Yağmurlu günler için Fransız filmleri
Yağmur ve romantizm arasında muhakkak bir bilimsel bağlantı olmalı.
Benim gibi pek de romantizm akımının takipçisi olmayan bir kadın için bile yağmurlu günler el elde, baş omuzda, hafif mum ışığında olma ihtiyacı doğuruyorsa, romantik kadınların eşlerinin işi epey zor demektir. Böyle havalarda, sevdiğiniz kadını mutlu etmenin gayet kolay bir yolunu biliyorum. Ama hemen “offf yaaa hayatta çekemem” filan gibi önyargıyla önerime yaklaşmayın!
Yağmurlu günlerde hepimiz neredeyse ortak şeyleri severiz; bir bardak çay ya da kahve eşliğinde, battaniye altında kıvrılıp, film seyretmek. İşte bu anı biraz daha romantik ve farklı kılmanın yolu, seçilen filmden geçiyor. Önerim: Bir Fransız filmi. Yağmurun en etkileyici romantizm ortağı kesinlikle bir Fransız filmidir, buna eminim. Bu Pazar sizler için en sevdiklerimden bir derleme yaptım. Ağlayarak ya da gülerek izleyeceğiniz her tür filme yer verdim. Bu arada tek kelime Fransızca bilmediğimi belirtmek isterim.
‘Unutulmaz olsun’ diyenler için
- Amelie: Eminim çoğunluk izlemiştir ama izlemediyseniz önceliğiniz bu film olsun. Komedi, romantizm, dram. Her şey bu filmde!
‘Fransız olsun ama Fransız kalmayalım katıla katıla gülelim’ diyenler için
- OSS117: Ülkemizde pek bilinmeyen bir film. 007 James Bond’un, komedi versiyonu.
Başrolünde, “Artist” filmiyle Oscar alan Fransız aktör Jean Du Jardin var. Bir Fransız filminin bu kadar erkek seyirci odaklı olanı az bulunur. Kadın-erkek karnınız ağrıyana kadar güleceğiniz böyle bir Fransız filmi ise sahiden azdır. Öyle entellektüel bir mesaj filan beklemeyin, sadece eğlenin. Rio ve Kahire’de geçen iki filmi, üst üste bile seyredebilirsiniz.
- Benim Karım Aktris (Ma Femme est une Actrice): Gerçek hayatta da evli olan Yvan Attal ve Charlotta Gainsbourg’un birlikte oynadığı nefis bir karı-koca komedisi. İşte size, kadın-erkek , zevkle izlenecek ilişkiler üzerine bir film. Muhakkak tavsiye derim.
- Salaklar Sofrası (Le Diner de Cons): Sakın sonradan çekilen Hollywood versiyonuna yönelmeyin, çünkü hiç komik değil. Garanti ediyorum, gözünüzden yaş gelerek güleceksiniz.
‘Dibine kadar Fransız olsun, gözyaşlarım yağmura karışsın’ diyenler için:
- Köprü üstü Aşıkları
( Les Amants du Pont Neuf): Anlatılmaz, yaşanır. Yüz kere izlesem gene de doyamam.
Efsane olmuş bir filmdir ama kasvet ve karanlık ruhunuza çöker, söylemedi demeyin.
- Hiroshima Sevgilim (Hiroshima mon amour) : “Barış“ için bir destan adeta. Ama izlerken canınız çok acıyacak. Bir paket mendil, yanınızda olsun.
‘Nostaljik, biraz da seksi olsun’ diyenlere İtalyan ateşi katılmış Fransız filmleri
- Ve Tanrı Kadını Yarattı (Et Dieu Crea La Femme): Brigitte Bardot’u izlerken siz de böyle diyeceksiniz: Ve Tanrı Kadını Yarattı! Bardot’u ünlü yapan ve “sex-kitten” olarak anılmasına sebep olan film olduğunu söylesem sanırım yeterli olur.1957 yapımı bu film Roger Vadim imzalı.
- Gündüz Güzeli ( Belle de Jour) : Sinema tarihinin en önemli yönetmenlerinden Luis Bunuel’in 1967 yapımı, erotizm,felsefe, psikoloji ve güzelliği birleştiren filmi. Dünyanın gelmiş geçmiş en çekici kadın oyuncularından Catherine Deneuve başrolde. Her izlediğinizde etkileneceksiniz.
Maceraperest romantikler için
- Leon: Jean Reno, Gary Oldman, Nathalie Portman. Yönetmen:
- Nikita: Gene Luc Besson, gene Jean Reno...1990 yapımı bu film dururken sakın yeni versiyonlarına itibar etmeyin.
Psikolojik çözümleme sevenlere
Aslında bu grubu sinema sever zaten çoktan izlemiştir ama ben yine de tercihimi kullanmalıyım:
- Kieslovki’nin 3 Renk üçlemesi... Özellikle de, Juliette Binoche’nin unutulmaz performansıyla ruhumuza kazınan üçlemenin ilk filmi... 3 Renk:Mavi ...
Buram buram aşk isteyenlere
- Cesaretin var mı aşka (J’eux d’enfants): Yine Fransa’nın Oscarlı bir yıldızı karşınızda: Marion Cotillard.
- La Fidelite (Özgür Ruhlar): Aslında, orjinal ismin anlamı “sadakât ve film de adından anlaşılacağı gibi bu konuyu işliyor. Çok naif,romantik ama tam Fransız türü deli bir aşk hikâyesi.