Sanki Cumhuriyet dün kurulmuş gibi
.
İyi pazarlar efendim... Herkese mutlu ve huzurlu bir gün dilerim. Sanki dün Cumhuriyet kurulmuş gibi, sanki Atatürk memleketin başında, sanki dünya hayranlıkla bizi konuşuyor gibi... Sanki 93 yıl önce tarihte bugün gibi... Halk kenetlenmiş, birlik beraberlik ruhumuza işlemiş, sanki sokaklar bayram yeriymiş gibi... Sanki bugün tarihimizin en büyük günü, sanki bugün Cumhuriyetimizin ilk günü gibi... Mutlu, geleceğe umutla bakan, kendiyle gurur duyan bir ülkenin evlatları gibi... Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının hakettiği gibi...
Pazar Haberleri...
Contemporary İstanbul-Cİ: Gene İstanbul'dan bir haber. Kabul edelim ki Türkiye'nin sanat başkenti İstanbul. Haliyle, Türkiye'nin en önemli etkinlikleri, uluslararası arenadaki sanat buluşmaları hep İstanbul'da oluyor. Sanat, eğlence, tasarım, gibi alanlarda etkinlik takip etmek isteyenlere de arada İstanbul'u ziyaret etmek düşüyor. İşte yine çok önemli bir organizasyon, Türkiye ve dünya çağdaş sanatının en önemli ve yenilikçi örneklerini buluşturan, uluslararası nitelikteki sanat fuarı Contemporary İstanbul, 3-6 Kasım tarihleri arasında 11’inci kez düzenleniyor. Bu yıl "Collectors' Stories" başlığı altında toplanan proje kapsamında, kişiler kendi özel koleksiyonlarını sergileyecek. Sanatseverlere duyurulur.
Sosyal Medya "Özür dileme servisi": İlginç bir girişim değil mi? Eskişehirli hemşire, doktor, mühendis, memur pek çok meslek grubundan gönüllülerin yer aldığı bir "küskünleri barıştırma" servisinden söz ediyorum. Ücretsiz olarak sosyal medya üzerinden kullanılabilen bu uygulama aracılığıyla, dargın olunan kişilerden özür dilemek mümkün. Sistem şöyle işliyor: Facebook, Twitter ya da Instagram'da "Eskişehir Özür Dileme Servisi"ni bulacaksınız. Burada paylaşılan numaraları arayarak sizi cevaplayan gönüllü çalışandan, küs olduğunuz kişiden sizin adınıza özür dilemesini isteyeceksiniz. Tabii en güzeli kişinin kendi özrünü kendi iletmesi. Ama diyelim kendinizde bir türlü o cesareti bulamıyorsunuz, o zaman dargınlığı uzatmak yerine, gönüllü aracılığıyla özür dileyebiliyorsunuz. Özürünüzün kabul edildiğini öğrendiğinizde de rahat rahat kendiniz arayıp ilişkiyi yeniden düzeltebiliyorsunuz. Gerçekten ilginç olan bu uygulama için henüz söylenecek çok fazla söz yok. Ne diyelim, "Ey sosyal medya, sen nelere kâdirsin"!
Büyüksün Yılmaz Büyükerşen: Geçen pazar, oyunumu oynayıp saat 21:00 civarı evime dönerken Gaziosmanpaşa tarafındaki yol çalışması sebebiyle saatlerce trafikte sıkışınca, sosyal medya aracılığıyla isyan edip biraz içimi döktüm. Modern şehircilik anlayışına sığmayacak akıl almaz uygulama yüzünden mağdur kalınca, Eskişehir'i baştan yaratan Yılmaz Büyükerşen Hoca'ya lâf attım. Hani futbolda teknik direktör, futbolcu filan transfer ediliyor ya sözleşmeli olarak, biz İstanbullular da, Eskişehir'in efsane Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'i iki yıllığına filan transfer etsek de "Şehir-i İstanbul'u biraz hizaya soksa" dedim. Eskişehirliler, espriyle karışık ortaya attığım fikirden korkup "Hocamızı Eskişehir'den bırakmayız" diye bana isyan ettiler. Duruma açıklık getireyim. "Olmaz" efendim. Elbette ben şaka yapmıştım ama rahmetli dedemin dediği gibi "her şakanın yarısı hakikattir". Samimi fikrimi sorarsanız, gerçekten bu memlekete 80 tane "Büyükerşen" lâzım. Ama elde var bir. Ve o da asla Eskişehir'inden vazgeçmez buna emin olun. Yani "Hayaller Eskişehir" gibi olsa da "hayatlar" yine kendi şehirlerimizin gerçeğine mahkum kalmak durumunda.