Güneydoğu’da açan muhteşem çiçekler
.
Pepsico’nun Çocuk Gelişim Merkezi projesi ile Güneydoğu Anadolu’daki 0-14 yaş arası çocuklar geleceğe umutla bakıyor. 14 yaşını geçen kız çocukları için de Pepsico çalışanları oluşturdukları fon ile bölgedeki kız çocuklarını “çocuk gelin” olmaktan kurtarıp eğitimlerine destek sağlıyor. Kimi matematik dahisi olup tıp eğitimi alıyor, kimi müzisyen oluyor.
Bu hafta Güneydoğu Anadolu’nun farklı yerlerinden, İstanbul’u görmeye gelen sekiz güzel, zeki, akıllı, çalışkan kız öğrenciyle buluştum. Çoğu en az 10 çocuklu ailelerden geliyor. Evleri ise genellikle bir oda bir salon. Hepsinin ortak özelliği, okuyup meslek sahibi olmak istemeleri. Bu yolda da emin adımlarla ilerliyorlar. Kimi doktor, kimi mimar olmak istiyor. Çoğu hayatının sonuna kadar evlenmeyi düşünmüyor. Hepsinin notları ve sınavlarda aldıkları puanlar çok yüksek. Meslek lisesinde hemşirelik ya da fen lisesinde okuyanlar çoğunlukta. Eğer almış oldukları eğitim bursu ve ailelerini ikna eden destekçileri olmasa okuyup meslek sahibi olmak nerdeyse imkânsız bu kızlar için. Ama onlar şanslı ve şanslarını kullanmayı becerecek kadar da akıllı! Onlar çocuk gelin olmayacak. Onlar, Türkiye’nin gelişiminde söz sahibi kadınlar olacak.
Ortaköy buluşuyoruz kızlarla. Uzun uzun sohbet ediyoruz. Hayallerini anlatıyorlar. En çok Ortaköy Camii ilgilerini çekiyor. “Dizilere hep bu camiiyi koyuyorlar değil mi hocam?” diye soruyorlar. Zaten hepimize “hocam” diye hitap ediyorlar. Peki kim bu kızlar?
Batman, Mardin-Ömerli, Mardin-Nusaybin, Mardin-Kızıltepe, Diyarbakır-Silvan, Urfa-Hilvan, Siirt, Kilis, Adıyaman ve Güneydoğu Anadolu’nun başka başka yerlerinde açan muhteşem çiçekler bu kızlar... Peki bu çiçekler nasıl yetişmiş: Pepsico‘nun, çocukların zihinsel, sosyal, bedensel ve bilişsel gelişimini desteklemek için Güneydoğu Anadolu bölgesinde açtığı “Çocuk Gelişim Merkezleri” sayesinde eğitimin farklı alanlarıyla tanışmışlar çocukken. Bu merkezlere 0-14 yaş grubu tüm çocuklar gidebiliyor. Pepsico, GAP İdaresi ve Türkiye Kalkınma Vakfı ile işbirliği yaparak Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin pek çok farklı noktasına “GAP-Cheetos Gelişim Merkezi” açmış. Böylece, nerdeyse nüfusun yüzde 40’ını oluşturan 4-14 yaş aralığındaki çocuklar için matematik, Türkçe, fen bilgisi gibi temel derslerin yanı sıra bağlamadan kemana, masa tenisinden badmintona kadar deneyimleyebilecekleri aktivite alanları oluşturulmuş. Merkezlerin amacı elbetteki, bölgedeki fırsat eşitsizliğini azaltabilmek. Büyük şehirlerdeki çocuklar gibi çeşitli konularda bilgi ve görgü arttırıp, çocukları sokaklarda başıboş dolaşmak yerine sanata ve spora yönlendirmek. Küçükler boyama yapmak gibi anaokulu seviyesi aktiviteler yaparken, yaş ilerledikçe fotoğrafçılıktan satranca kadar farklı hobiler edinebiliyorlar. MEB elbette büyük destek vermiş, ama biraz da el yordamı, çocukların talepleri doğrultusunda şekillenmiş merkezler. Örneğin bir gün çocuklardan biri okuduğu kitapta keman resmi görmüş ve merak etmiş. Böylece merkeze keman dersleri de dahil edilmiş. Ve pek çok çocuk keman çalıyor Mardin’de.
