Yaşayanların ağzından gerçek berdel hikayeleri
.
Geçen hafta, “Berdel Töresi” üzerine yeni tamamlanmış ve ülkemizde konuyla ilgili yapılmış en geniş kapsamlı araştırmayı sayfama taşımıştım.
Araştırmacı Gürbüz Bolat ile yıllarca süren araştırmasının sonuçları ve konuyla ilgili gözlemleri üzerine yaptığımız söyleşimiz, müthiş dikkat çekti. Bana yazılan cevaplardan sonra, halkımızın, konuya artık, “Aman canım ne var, töre böyle işte” diye bakmadığını, bunu “toplumsal bir yara” olarak gördüğünü farkettim. Sadece kadınlar değil, erkekler de bu törenin “kabul edilemez” olduğu konusunda, hemfikirdi. Üstelik Gürbüz Bolat’ın son derece iddialı tezi; berdel töresinin bir insan ticareti olduğu yaklaşımı, okurlar tarafından da kabul gördü. İlginin bu denli büyük olmasını geleceğin Türkiye’si için umut verici bulduğumu belirtmeliyim. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin de teşekkür mesajında bu tezin kendi çalışmalarına da katkısı olacağını belirtti. Öyle sanıyorum ki bu araştırma, töre mağduru kadınlarımızın karanlıkta kalan yaşamlarına ışık tutacak. Ben de gösterdikleri ilgiden ötürü tüm okurlara, çalışmasını ilk kez benimle paylaştığı için de Gürbüz Bolat’a teşekkür ederim.
Bu hafta, 3 yıl süren saha araştırması sonucu olarak,
Gürbüz Bolat tarafından derlenmiş, berdel yapılmış insanların
gerçek hikayelerine
bırakıyorum satırlarımı...
15 yaşında berdel edilen yaşlı teyze anlatıyor
Evin tek kızıymış, berdel olduğunda. Öz annesi istemiş bunu. Çünkü bir oğulları yokmuş ve kocası (yani kızın babası) etrafa karşı oğlu olmadığı için mahçup olmasın, erkek evlat doğursun diye kocasına kuma almak istemiş ama paraları yokmuş. Anne de kuma aldığı kıza karşılık, kendi kızını berdel vermiş. “Adamı gördüm, adam 35 yaşında, babam ise 45 yaşında. Alacağı kız 15 yaşında. Ben 15 yaşındayım. Adamı beğenmedim. Bizim için davul getirdiler ve çaldırdılar. At arabasıyla bize köyü fırlattılar (dolaştırdılar). Tavuk tüyünü boyayıp kafamıza taç yaptılar. Ona bizim orada ‘tozlak’ derler. Boynumuza gümüş kolye taktılar. Denişiğim, benimle yaşıttı. Ne olduğunu bilmiyoruz ki ama seviniyoruz. Ne olduğunu anlamadık ki! Daha sonra, ne olduğunu anladığımda ‘Ben gelin olmam’ diye bar bar bağırdım. İstemediğimi söyledim. Görünüm (görümce) ‘Hadi kalk sokakta oynayalım’ derdi. Saklambaç, körebesi oynardık. Ben çocuktum. Adam benim saçımı yıkar, tarar... Elimi, ayağımı yıkardı. Çocuğum olana kadar, çocuk gibi baktı bana. Çocuğum olunca, kızımla beraber evcilik oynadım.”
