Konya’da “Aşk” ile buluşmak...
.
Konya denilince hemen herkesin aklına Mevlana gelir. 17 Aralık Mevlana Celaleddin Rumi’nin ölüm günü. Ben de Aşk ile buluşmak isteyenler için Konya rehberi hazırladım.
Konya aşkım mâlum... Mevlana Celaleddin Rumi'nin "Vuslat" kabul ettiği, ölüm günü olan 17 Aralık çok kıymetli bir gün. Her yıl, 7-17 Aralık haftası Konya'da söyleşi ve Sema ayinleri ile ânma törenleri yapılır.Aşk ile buluşmak isteyenler için küçük bir Konya rehberi hazırladım.
- Elbette önce Mevlana Türbesi: Mezar ve üzerine türbe yapılmasını hiç istememiş Mevlena. “Bırakın üzerime yağmurlar yağsın” dediği vasiyeti yerine getirilmediğinden dolayı içime bir hüzün dolsa da, mekânın enerjisi her gittiğimde beni yeniden büyülüyor. Başta İranlılar, bizler ve dünyanın her tarafından gelen ziyaretçiler kendi inançlarına göre ettikleri dualarla görünmeyen, ama hissedilen bir enerji dalgası oluşturuyorlar sanki. Amerkalılar, Japonlar en uzaktan gelen ziyaretçiler. Tam da Mevlana’ya yakışır bir biçimde farklı dinden insanlar ortak bir inançla buluşuyor bu çatı altında. Bir kere giren içeriden kolay çıkamıyor. Kenarda oturup saatlerce bu ortak ruhu deneyimlemek insanın ruhuna ayar yapıyor.
- Şems-i Tebriz’i Türbesi: Her ne kadar ne zaman ve nasıl öldüğü bilinmese de Konya’ya gidip, sembolik de olsa Şems’in adına yapılmış bu türbeyi ziyaret etmeden olmaz.
- İnce Minareli Medrese (Müze): Benim çok sevdiğim yerlerden biri. Minare turkuvaz renkte ve beyaz hamurlu tuğlalara örülmüş. İçinde hepsi birbirinden güzel, Selçuklu ve Karamanoğlu dönemine ait taş ve mermer oyma kapı, kanat, pencere ve kabartma rölyefler var. Başkenti Konya olan Selçukluların “Çift başlı Kartal” sembollerinin en güzelleri bu müzede bulunuyor.
- Karatay Medresesi(Müze): Kapısı bir Selçuklu dönemi şaheseri. Üzerinde medresenin yapımı ile ilgili kitabeler yer alıyor. Kapının diğer yüzeyleylerine ise ayet ve hadisler nakşedilmiş. Kubbesi ise tarifsiz bir güzellikte. Kenarındaki üçgenlerde dört peygamberin ve dört halifenin isimlerine yer verilmiş. Duvarlardaki mozaiklerin çinileri çoğunlukla dökülmüş olsa da kalanlarda gördüğünüz lacivert, siyah ve turkuvaz çini renklerine hayran olacaksınız.
Konya’da antikacılar, çömlekçiler, keçecileri gezin
- Alaaddin Tepesi ve Camii: Alaaddin tepesi, Konya’nın en eski yerleşimi. Muhteşem abanoz minberi, Selçuklu ahşap işçiliğinin en güzel örneklerinden biri kabul edilir. Sekiz Selçuklu Hükümdarı’nın türbeleri burada.
- Aziziye Camii: Pencereleri kapısından büyük olan eşsiz bir yapı. Osmanlı mimarisinin Barok üsluptaki nadir eserlerinden biridir...
Görülmesi gereken yerler:
- Çatalhöyük: Muhteşem. Dünya üzerinde bulunmuş en eski yerleşim. 9 bin yıl öncesine tanıklık yapmak tarifsiz bir heyecan.
- Sille: Kente çok yakın eski bir Rum köyü. Çok şirin olan bu küçük köy, son dönemde hızla restore ediliyor. Sabah gidip kendi evinde kahvaltı veren evlerden birinde çayınızı içmenizi tavsiye ederim.
- Beyşehir: Eğer Konya'ya gitmişken vaktiniz varsa , araba ile 1,5 saat uzaklıktaki en güzel ilçesi Beyşehir'e de günü birlik bir gezi yapın. Türkiye'nin en güzel 5 camisinden biri kâbul edilen Eşrefoğlu Camii, Eflatunpınar ve bulması biraz zor olsa da Hitit döneminden kalma heykelleri görmeden bir de göl kıyısında gün Batı'mı izlemeden dönmeyin.
- Konaklama: Tercihim Hitch Otel. Kesinlikle her şeyi ile mükemmel. Hayatımda gördüğüm en güzel otellerden biri. Tam Türbe'nin karşısında.
- Konya mutfağı: Etli Ekmek ve Tandır akla gelir. Doğru yerde bu lezzetleri tatmak çok önemlidir.
- Etli Ekmek : Eğer çok meşhur bazı turistik mekanları tercih ederseniz hayal kırıklığı yaşayacaksınız. Konya’ya gittiğinizde Mevlana’nın hocası Konevi’yi ziyaret ederseniz, aynı bölgede ama Mahmuriye tarafında bulunan Etli Ekmekçi Mehmet’in yerine gidin. Ayağınızın altındaki mangalla ısınırken, çeşit çeşit etli ekmeğin çıtır çıtır lezzetine varın.
- Mevlana Caddesi üzerindeki, “Bolu” da etli ekmeğin hakkını veren bir başka mekan.
- Tandır: “Dedeler”... Kesinlikle rakipsiz. Tabak yok, çatal yok. Küçücük bir esnaf lokantası. Akşamüstü kapanır. Vakitli gidip yer kapmaya çalışın. Ortaya bir kağıt serip, üzerine kilo ile etleri atıyorlar, siz de parmaklarınızda beraber afiyetle yiyorsunuz.