Boşanma ve çocuklar
.
Henüz altı aylık yazarlık hayatımda, ilk “istek” yazımı yazmış bulunmaktayım. Böyle bir şeyi ne kadar becerebildim bilmiyorum ama bir vazife kabul edip elimden geldiğince yerine getirmeye çalıştım.
Dünkü yazımda, ailemizin büyük büyük anneannesi Kadruş’u kaybettiğimizden ve sonrasında küçük çocuklara bu haberi verirken nasıl zorlandığımızdan bahsetmiştim. Sonunda uzman görüşlerine başvurarak edindiğim bilgileri de bu sayfada sizinle paylaşmıştım. İşte, geçtiğimiz günlerde tüm bunlar yaşanırken arkadaşlarımla olanı biteni paylaşırken, onlar da bana çocuklarıyla yaşadıkları benzer bir sıkıntıdan söz ettiler. Malum, benim yaşlarımdaki kadınlar arasında, boşanma konusu sıkça gündeme gelir. Zaten ne ilginçtir ki tıpkı evliliklerde olduğu gibi, arkadaş gruplarında boşanmalar da çorap
söküğü gibi gelir.
20’li yaşların ortasında, arkadaşlardan biri bekarlık zincirini kırdığı zaman, aynı gruptaki diğer arkadaşlar da mecburmuş gibi peşi sıra evlenir. 30’ların ortasından itibaren ise, bu sefer, boşanan bir çiftin ardından, bahçeye peydah olmuş bulaşıcı bir hastalık gibi diğer çiftlere de sirayet eder ayrılık... Cesaret mi yoksa, farkındalık mı bunun sebebi bilmem ama gözlemim odur ki evlenirken olduğu gibi boşanırken de arkadaşlar birbirini tetikler.
Arkadaşlarıma, çocuklara ölüm kavramını anlatmanın zorluklarından ve bunun için psikologlara danışacağımdan söz edince, boşanmanın eşiğinde olanlar, “hazır araştırma yaparken bizim için de boşanma ve çocuk konusunda da tavsiye alsana” dediler.
Elbette şaşırdım! Çünkü çoğunun, boşanmayı düşündüğünü dahi bilmiyordum. Sonra anladım ki tam olarak kararını veremediği için bir uzmana da danışmayan ama bir yandan da çocuklarına ne diyeceğini
kestirememenin stresiyle yaşayan pek çok kişi özellikle de kadın var!
Ayrılık onları nasıl etkiliyor
Ben de istek üzerine, boşanma haberinin çocuklara nasıl açıklanması gerektiği ve boşanma sırasında çocuklara doğru davranmanın ipuçları ile ilgili olarak, uzman görüşü aldım ve “sipariş üzerine” bu yazıyı yazdım. Elbette, her ailenin bütünlüğünü korumasını dilerim. Ama, tıpkı bir çarkın dişlileri gibi evli çiftler de birbirini tamamlamıyorsa, kırılmadan, çarkı durdurmaktan başka çare yok.
İşte, boşanma öncesi ve sonrası dönemde, çocukların, yaşanacaklardan en az düzeyde etkilenmesi için Türk Psikologlar Derneğinden Doçent Dr. Nilhan Sezgin’in konu ile ilgili görüş ve tavsiyeleri:
Okul çağındaki çocuklar boşanmanın anne ve babalarının artık birlikte olamayacaklarını bilirler. Bu ayrılığın kendi yaşamlarını nasıl etkileyeceği konusunda endişeleri yoğundur. Nerede, kiminle yaşayacakları, annelerini ya da babalarını görüp göremeyecekleri veya okula nasıl gidecekleri, okullarının da değişip değişmeyeceği gibi pek çok konu onların küçük yüreklerini daraltan konulardır. Bu konularda pek çok soruları olsa da çocuğa her koşulda sevilip güvenle bakılacağı hissettirilmeli anlatılmalı ve ikna edilmeli.
Doğru zamanda söyleYİN Anne baba ayrı yaşamayı veya boşanmayı düşünüyorsa bile kesin karar verene kadar bu konuyu kendilerine saklamaları önerilmekte. Boşanma konusunda çocuğa karşı açık ve dürüst olunmalıdır ancak annen ve baban boşanmayı düşünüyorlar şeklinde bir paylaşım çocuğun aklını karıştıracaktır. Boşanma gerçekleşene kadar kaygıyla beklemesine yol açacaktır. Bu nedenle boşanma kararı kesinleştiğinde, boşanma gününe yakın bir zamanda söylenmesi tercih edilmeli. Bunu çocukla paylaşmanın tam zamanı yoktur, bu haberden hemen sonra okula, spora, dersaneye gitmek zorundadır. Çocuk bu haberi aldığında kendisini güvensiz ve yalnız hissedecek ve sizin yanında olmanıza ihtiyacı olacaktır. O nedenle birlikte olabileceğiniz zamanı seçin ve ona söyledikten sonra sevginizi hissedip size sarılabileceği, konuşabileceği bir ortam olmasına dikkat edin. Bu noktada anne babanın çocuğa ne söyleneceğine birlikte karar vermeleri ve mümkünse ikisinin birlikte çocukla konuşması gerekli.
