Kız çocukları...
.
Bu sıralar çok yakın kadın arkadaşlarımla hep aynı tartışmanın içinde buluyorum kendimi. “Bir kız çocuğu için...” diye başlayan cümleleriyle kızlarına rol biçen annelere sonuna kadar itiraz ediyorum. “Bir kız çocuğu olduğu için sınavlara çok kasmaya gerek yok bence...”, “kız çocuğu nasılsa ev geçindirmeyecek o yüzden zorlamaya gerek yok”, “ kız çocuğu bu, çok yüksek bir kariyere gerek yok, hatta olmaması daha iyi, sonra ailesi olacak nasılsa”. Bunlar ve “bir kız çocuğu için” diye başlayan önermelerin tümüne itirazım var. Bu fikirdeki arkadaşlarım da okumuş yazmış kadınlar üstelik ve kendi kız çocukları var yanlış anlamayın! İçlerinde Boğaziçi mezunlarından, üç dil bilenlerine kadar her nevi donanımda olanları mevcut. Gelin görün ki hepsinin bir ortak noktası var: Çalışma hayatlarının yarıda kalmış olması ve kendilerini gerçekleştirememiş olmak. Elbette bu kendileri seçimleri. Annelikle birlikte, maddi olarak çalışmak zorunda olmamanın verdiği rahatlıkla iş hayatından kopmuşlar. Kimi de ülkemizdeki kadın çalışanlara karşı iş yerlerinin uyguladığı acımasız stratejinin kurbanı olmuşlar. Birinci çocuk, derken çoğunda ikinci çocuk ve araya giren yıllar... Yeniden başlayacak cesareti de imkanı da bulamamışlar günün sonunda.
Kızlar evde oturmak zorunda kalmasın
İlerde, kızlarının hem anneliği hem iş hayatını birlikte götürebilecekleri bir meslek hayal ediyorlar ister istemez. Ama kızları için kurdukları hayalin kendi hayalleri ve onlar için biçtikleri rolün kendi yaşam biçimleri olduğunun farkında değiller. Kendileri öğretmen olsaydı, çocuklarını büyütürken de çalışma hayatını sürdürebileceklerini düşündükleri için, kızları da evde oturmak zorunda kalmasım diye, öğretmen olsun istiyorlar mesela. Ama erkek için gelirini yetersiz buluyorlar öğretmenlik mesleğinin. Bir erkeğin de öğretmen olarak mutlu olabilme ihtimalini hiçe sayıyorlar. Onların da hayallerinin önünde duruyorlar. 5 yaşındaki kızlarının ilerde anne olduğundaki çalışma saatlerini hesaplıyorlar, ama belki kızları tüm dünyayı gezen bir seyyah ya da bir araştırmacı olarak mutlu olacak belki de hiç evlenmek istemeyecek, bunu düşünmüyorlar. Her şeyden önce bu gibi seçimlerin kişilerin kendilerine ait olduğunu ve üçüncü şahısları ilgilendirmeyeceğini kabul etmiyorlar. Üçüncü şahıslar, anneleri bile olsa...
Ebeveynler hayallerin önünü açmalı
Kendi tecrübelerinden yola çıkarak, çocukları için hayal kurup onların yaşamlarına farkında olmadan yön veriyorlar aslında. Oysa bizim görevimiz çocuklarımız için hayal kurmak değil, çocuklarımızın hayallerinin önünü açmak. Unutmayalım ki “bizim” sandığımız çocuklarımız, bizden ve kişiliğimizden bağımsız bambaşka insanlar. Kızlarımıza rol biçmek yerine özgürce kendilerini gerçekleştirebilecekleri bir ortam sunup, seçimlerine saygılı olmak gerek. Nasıl ki yemek zevkleri bizden farklıysa, yaşam zevklerinin de farklı olmasına şaşmamak gerek. Kısaca, onlardan “biz” olmayı beklememek gerek.
Erkeklerin önde olduğu toplum uçamaz
Gelelim babalara... Eskiden babalar, kız çocukları için planlarını kısa tutarken şimdi durum tam tersi. Modern anneler, kız ve erkek çocuk arasında “aile geçindirme zorunluğu” açısından ayrım gözetirken, babalar bu konuda çok daha demokrat. Kızlarının “evinin kadını olmayı” hesaba katmadan kariyer yapmasını istiyorlar. Modern ailelerin anneleri garip bir şekilde kızlarına karşı daha gelenekçi yaklaşırken, modern babalar dünyada milyonlarca farklı yaşam biçimi olduğunu, başka başka aileler, farklı ilişki biçimleri olduğunu savunuyorlar. Bu yüzden de daha büyümemiş çocuğa rol biçmiyorlar. İşte size çok güzel bir örnek: Dünyanın en başarılı 50 kadını arasında gösterilen Ümran Beba, PepsiCo’nun Başkan Yardımcısı. Yarın öbür gün bu dünya devi şirkete CEO olacağının sinyalleri veriliyor. Eşi Ali Beba akademisyen ve karısının kariyeri için onun görev yaptığı ülkelerdeki üniversitelerde çalışmalarını sürdürüyor. Ümran hanımın, dünyanın en başarılı yöneticilerinden biri olmasıyla da gurur duyuyor. 10 ve 13 yaşında iki tane de oğulları var. Ali Bey’in şu sözü karısının başarısındaki desteğini ortaya koyar nitelikte: “Nasıl ki tek kanatlı kuş uçamaz, sadece erkeklerin önde olduğu toplumlarda uçamaz.” Tüm kız çocuk anne ve babalarının kulağına küpe olmalı.