30 bin çocuk eğitim aldı
14 yaşına kadar kız-erkek ayrımı yapılmaksızın 12 ay açık olan bu merkezler, ülkemizin eğitim konusunda en zorlandığı bölge olan Güneydoğu Anadolu’da çocuklar için bir vaha. Pırıl pırıl, klimalı ve her tür donanım mevcut. Çok fazla sayıda çocukları olduğu için gün içerisinde onlara sahip çıkmakta zorlanan anneler, önce çocukları rahat ve güvenli ortamda oyalansın diye yollamışlar. Yaz aylarında 50 dereceye varan sıcaklarda, klimanın serinliğinde boyama yapmak, ders çalışmak, saz öğrenmek çocukların çok hoşuna gidince, evdeki diğer kardeşlerini de merkezlere götürmeye başlamışlar. Şimdiye kadar 30 bin çocuk düzenli olarak her gün eğitim almış böylece. 14 yaşını geçen kız çocuklarının okulu bırakıp, annelerine ev işlerinde yardım etmeye başladıkları gözlemlenince bu sefer Pepsico çalışanları kendileri gönüllü olmuş ve aralarında sosyal sorumluluk projesi oluşturmuş. İşte bu kızların başarı hikayeleri böylece yazılmaya başlamış.
Pepsico çalışanlarının projesi
Çok sayıda sosyal sorumluluk projesi gördüm, ama bana en ilginç gelen Pepsico çalışanlarının kendi imkanlarıyla gönüllü olarak başlattıkları bu proje oldu. Organizasyon şöyle: Lise çağında, başarılı ama ailevi sebeplerden okuma fırsatı olmayan kızların eğitimi için Pepsico çalışanlari bir havuz oluşturup para topluyor. Toplanan para kadar da Pepsico şirket olarak havuza ekliyor. Yüksek standarttaki yöneticilerin çoğu başlı başına bir çocuğun eğitimini himaye ediyor. Söz konusu kız öğrenciler olduğu için, mentorluk görevini genellikle kadınlar üstleniyor. 82 kızımız bu sayede eğitimine lise ve üniversitede eğitimine devam ediyor şu an. Eğitimle kastedilen sadece okul değil tabii. Bir anne ya da abla gibi kızların her tür sosyal gelişimi için de çaba sarfediyorlar. Ailelerinden izin alıp evlerinde misafir ediyorlar, sık sık telefonda konuşup dertleşiyorlar. Lafın kısası, aile oluyorlar. Kızları da tıpkı kendi çocukları gibi okuyabildikleri kadar okutuyorlar. Onların başarılarıyla da haklı olarak övünüyorlar. “Merve bugün gelemedi, okulu başladı çünkü. Ege Tıp öğrencisi de...” diye anlatırken gözlerinin içi gururla parlıyor Pepsi Kurumsal İletişim Müdürü Didem Şinik’in. “Ne kadar övünseler az” diye geçiriyorum içimden. Çevremdeki, özel derslerle bir eli yağda bir eli balda yine de doğru düzgün bir yerleri kazanamayan eş-dost çocuğunu düşündükçe, hiç tanımadan ben de gurur duyuyorum Merve ile. “Ege Tıp Fakültesi ha, maaşallah” diyebiliyorum sadece. “Acaba her şeyi çocukların önüne fazla fazla koymak çok da iyi bir şey değil mi” diye düşünüyorum bir ân. Belki de biraz eksiklik, hayatta bir şeyleri doldurmak için motive ediyordur insanları...
Kızlar geleceğe umutla bakıyor
Yeni burs alan lise çağındaki sekiz kızla muhabbetimizi sürdürüyoruz. Biraz da Ortaköy’ü turluyoruz. İstanbul’a ilk gelişleri. Pek çok şeyi de ilk görüyorlar. Misafirliğe geldikleri evlerde özel odaları, çoğunlukla ilk kez deneyimledikleri duşları var. Daha önce bölgedeki merkezlerini ziyarete giden Tarkan’la tanışmış olanlar ya da bu hafta verilen Lady Gaga partisine katılanlar var. Yine de memleketlerinde kalıp, orda halklarına faydalı birer insan olmak hayali kuruyorlar. Çoğu, yaşadığı köyde okul olmadığı ya da fen lisesini kazandığı için ailesinin yanında kalmıyor artık. Evde genellikle 10 kişiden fazla bir odada yaşadıkları için yurtlarda daha rahat ders çalıştıklarını söylüyorlar. Kışın, ısıtma olmadığı için boş olan evin salonunda ders çalışmak bile yollarından alıkoymuyor bu kızları. Üniversiteye hazırlananlar arasında dershaneye gidenler de var. Çoğunun ailesi başta okumalarına karşı gelmiş. Pepsico çalışanları uzun uğraşlarla ikna etmiş aileleri ve şimdi babaları daha çok istiyormuş okumalarını. Dokuz kız çocuğunun hepsini okutmaya ant içmiş, içlerinden birinin annesi. Tüm bunları dinledikçe içimde ılık meltemler esiyor. Karşımda Güneydoğu’nun muhteşem çiçekleri... Umutla bakıyorlar istanbul’a... Ben de mutlulukla onlara...