Şampiy10
Magazin
Gündem

Veli terörü

.

ABONE OL
Vatan Haber

Arkadaşlarım, "veli olma sanatı" üzerine bir kitap ya da gösteri hazırlamam gerektiğini söylüyor. Ana okulunu da sayarsak, şu aralar lise eşiğinde duran kızımla birlikte yaklaşık 10 yıldır "veli" sıfatı ile, okulluyum. Her ne kadar kırk yılda bir okula uğrayan ve "bir saygısızlığı, uyumsuzluğu var mı" dışında pek sorusu olmayan bir veli olsam da ister istemez kızımın okul hayatı ile ilişki içindeyim. Ada ana okululuna başladığı günden bu yana şahit olduğum olayları ve veliler arasındaki muhabbeti anlatsam sahiden kitap olur. Ya da bazı dost meclisinde anlattığım anne-baba hikâyelerini sahneye taşıyıp bir stand-up gösteri yapabilirim pekâla. O kadar malzeme veren bir dünya ki özellikle çocuk-anne-okul ilişkisi. Bebekken beşiğinde elini yukarı kaldırdı diye çocuğunu dâhi sananlardan, tüm yaramazlıkları zekâya bağlayanlardan, iPad ile küçük yaşta oyun oynayabildiği için bunu öve öve anlatanlara; çocuğu azıcık yorulursa mutsuz olacak diye korkanlardan, sınavda tek yanlış yaptığında ortalığı birbirine katanlara değin yüzlerce farklı veli profili sıralayabilirim. Gene de benim favorim; çocuklarıyla kendini bir bütün zannedip sürekli "biz" diye konuşanlar. Geçenlerde karşılaştığım bir arkadaşım "biz de piyanoya başladık" deyince, ben boş bulunup "aaaa ne hoş anne-kız beraber piyano öğreneceksiniz" deyince uzun bir sessizlik oldu. Sonra anladım ki arkadaşım çocuğundan bahsediyor . Herhalde; çocuğu ne yaparsa, kendi de yapmış sayıyor ve belki de içinde eksik kalanları böylece tamamlıyor. Bu arada yanlış anlamayın; etrafım çatlaklarla dolu demek istemiyorum. Ama emin olun, son derece aklı başında insanlar özellikle de anneler , söz konusu çocuk ve okul olduğu zaman bir ânda tüm dengesini kaybedebiliyor. Hem okula hem çocuğa hem de kocasına fenalık getirecek sorular ve yorumlarla veli olmayı adeta bir iş gibi benimseyen kadınlar sonunda endişeleriyle baş başa kalıp , yine kendilerini yiyip bitiriyor. Gözlemim o ki; yi eğitimli ama genellikle çocukla beraber çalışma hayatının uzağına düşen anneler veli olmayı bir iş ya da meslek gibi konumlama tuzağına daha çok düşüyor. Bu durum öyle bir kelebek etkisi yaratıyor ki bu zincire dahil olan tüm veliler günün sonunda birbirini terörize ediyor. Sanki okul değiştirmek, çocuklarını sınıf arkadaşlarından ayırmak bir travma gibi algılayan aileler ilk önce okul seçiminde kırk kafadan kırk sesi tartarak ve kılı kırk yararak zaten ana sınıfından kaosa düşüyor. Hele ki kapıda kâbus gibi bir lise ya da üniversiteye giriş sınava varsa, "veli terörü" tavan yapıp, hayatı kâbusa çevirebiliyor.

Bu sene kızım Ada, liseye geçiş yani şimdiki ismi ile Teog sınavına girecek."Şimdiki ismi" diyorum çünkü her yıl değişen ismiyle birbirini aratır sınav sistemi bu yıl ne sürprizler yapacak, kestiremiyorum. Hesapta çok sâkin ve kendini sisteme kurban etmeyen "ben", her gün veli terörünün bir parçası olmamak için direniyorum. Daha yaz başı başlayan kurslara karşı direndim ve gâlip geldim. Ama biz Bodrum'da denize girerken veli arkadaşlarımın "aaaaa deli misin hemen dön, biz çoktan kursa derse başladık" diye gelen telefonlarının ardından , "acaba yanlış mı yapıyorum" diye kalp çarpıntıları yaşamadım değil! Taş değilim, elbette etkileniyorum. Neyse ki derin derin birkeç nefes aldıktan sonra bu girdabın uzağına kendimi atmayı yaz boyunca başardım.

Sistemle mücadele ederken sakin olmaya çalışalım

15 gün evvel bizim okul da açıldı ve artık "sınav-özel ders-veli" şeytan üçgeninin tam ortasındayım. Özel ders artık velilerin kanına öyle bir girmiş ki kendileri bile öğretmenlerin ağzından konuşuyorlar. "Mutlaka her dersten özel ders aldırmalısın, bir soru ile istediğin okul kaçar, sonra çok pişman olursun" sözlerini her gün duyuyorum. Özel ders hocalarının bazıları ise bu panik havasını fırsata çevirmeye çalışıyor ve "artık herkes ders aldırıyor, haftada 2 gün aldırmalısınız" diye ısrar ediyor. Sistemin zayıf ortamından doğan kaosta özel hocalar velileri, panik olan veliler de hem kendilerini hem çevrelerini terörize ediyor, girdap da böylece oluşuyor. Bana gelince... Her konuştuğum veli arkadaşımdan sonra kısa süreli bir panik yaşayıp sonra sakinleşiyorum. Bu tutarlılığımı ne kadar sürdürebilirim, bilmiyorum. Ama aşırı ders yüklemesinden atomu versen parçalayabilecek ama bir somun ekmeyi parçalayamayacak hale gelen günümüz sınav mağduru çocuklardan olsun da istemiyorum. Sözün özü; dengede kalmak isiyorum. Gelin; bizi mağdur eden bu sistemle mücade ederken hep birlikte sâkin olmaya çalışalım. Sürekli korku ve pânik üretmek yerine, anne-babalar olarak olumlu paylaşımlarda bulunup hem kendimizi hem de çocukları bu amansız stresten uzak tutmaya çalışarak sınava hazırlayalım. Tüm çocuklara bol şans ve emeklerinin karşılığını alabilecek adil bir sınav dilerim.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Müslüm filmine dair...
  2. Kızkardeşlik duvarı
  3. Gelecek bize nasıl gelecek
  4. Yoksa siz “Tarihin sıfır noktası”nı hala görmediniz mi?
  5. Nafaka...
  6. Okullar açılırken veli dilekleri
  7. Geç gelen yaz geç gider
  8. Nobel Akademisi’nde kriz
  9. “Y” ile “Z” kuşağı yetersiz ve mutsuz
  10. Çocukları kandileriyle başbaşa bırakın

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.