2013 yazı unutulmayacak!
.
Şöyle not almışım günlüğüme; "Türkiye unutulmaz bir yaz yaşıyor. 2013 yazını kimse unutmayacak." Unutmayacak çünkü bu yaz aslında herkes kendisiyle karşılaştı. Yıllardır bilmediği, tanımadığı, haberdar olmadığı yüzüyle... Mesela korkularıyla, mesela vicdanıyla, mesela ne kadar cesur, ne kadar yalancı olduğuyla...
Kendini apolitik düşünenler yıllardır içlerinde bir devrimcinin uyuduğunu keşfetti.
Dayaktan, şiddetten korktuğunu hatta tabiir-i caizse içten içe tırsak biri olduğunu sananlar cesaretleri karşısında önce kendileri şaşırdı.
Felsefelerini "Bana ne başkalarından, yoluma bakarım, kimseye de karışmam" diye özetleyenler "gaz altındayken" yanındaki arkadaşını yerden kaldırmak için kendini tehlikeye attığını fark etti.
Daha bir ay önce, "Nasıl gidiyor" diye sorduğunuzda "Ev-iş!" diyenler attıkları sloganlar aracılığıyla içlerindeki o büyük yaratıcıyla karşılaştı.
Damarımı kessen "Sarı-lacivert ya da sarı-kırmızı akar" diyenler kendilerini "çArşı" diye bağırırken buldu.
Çocukların kılına zarar gelmesinden ödü kopan anneler, mutfak masasında evlatları için talcidli sular hazırladı, babalar onlara şişe taşıdı ve bununla gurur duydular.
Ya da düne kadar "yalan söylemenin günah olduğunu" söyleyenler, içlerindeki "büyük bir amaç uğruna yalan söylemek doğru olabilir" diyen Raskolnikovcuk'la tanıştı.
"Kimsenin kimseyi ezmeye hakkı yok, vicdanınız sızlamıyor mu" diye isyan edenler, beş kişinin ölümünü, onlarca kişinin gözünü kaybetmesi, yaralanması karşısında "dış mihrakların da sayesinde" içindeki "soğuk"kanlı varlıkla el sıkıştı.
Bu yüzden diyorum ki, 2013 yazı asla unutulmayacak. Balık hafızalı olsak da bu yaz yaşananlar unutulmayacak. Çünkü bu yaz hepimiz aynaya baktık ve kendimizle karşılaştık.
Artık 80 sonrası ortaya çıkan apolitik gençlik de dahil hepimizin bir hikayesi var. Ve önümüzde şöyle bir soru var: Hangimiz hikayemizi arkadaşımıza, eşimize-dostumuza yalan söylemeden, lafı dolandırmadan, bir solukta anlatıyoruz/anlatacağız? Soruyorlar, "Gezi'nin kazanını kim?" diye... İşte Gezi'nin gerçek kazananları, bu son bir ay içinde yaşadıklarını bir nefeste, eğip bükmeden anlatabilenlerdir.
Çünkü onlar bu yaz kendilerine bir kahramanlık hikayesi yazdılar. Ve tüm edebiyat tarihi bilir ki, kahramanlık hikayelerinin önünde kimse duramaz, dahası kimse sizden o kimliği söküp alamaz.