Diller ve dinlerin buluştuğu toprak: Midyat
.
GEÇEN hafta sonu yakın arkadaşlarımızla ufak bir kaçamak yapalım dedik. Baktım gruptan kimse görmemiş, “Hadi Mardin’e gidelim” dedim. Ben de on küsür yıl önce Her zaman olduğu gibi, takıldım “sacred7”ın peşine ve Ayşe Kaynarcalı’nın konfordan vazgeçmeyen ama yerelliği de kaybetmeyen gezi programının akışına bıraktım kendimi. Diyarbakır-Hasankeyf-Midyat-Mardin... Hem çok şey öğrendim hem de çok eğlendim. Mardin’deki pek çok kazı çalışmasını yürüten ve kendi topraklarının gelişmesi için var gücüyle çalışıp proje üreten Mesut Alp’de bize eşlik edince, unutulmaz bir deneyime dönüştü yolculuğumuz. Misafirperverliği için hem Mesut’a,ne kadar teşekkür etsem az. Ve elbette ki her ânımızı bir masala çeviren sevgili Ayşe’ye...
En çok etkilendiğim ve ilk kez gördüğüm Midyat’a götürmek istiyorum sizi bugün. Tarih boyunca, “diller ve dinler şehri” denmiş, Midyat’a. Günümüzde de dört dil ve üç dine evsahipliği yapıyor Midyat. Türkçe, Kürtçe, Süryanice ve Arapça günlük olarak kullanılan diller. Ha bir de Midyatlı çocukların arasında yaygın olan ve gururla konuştukları “kuş dili” var tabii. Müslümanlar, Hristiyanlar (Süryaniler) ve Ezidiler ise çoğunluğu oluşturan din grupları. Midyat’ın dokusunda en belirgin imza, burda en uzun süredir yerleşik yaşamı sürdüren, Süryanilere ait kuşkusuz. Zaten bu coğrafyada dokunduğunuz her taş, 1500-1600 yıllık. Daha insanoğlu kutsal kitaplarla tanışmamışken, taşlara kazınmış tarih, kimsenin malı olamayacak kadar ya da herkesin vatanı olmayı hak edecek kadar kâdim.
Fotoğraf: Tolga EŞİZ
KONAKLAMA: Kesinlikle Kasr-ı Nehroz. Olağanüstü, şahane, muhteşem... 1600 yıllık bu büyüleyici yapınin içinde bir azizin mezarı da var. Yenigün ailesi, Mardin’in kültür mirasına bir hediye olarak restore ettirmiş kendi evlerini. Otelin yemekleri de harika.
MUTLAKA UĞRAYIN: Mor Gabriel Manastırı... Dünyanın ayakta duran en eski Süryani-Ortodoks Manastırı. Ayrıca yaşayan en büyük beş manastırdan biri... Diğer adı, Deyrulumur yani Yaşam Manastırı... Çok etkileneceksiniz.
MUTLAKA ALIN: Çarşıdan telkâri işi, gümüş yüzükler, küpeler, halhallar... Çok beğeneceksiniz.
MUTLAKA YİYİN: Maklûbe... Altta patlıcanlı, patatesli pilav, üzeri köy tavuğu ya da kuzu tandır... Bayılacaksınız.