Türkiye’de havayolu
.
Artık o hale geldik ki, herhangi bir uçuşu aksaklık olmadan tamamlayabilirsek, hayrete düşüyoruz. Hele bayram dönüşü yaşadıklarımdan sonra, yere ayak bastığımda kafamdan konfetiler yağmasını bekledim. Anlattıklarımı duyunca, eminim siz de tıpkı benim gibi şoke olacaksınız. Şahsım adına konuşayım, olur da kırk yılda bir rötarsız bir şekilde uçarsam şaşırıyorum zaten! Ama insan nelere alışmıyor ki! Biz de Türkiye’nin düzensizliğinde yaşamaya alışık olduğumuz için, rötarları da normal karşılamaya başladık. Hatta, gecikme sebebiyle söylenen yolcuları ayıplıyoruz nerdeyse! Ama son yaşadığım olay, hatta olaylar zinciri artık beni de zıvanadan çıkardı. Anlatıyorum efendim...
Her şey, bayram tatili için, ailece Bodrum’daki evimize gidebilmek için bir THY bileti almamızla başladı. Aslında her zamanki aksaklıklara hazırlıklıydık. Meselâ, 5 saat alanda beklesek filan yazmaya değer görmezdim çünkü zaten bu rutin bir uçuşun parçası benim için. Kendim güç bela uçabilirken, gelin görün ki artık ailemizin yeni ferdi küçük köpeğimiz Tonton’la birlikte yolculuk etmeye kalkarak, imkansızı başarmaya soyunmuşuz meğer. Zaten, evcil hayvan kültürü olmayan bir ülkede, ağır aksak işleyen hava taşımacılığını kullanmak, deve ile yol almaktan zormuş, anladık.
PROBLEM CALL CENTER
1,5 ay önce Bodrum biletimi aldım ve aynı tarihte kurallar doğrultusunda köpeğim için de rezervasyon yaptırdım. Uçuş gününe kadar, defalarca arayıp, tekrar tekrar köpeğin rezervasyonunu kontrol ettim, çünkü THY’den “döneriz” diyenlerden bir daha ses çıkmıyordu. Aramalarımda, çoğunlukla “Aaaaa köpeğinizle ilgili kayıt görünmüyor” denildi. Her seferinde, yeniden ve yeniden defalarca onay verildi. Tabii, ülkemizde evcil hayvanlara uzaylı gibi bakıldığı için, havayollarının online satış sitelerinden kayıt oluşturmak ve kedi-köpekler için ödeme yapmak mümkün değil, çünkü sistemleri yok. “Call center”larda “şifayen” yaptırılabilen rezervasyonların onayı için ne yazık ki mail dahi atılamıyor. Bu yüzden havaalanına gittiğinizde, evcil hayvanınıza rezervasyon yaptırdığınızı ispat edebilmeniz mümkün değil. Bu yüzden hem Pegasus hem THY uçuşlarında 4 kez sorun yaşadım. Pegasus bu konuda biraz daha iyi, hiç değilse telefonla ödeme kabul ettiği için yerinizi garantiye almak mümkün olabiliyor. Tabii, başarısız olduğum uçuş girişimlerimden sonra bunu öğrenebildim çünkü ne yazık ki Pegasus’un “call-center”ı sürekli yanlış bilgi veriyor.
ONLINE EZİYET!
Gelelim bayram arifesi, benim gibi pek çok yolcuyu mağdur eden THY uygulamasına. Dikkat edin sizin de başınıza gelebilir! Konu şu: Eğer online rezervasyonunuz yoksa, THY 45 dakika kala biletinizi başkasına satıyor. Siz sırada beklerken, yeriniz uçup gidiyor, siz de elinizdeki bavullarla başbaşa kalıveriyorsunuz. Ben online rezervasyon yaptıramamıştım çünkü, köpekle uçacağım için sistem bana izin vermedi. Neyse ki eşim ve çocuğum için yaptırmıştım. Üstelik çok önceden sırada olmama rağmen, kontuardaki kuyruk yüzünden ancak 40 dakika kala bana sıra geldi. O sırada biletimin satıldığını öğrendim. 1,5 saatlik bir stresin ve mücadelenin ardından, ağlamaklı olduğumu gören yer personelinin yardımıyla, zar zor da olsa o gün uçabildim. Ama pek çok yolcu açıkta kaldı. Üsteliktatilden sebep, sonraki seferler de doluydu. Ben de dönüşte problem çıkmaması için, Bodrum’a iner inmez 4 gün sonraki dönüş için yeniden köpeğimin rezervasyonunu kontrol ettim, onay aldım.
Ve Bayram’ın son günü... Sorun yaşamamak için havaalanına erken gitmeye karar verdim. Eşim yine de ağzı sütten yandığı için, öğle saatleri arayıp, 19.00’daki uçuşumuz için bir kez daha Tonton’un rezervasyonunu kontrol ettirmek istedi veee sürpriz! “Kayıt görünmüyor” cevabını aldık. 1 saat uğraştıktan sonra yeniden onay aldık. Hatta “eğer sorun varsa kaldığım yerden ayrılıp ortada kalmak istemem” dediğimde, durumu abarttığımı hissettiren bir ses bana “sorun olması mümkün değil, onayınız var” dedi. Uçuşa 2 saat kala yani ben artık havaalanına doğru yola revan olmuşken telefon geldi ve bana onayı veren kişi bir hata yaptıklarını, işlem sırasında birden sistemin onayı sildiğini ve köpeğimizin uçamayacağını, hatanın kendilerine ait olduğunu ama yapabilecekleri bir şey olmadığını söyledi. “Şimdi uçamazsınız ama haklı olduğunuz için sonra size telafi için dönüş yapılır” diye de sanki mükafat verir gibi eklediler. Şaka gibi değil mi! Ve sonuçta, 1,5 ay önce biletimi aldığım ve online check-in’im olduğu halde uçamadım. Sinirlendim, bağırdım, tansiyonum çıktı, programım aksadı ama nafile! THY, kendi hata yapıp benim uçuşumu iptal etti. Ya da son anda bir torpilli kedi sahibi için yer açılması gerekti, kim bilir! Sonuçta ben ortada kaldım. Başka bir saatte, farklı bir alana inerek ve tatilim burnumdan gelerek İstanbul’a geldim.
Demek ki neymiş: Marifet, reklamlarda Messi’yi değil, vatandaşını uçurabilmekmiş.