Aşk, tarih ve evrenin bilinmeyenleri
.
Mine Söğüt’ün hazırladığı “Darbeli Kalemler” üç askeri darbenin (27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül) ilk haftasında gazetelerde yayımlanan 125 köşe yazısından oluşuyor. Kitapta yazısı bulunan 65 köşe yazarının hepsi kendi dönemlerinin çok önemli isimleri. Aralarında kimler mi var? Uğur Mumcu, Çetin Altan, Bedii Faik, Talat Halman, Va Nu, Sadık Albayrak, Nezihe Araz, Nazlı Ilıcak, Aziz Nesin, Necati Zincirkıran, İlhan Selçuk, Çetin Emeç...
Her biri darbe sonrasını duygularını kaleme almış.
Kitap kelimenin tam anlamıyla; haylaz bir zekanın ürünü. Çok zekice... Uzun analizlere, yorumlara girmeden sadece darbe dönemlerinde “Kim ne yazmış” diye şöyle bir arşiv karıştıran ve bize aktaran hınzır bir kitap. “Hınzır” diyorum çünkü kitapta öyle yazarlardan öyle alıntılar var ki, okurken donup kalıyorsunuz. Mesela bugün 27 Mayıs’ı lanetleyenlerin “Varolsun Türk ordusu” sözleri gibi... Ya da idam cezasının lanetlendiği günümüzde 27 Mayıs idamlarının coşkuyla karşılanması... Ya da “Bizim için laiklik ekonomik özgürlüklerle eşdeğerdir” diyen bir yazarın bugün yazılarında buna hiç yer vermemesi gibi... Ne yalan söyleyeyim, 80 sonrası kuşağa mensup biri olarak tüm bunları okurken gözlerim fal taşı gibi açıldı, şaşırıp kaldım. Türkiye gerçekten hem büyük hem de tuhaf bir değişim geçirmiş ve anlaşılan o ki geçiriyor da. İşte bu kitap bunu çok güzel özetliyor...
***
Evrenin doğuşu, büyük patlama, kozmik arka plan ışıması, süpernovalar, kara delikler, kara cisimler, kırmızı devlerle beyaz cücelerin ölüm dansı, karanlık madde ve karanlık enerji, karşı-madde, atomaltı parçacıklar, uzay-zamandaki bükülmeler, genişleyen evrende madde ve hayatın muhtemel sonu...
Bunlar Alfa ve Omega’da ele alınan konulardan yalnızca bazıları. Seife’nin yalın ve akıcı bir dille kaleme aldığı Alfa ve Omega, içinde yaşadığımız evreni tanımak, evrenbilimdeki heyecan verici keşifleri öğrenmek isteyen okurlar için ideal bir başucu kitabı.
***
İçimizden biri Refik; evliliği sona ermiş, iş hayatında ise bocalayıp duruyor. Başarısızlıklar var. Ve bir Erenköy’deki bir evin camında “satılık” ilanı görmesiyle de hayata yeniden başlamaya karar veriyor. Bu evde hem eski günlerine hem de eski aşkı Serap’a dönmenin yollarını arıyor. Yani bir nevi yeniden doğuş çabasına giriyor. Bu sürece komşusu Feray’ın da eklenmesi ile Refik farkında bile olmadan bambaşka bir yolculuğa çıkıyor...