Cervantes’in Don Kişot dışındaki eserleri
Başucu kitaplarının önemli bir kısmını oluşturur klasikler...
Başucu kitaplarının önemli bir kısmını oluşturur klasikler... Çünkü zamanın ve mekanın ötesine geçmeyi başarmış evrensel kitaplardır. Ancak Türkiyeli okurlar olarak “klasik roman” dendiğinde akla ilk önce “Rus klasikleri” gelir... Mesela Cervantes’in yel değirmenleri ile savaşan kahramanının hikâyesini konu alan “Don Quijote”sinin bir klasik olduğu pek çok kez unutulur. Oysa Cervantes’in bu romanını dünya edebiyat tarihi içinde önemli kılan onun defalarca sinemaya ve tiyatroya uyarlanmış olması değildir. “Don Quijote” modern edebiyatın ilk romanıdır. 1571’de İnebahtı Savaşı’na katılan ve burada tek kolunu kaybeden, Cezayir’de esir düşen, Cervantes bu büyük romanını, ülkesine dödükten sonra dolandırıcılık suçuyla hapis yattığı sırada kaleme almıştır.
Kurgusu, anlatımı, içerdiği hikâyelerle roman o kadar başarılı olmuştur ki, Cervantes’in adını tarihe yazdırmıştır. Ama bazen bir marka, yaratıcısının ismini gölgede bırakabilir. Tıpkı Cervantes dendiğinde akla sadece “Don Quijote” nin gelmesi gibi... Oysa Cervantes’in başka kitapları da vardır: “Örnek Alınacak Hikayeler” gibi...
Kırmızı Yayınları tarafından Türkçe’ye çevrilen bu hikâyeler elbette “Don Quijote” ile kıyaslanmaz. Ama Cervantes’in kaleminden çıkmış olması da okumak için başlı başına bir nedendir.
Cervantes bu kitaptaki öykülerini esas olarak güzellik miti üzerine kurmuş. Mesela kadınların güzelliğini gökyüzüyle tasvir ediyor. Diyor ki, “Onlar ay kadar, yıldız kadar güzeldir. Güneş etrafında ışık saçarlar.” Üstelik hikâyelerdeki bu kadınlar o kadar güzel ki, uğruna her türlü fedakârlık yapılıyor, buna kişinin hayatını vermesi de dahil.
Cervantes, kadınları birer ışık demeti, yıldız kümesi olarak tarif ettiği öykülerinde halkları (İspanya) da tarif etmiş. Mesela Baskları “Her ne kadar sayıları az olsa da mantıktan yoksun insanlar” olarak yorumluyor. “Bir kadına tutulmaya görsünler” diyor ve ekliyor: “Kesenin ağzını sonuna kadar açarlar. Manchalılarsa, palavracıdır ve yumruklarıyla sevişirler. Aragonlular, Valecialılar ve Catalanlarsa; terbiyeli, hoş kokulu ve kibar halklardır. Ama onlarla da aklınızdan bir şey yapmayı geçirmeyin çünkü onlar oyun oynanacak insanlar değillerdir.” Cervantes’in öyküleri sadece klasik edebiyatın birer örneği olduğu için değil aynı zamanda keyifli bir tarih yolculuğuna çıkaracağı için de okunmalı...
Günümüzün logolarının tarihi
Aşkın simgesi neden kalptir? Adalet dendiğinde neden akla terazi gelir? Evliliğin simgesi neden yüzüktür? Kısaca; hiyerogliflerden günümüz logolarına kadar 2 binden fazla işaret ve simgenin ardında nasıl bir tarih var? “Kökenleri ve Anlamlarıyla Efsaneler ve Mitler” kitabı işte bu sorulara yanıt ararken bize tarihi çok keyifli bir pencereden anlatıyor. Şöyle diyeyim: “Bu kitabı okuduktan sonra hepiniz birer Dan Brown olabilirsiniz!”
Turistik kitaplardan sıkılanlara...
Hemen belirteyim; kitabın üst başlığında “Ölmeden önce” ibaresi yok... Mantıklı olan da bu olsa gerek. Ancak bu tür kitaplarda neden 501 madde olur da 500 ya da 502 olmaz, bunu anlayamıyorum. Gezginler için bir rota çizen bu kitabı, turistik kitaplardan ayıransa klasik güzergahların dışına çıkıp kültürel yolculuklar öneriyor olması. Kitaptaki bilgiler, bu yolculuklara hiç çıkamayacak olanlara da keyifili okumalar sunacaktır.