Şampiy10
Magazin
Gündem

Oscar gecesine saatler kala...

.

ABONE OL
Vatan Haber

Daha önceki Oscar yazılarımda kullandığım bir deyişle başlamak istiyorum söze: Oscar’a inanma Oscar’sız kalma. Açıkçası hem çok cazibeli ve “janjanlı” bulduğum hem de çok kaale almadığım bir ödüldür Oscar. Hani pek çok oyuncunun hayalidir ya, benim bir kez olsun rüyâlarıma girmemiştir. Cin, lambadan çıkıp “dile benden hangi ödülü dilersen” dese, ağzımdan çıkacak ilk isim “Oscar” olmaz meselâ. Bir gün bir mucize gerçekleşir de Oscar alacak olursam elbette gözyaşları içinde sahnedeki yerimi alacağımı itiraf etmeliyim. Ama yine de kırmızı halıyı izlemek ben de bir çocuğun Disneyland’da hissettiklerine benzer duygulara yol açtığı için bu bölümden daha çok zevk alıyorum. Gerçi, kahramanımın, Oscar’ı kazanıp da reddetmiş Marlon Brando olması, sanırım bu ödüle karşı duyduğum hislerimin açık seçik tezahürü. Tüm ticari hesaplamalarına ve politik sistemine rağmen bu sene oldukça başa-baş adaylıklar olduğu için her zamnkinden daha fazla heyecanlanıyor, Oscar’a inanma ama Oscar’sız da kalma diyor ve bu gece verilecek ödüllerdeki adayları hatırlatıp, kendimce bir küçük ön eleme yapmak istiyorum.

Birdman ve Boyhood’un En İyi Film Oscar’ı yarışı

En İyi Film: Bu kategoride bence aşağıdaki adaylardan Birdman ve Boyhood filmleri fena kapışacak. Boyhood-Çocukluk, daha önce benzeri olmayan bir şekilde, 12 yıla yayılarak çekilmiş bir film. Bir çocuğun 6-18 yaş arasındaki yaşamını, gerçek zamanda anlatan film bu yönüyle de Akademi üyelerini etkileyecek gibi duruyor. Birdman ise gerçekten bir başyapıt. Amerikan Yapımcılar Birliği’nin de bu filmi seçmiş olması, rekabetin ne kadar sıkı olduğunu gösteriyor. Ama ben yine de Birdman’in Oscar için fazla entellektüel bir film olduğunu, mutlaka bazı ödülleri alsa da en iyi film için “Boyhood”un Akademi üyelerini duygusal olarak daha fazla etkileyeceğini düşünüyorum. Eğer American Sniper gibi Amerikan milliyetçiliğini avaz avaz haykıran yapım “En İyi Film” ya da “En İyi Yönetmen” ödülünü alırsa, bir daha Oscar töreni izlemeyeceğimi şimdiden ilân ediyorum.

Muhteşem yönetmen Inarritu ipi göğüsler

En İyi Yönetmen: En iyi Film ve En iyi Yönetmen genellikle aynı filmlere verildiği için yukarda yazdığım durum bu kategori için de aynen geçerli. Yine de “Akademi” son yıllarda sürpriz yapmayı seviyor. Bakarsınız, Richard Linklater’in filmini (Boyhood) 12 yılda çekmiş olması ağır basmaz ve muhteşem İnarritu (Birdman) ödülü alır.

Michael Keaton, Eddie Redmayne’a karşı

En İyi Erkek Oyuncu: Yine adayları ikiye indiriyor ve “Micheal Keaton ya da Eddie Redmayne” diyorum. Micheal Keaton, kendi yaşamında da “Batman” dan “Birdman” e uzanan filmle paralel çizgisiyle Akademi’yi etkisi altına alabilecekken, Eddie Redmayne de performansıyla unutulmaz bir çizgi yakalıyor. Ama her iki isim de muhteşem oyunculuklarıyla büyük alkış topluyor.

Julianne Moore olmalı, olacak, istiyorum...

En İyi Kadın Oyuncu: Julianne Moore. Olmalı... Olacak... İstiyorum... Oscar ödülüne ihtiyacı olmayan ama bir Oscar’ı da olmayan sinema kariyeriyle Julianne Moore bence ödüle en yakın isim. Umarım sevimsiz bir sürpriz olup, fazla abartıldığını düşündüğüm Rosamund Pike ödülü almaz.

J.K Simmons net!

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: J.K Simmons net! Edward Nortan muhteşem, Ethan Hawke 12 yıl süren çekimlerde rolü hiç kaydırmadan filmi tamamlamış, Robert Duval zaten hep şahane ve Mark Ruffalo’ya bayılıyorum.Ama bu yıl olmaz. Bu yıl : Oscar goes to J.K Simmons...

Patricia Arquette favori

Emma Stone plase

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Yine iki aday çekişiyor. İkisinin de ilk adaylığı. Patricia Arquette’nin performansı ödüle daha yakın duruyor. Ama, oldukça iyi bir çıkış yakalayan Emma Stone’ı da Akademi üyeleri tercih edebilir. Mâlum, çekilecek yeni filmler ve gişe için genç bir yıldıza böyle güçlü bir etiket vermek, tüm sektörün kazançlı çıkmasını sağlayabilir. Tıpkı; Jennifer Lawrence’a yapıldığı gibi...Unutmayalım; Akademi üyeleri, kaz gelecek yerden tavuk esirgemez ve her türlü ticari detayı hesap etmekte ustadır. Ayrıca, Emma Stone çok farklı bir karakter yakaladığı için ödülü alması çok da haksız olmaz.

Büyük Budapeşte Oteli çok özgün

En İyi Özgün Senaryo: Eğer “En iyi film” ya da “Yönetmen” ödülleri verilmezse, İnarritu için “teselli ikramiyesi” tadında bir ödül olabilir bu. Grand Budapest Hotel (Büyük Budapeşte Oteli) ise bu dalda diğer güçlü aday. Ayrıca, Kostüm ve Sanat Yönetimi gibi dallarda da “Grand Budapest Hotel” rakipsiz görünüyor. Ne diyelim; “Oscar”larda çoğunlukla geçerli olmasa da, “iyi olan kazansın”...

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Müslüm filmine dair...
  2. Kızkardeşlik duvarı
  3. Gelecek bize nasıl gelecek
  4. Yoksa siz “Tarihin sıfır noktası”nı hala görmediniz mi?
  5. Nafaka...
  6. Okullar açılırken veli dilekleri
  7. Geç gelen yaz geç gider
  8. Nobel Akademisi’nde kriz
  9. “Y” ile “Z” kuşağı yetersiz ve mutsuz
  10. Çocukları kandileriyle başbaşa bırakın

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.