Önce kadınları ve çocukları vurun!
.
Çocuk yaşta evliliğin önüne geçmek için çaba sarfetmemiz gerekirken, Meclis Boşanma Komisyonu’nun hazırladığı raporda çocuğa tecavüzcüsüyle nikah hazırlığı yapılıyor.
Boşanma Komisyonu, TBMM bünyesinde çalışarak iki yıldır hazırladığı raporunu, hafta başında Meclis Başkanlığı’na sundu. 479 sayfalık rapor ve yeni kanun önerileri, “Önce çocukları ve kadınları vurun” şeklinde özetlenebilir. Aslında, bu bile çok hafif kalır. Çocukları tecavüzcüsüyle evlendirilmeye sevkeden, şiddete maruz kalan kadınların boşanmasının hatta kocasını şikayet etmesinin önünü kesmeyi amaçlayan, kadını mümkün olduğunca mirastan, nafakadan mahrum bırakmaya ve daha pek çok akıl almaz fikre dayalı kanun önerisi taşıyan bu rapor, sadece demokrasiye ve insan haklarına aykırı olmakla kalmıyor. “Hadım etme” gibi, ilk duyduğu anda belki pek çok kişiye “Oh olsun layığını bulur” dedirten ama fevkalade çağdışı ve vahşi laiklik karşıtı taslakları da barındırıyor...
Bilimsel olarak, psikolojisi ve sağlığı daha fazla zarar görmesin diye duruşmada tecavüzcüsüyle aynı ortamda bulundurulmaması gereken ülkelerde de böyle sakınılan mağdur çocuklar, ülkemizde kendine tecavüz edenle aynı evde yaşamaya hatta, ömrünün geri kalanında tecavüzcüsünün yatağına mahkum ediliyor. “Bir kereden bir şey olmaz” söylemi katlanarak büyüyor ve “bir kere yetmez”, “tecavüzcünün canı istedikçe” diye sapıklık devlet eliyle desteklenerek, hem hukuki hem dini kitaba uydurulmaya çalışılıyor. Çocuk yaşta evliliğin önüne geçmek için çaba sarfetmemiz gerekirken çocuğa tecavüzcüsüyle nikah hazırlığı yapılıyor. Çocuğa yapılabilecek en büyük işkence, günümüz Türkiye’sinde, üstelik TBMM çatısı altında bulunmuş oldu böylece.
Adaletin bu mu Türkiye?
Sadece sizinle çok eski bir anımı paylaşmak isterim. “Böyle mi Olacaktı”nın doktor Pervin’i olduğum günlerde, Bakırköy Akıl Hastanesi’nde çekim yaparken koğuşlardan birine gittim. İçlerinden biri bana geldi. Meğer, genç kızlığında, kendi deyişiyle “dağa kaldırılmış”. Günler süren tecavüzden sonra, köyüne bırakılmış. O zaman da aynı sapkın düşüncedekilerin ataları tecavüzcüsüyle evlendirmişler. Üç çocuk doğurmuş sapığından. Abla olayı aynen şöyle anlattı bana: “Hayatım boyu çocuklarımdan utandım, yıllarca tecavüz edildim, çocuk doğurdum. Sonra bir gece yarısı birden uyandım, ‘tak!’, kurtuldum, artık huzurluyum...” Ve sözünün sonunda bir kahkaha. “Tak” dediği ne biliyor musunuz? Kocasının kafasına, balta indirişi... Adaletin bu mu Türkiye!