M.’nin hikayesi
M. 11-12 yaşında bir erkek çocuktur. Abisi ölür. Abi ve ablası karşılıklılık kuralına göre bir ailenin çocuklarıyla berdel yapılmıştır. M.’nin ailesi, oğulları ölünce, gelini baba evine göndermek ister. Ama bu durumda, gelinin ailesi de berdel ile gelin olarak aldığı, M.’nin ablasını oğullarından boşatacaklarını ve çocuklarından ayıracaklarını söyler. Durumun çözülmesi için,
M. ile yengesinin evlendirilmesine karar verilir. M., ablasını kurtarmak için ölen abisinin eşiyle evlendirilir. Buraya kadar hikaye Türkan Şoray’ın efsane “Berdel” filmi ile paralellik gösterir ama sonrası filmlerden bile daha acıklıdır. M. 16 yaşında baba olur. 18 yaşına gelince, babası (daha önceden söz vermiş olduğu üzere), M.’yi ikinci kez evlendirir. Bunu duyan karşı aile, misilleme için oğullarına 16 yaşında bir kız kaçırırarak, M.’nin ablasına kuma getirirler. Bu sefer, kaçırılan kızın ailesi ile kan davası başlayacakken, yüklü bir miktar para ödemek koşulu ile aileler arası sulh sağlanır. Ama bu arada töre uğruna 5 genç insanın hayatı kararır.
Kan berdeli hikayesi
Yakın akraba iki aile arasına husumet girer ve cinayetle sonuçlanır. Cinayeti işleyen genç, bir kızla sözlüdür. Kan davası korkusundan aileler dışarı bile çıkamaz olur. Kan davasının sürmemesi için öldüren gencin ailesinden bir kızın, öldürülen kişinin ailesine verilmesine karar verilir. Ayrıca bir miktar da para ödenecektir.
Asıl amaç intikam olduğu için, berdel olarak hapiste olan gencin sözlüsü istenir. Söz bozularak, kız karşı aileye verilir. Hapiste olan genç ise çıktığında bütün aileyi öldüreceğini söyler ve aileler arası sulh hiçbir zaman sağlanamaz. Yapılan berdel, kan davasını daha da büyütmekten başka işe yaramaz.
11 yaşında fakirlikten berdel yapılan kadın olanları anlatıyor
“Babam ve abim karar verdi berdel olmama. Annemler abime kız baktılar. Onlar da başlık parası istediler. Babam ‘Biz başlık veremeyiz. Ben de karşılığında kızımı size vereyim, berdel yapalım’ dedi. Başlık ödeyemediği için babam, biz berdel olduk. Abime istediğimiz kıza karşılık, berdel oldum. Onlar severek aldılar birbirlerini. Ben ise küçüktüm. Hiçbir şeyden haberim yoktu. Hiç sesimi çıkarmadım ve berdel oldum. Annem bana ‘Berdel yapacağız’ dedi. Sesimi çıkarmadım. Abimler de evlenebilmek için dört sene, büyüyüp, 15 yaşına gelmemi bekledi.”
Çok ilginç bir berdel hikayesi
Berdel töresi ile kurulan evliliklerin birinde, evin beyi dışarı çalışmaya gider. Bu çalışma sebebiyle, kızının yalnız kalmasını hoş karşılamayan kaynana, (karşılıklılık kuralı gereğince) eş berdel yapılmış oğlunun da gelini ile görüşmesine engel olur. “Onun herifi (kendi oğlu) evinde, benim kızımınki (damat) niye gurbette!” diyerek, 8 ay boyunca, damadı dönene kadar, aynı evde yaşadıkları halde, oğlu ile gelininin konuşmasına izin vermez.
30 yıllık berdel evliliği olan kadının, aşk hayatı ile ilgili itirafı
“Ben kocamı o gece hiç öpmedim. Hâlâ da öpmedim. Kocam yanıma geldiği zaman benim midem bulanır. Ondan iğrenirim.”
Urfalı kadın, berdel yapıldığı dakikaları anlatıyor
“Akçakale yolu üzerinde ben ve berdelimin taksisi yan yana geldi. Bizim taraf dedi (karşılığı olan berdeli kastediyor) ‘Gelini çıkar’, onlar kabul etmedi. Onlar dedi ‘Siz önce çıkarın, arabadan indirin.’ Aynı anda çıkarmaya karar verdiler. Aynı anda arabalardan çıkıp, diğer arabalara bindik. O sırada def çalıyordu.”