olarak; yapmak istediğim her şey için zaman buluyorum ve bu romanı yazmak istiyordum.
İkinci olarak; çünkü çağdaş tarih, büyük insani tutkuların gelişimi ve çatışmasıyla ilgili bir roman için eşsiz bir yapı sunuyor, çünkü savaş tarihi ve daha özelde, dokunaklı savaş sonrasının tarihi mutlaka yazılmalıydı.
Üçüncü olarak; çünkü eğer ben yapmasaydım bunu hem bir başkası yapacak, hem de kötü yazacaktı.
Dördüncü olarak; çünkü “tarihi kopyalamak” yerine, onu öngörmek ve yarattığımıza en yakın şekilde gerçekleşmesini izlemek daha ilginç... Çünkü Avrupa’da savaş öncesi dramın başoyuncuları olan yakın dostlarımla bir arada yaşadım; Amerika’ya göçlerini izledim ve dolayısıyla geri dönüşlerini hayal etmek benim için güç olmadı...”
Kolay kolay söylenebilecek sözler değil bunlar ne de söylendiğinde kendine muhatap bulabilecek. İşte söz konusu Dali, olunca kimse şaşırmıyor. Ama kanıksayamıyor da. Yani “Dalidir, ne dese yeridir” denip geçilemiyor. Çünkü tahmin ediliyor ki, çağın bu ilginç zihni bize en gerçek şeyleri bambaşka bir pencereden ve son derece ilginç metaforlarla anlatacak...

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Kuyudan çıkan insanlık...
  2. Hayat...
  3. 2017 dileklerim
  4. Bir Henry Miller kitabı
  5. Pınar Kür’den on yıl sonra yeni roman
  6. Rock ve modern şefkatin sezonu
  7. Esnek, estetik bir vücut için çare pilates
  8. Sanat ve outlet merkezi
  9. Sanatın ve modanın cenneti; Milano
  10. Vedat Türkali'nin “Güven”i

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.