“Keep Calm and” kadınlara güven
.
Almanya’dan sonra İngiltere’nin Başbakan’ı da kadın oldu. Yani, Avrupa siyasetini artık kadınlar yönetecek. Erkeklerin tarih boyu kanla ördükleri bu dünya düzeni kadınların elleriyle yıkılacak mı hep beraber göreceğiz...
Sakin olun... Arkanıza yaslanın... Derin nefes alın ve kendinizi kadınların yönettiği dünyaya yavaşça bırakın. Korkmayın, hiçbir şey daha kötü olmayacak! En azından şöyle düşünelim, erkeklerin yönettiği dünyanın ne hale geldiğini gördük, bir de kadınların neler yapabileceğini görmekten zarar gelmez! Bunu asla, feminist bir kafayla söylemiyorum. Artık biraz değişim istiyorum. Aslında ben, erkeklerin tarih boyu kanla ördükleri bu dünya düzeninden kurtulmak istiyorum. O yüzden, kadınların dünyasına umutla bakıyorum.
Almanya’dan sonra İngiltere’nin Başbakan’ı da kadın oldu. Yani, Avrupa’yı artık kadınlar yönetecek. Amerika’nın yeni Başkanı ise kuvvetle ihtimal yine kadın olacak. Özetle, dünya siyasetinin, ekonomisinin, kısaca güç dengelerinin ipleri, kadınların elinde bundan böyle.
Kuşkusuz umutlarım kadar değilse de kuşkularım var... Her kadın şefkatli midir? Siyasetin içindeki kadınlar erkekleşmiş midir? Koltuk belası cinsiyetsiz midir? Kendi ülkemizin yakın tarihinde pek de özlemle anmadığımız bir deneyimimiz olduğunu unutmadım. Ama itiraf edelim ki, 60 yıl içinde hep gelen gideni arattığından olsa gerek, yine de kadın başbakanımızı listenin sonuna atamayız. Ayrıca bunca erkek iktidarının arasında, tek bir örnekle faturayı kadınlara çıkaramayız.
Dünyada güç dengelerinin ipleri, kadınların elinde bundan böyle.
İki kadının başbakanlık yarışı
Kadın eli değmiş bir dünya neye benzeyecek hep birlikte bekleyip görecez. Ne çok erkek zulmü gördü bu gözler. O yüzden toz pembe günler beklemesem de yine de umutlanıyorum içte içe... Açıkçası biraz da merak ediyorum. Erkeklerin hırslarına, savaşlarına aşinayız ama kadınlarınki acaba nasıl olacak! Hemcinslerimi biraz tanıdığım için, silahların da savaş taktiklerinin de değişeceğini biliyorum. Kadın cinsinin o denli keskin hali neye benzer, işte onu kestiremiyorum.
İngiltere’de yapılan referandumda yüzde 52’lik bir oranla AB’den ayrılma kararı çıktı, mâlum. David Cameron da, bizim ülkemizde pek alışık olmadığımız şekilde hemen istifa kararı aldı. Bunun üzerine yeni lider yarışı başladı. Bu yarış da ilginç bir şekilde iki kadın aday arasında yaşandı. İçişleri Bakanı Theresa May ve Enerji Bakan yardımcısı Andrea Leadsom arasındaki çekişmede, Leadsom yarıştan çekilince, koltuk Theresa May’e kaldı.
Ağız dalaşı tatlıya bağlandı
Elbette bu yarışta, kadınların savaş taktiklerine dair ipuçları da vardı. Mesela, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da sıkça kullandığı bir darbe olan “O’nun çocuğu yok” hamlesi, kaybeden taraf Leadsom’dan geldi. Ama tabii kadın zerafeti ile bezenmiş hali olarak... Sonra özür diledi, çiçeği burnunda Başbakan May de kabul etti. Dolayısıyla ağız dalaşı erkekler arasında olduğu gibi sevimsizleşmeden tatlıya bağlandı. Kim bilir belki, kadın siyasetçiler, erkeklerden daha kolay özür dileyebiliyor, stres tırmanmadan uzlaşma sağlayabiliyordur. Sert mizacıyla tanınan ve Margaret Thatcher’e benzetilerek “İngiltere’nin yeni Demir Lady’si” olarak adlandırılan Theresa May, bakalım gelecek günlerde dünya gündemine ne şekilde yansıyacak. Kadın eli değince siyaset nasıl bir hal alacak? Kadını evinde seven, bol bol çocuk doğurmasını öğütleyen, güçlü kadınlardan pek de hazzetmeyen siyasilerimiz, nasıl bir tavır içinde olacak?