Birbirinizi suçlamayın
Çocukla konuşurken birbirinizi suçlamayacağız konusunda anlaşın. Hiçbiriniz çocuğun sizin tarafınızı tutması için bir suçlamada bulunmamaya özen gösterin. Birbirinize ne kadar öfkeli ya da kırgın olsanız da bunu çocuğa yansıtmayın. Çocuğun önünde tartışıp bağırışmayın. Unutmayın siz sadece eşinizden ayrılıyorsunuz ancak çocuğunuz her ikinizden de ayrı kalacağı endişesini yaşıyor.
Açık ve gerçekçi olun
Çocuğun anlayacağı basitlikte açıklama yapın. Çocuğun yaşına uygun dilde konuşun. Örneğin; “Biz annenle, babanla çok düşündük...” diye başlayıp açıklamaya geçebilirsiniz. “Baban artık yeni bir evde oturacak” dedikten sonra
çocuğun, ayrı oturacak ebeveyni nasıl ve ne sıklıkta göreceğini, onunla kalıp kalmayacağını açıklayın.
Boşanmanın çocuğun suçu olmadığını vurgulayın
Çocuklar sıklıkla boşanma konusunda kendilerini suçlama eğilimindedirler. Odalarını toplamadıkları veya derslerini çalışmadıkları, anne veya babalarını üzdükleri için bu değişikliğin olduğunu zannederler. Bazen de anne babanın boşanmasına engel olamadıkları için kendilerini suçlayabilirler. Boşanmanın iki yetişkinin arasındaki bir karar olduğunu ve onların, iyi ya da kötü davranışlarıyla ilgisi olmadığını anlatın. Bu anlaşmazlık için üzgün olduğunuzu ancak bunun onlarla bir ilgisi olmadığını söyleyin.
onu boşanma ayrıntılarından uzak tutun
Boşanmanın nafaka, avukat mal paylaşımı gibi ayrıntılarını çocukla konuşmayın, çocuğun önünde tartışmayın veya bu konuyu çocuğun duyabileceği ortamlarda diğerleriyle konuşmayın.
Özetle yapmamanız gerekenler...
- Çocukların önünde veya duyacakları şekilde eski-eşinizle tartışmayın.
- Çocuğunuza eşiniz hakkında kötü şeyler söylemeyin. Çocuğunuz duyabileceği ortamlarda bu konuları başkalarına anlatmayın.
- Boşanmanız ve boşanma sonrası yaşantınıza ilişkin endişelerinizi çocuğunuzdan uzak tutun. Sizin yaşam endişeleriniz onun geleceğe ilişkin kaygılarını arttırıp güvenini azaltır.
- Çocuğunuzu eşiniz ve ailesi arasında aracı olarak kullanmayın.
- Çocuğun eşinizle olan ilişkisine engel olmayın. Sizin iyi onun kötü ebeveyn olduğunu ispat etmeye çalışmayın. Çocuğun taraf tutmasını istemeyin.
- Günlük yaşamın düzeninde aşırı değişiklikler yapmayın. Çocuğun yaşamındaki çoğu şeyi olabildiğince sabit tutmaya çalışın. Boşanmanın onların yaşamında yeterince büyük bir değişiklik olduğunu hatırlayın.
- Çocuğa özel armağanlar veya gereksiz müsamaha göstererek kendinize bağlayıp diğer ebeveynden uzaklaşmasına çalışmayın. Sizin, boşanmadan aşırı suçlanarak ona müsamaha göstermeniz, onun için durumu daha da güçleştirir.
- Çocuğunuzu dert ortağınız yapmayın. Kendi endişelerinizi kendinize saklayın veya diğer yetişkinlerle paylaşın.
- Çocuğunuzun sizi yatıştırması değil sizin onu yatıştırmanızın daha uygun olduğunu unutmayın.
- Çocuğunuzun evin “küçük hanımı” veya “küçük erkeği” olmasını sakın beklemeyin. Çocuklar sadece çocuktur, eski eşlerin yerine geçmezler.
Toplumsal olayları nasıl anlatmalı?
Çocuklara anlatmakta zorlandığım bir konu daha var: Toplumsal olaylar! Örneğin; Gezi olayları, herkesi etkilediği gibi çocukları da ekledi. Aslında, çocuklar, toplumsal olaylarla sandığımızdan daha fazla ilgililer. Depremler, komşu ülkelerdeki savaşlar, terör... Çocukları izole mi etmeli yoksa olan biteni takip etmesine izin mi vermeli? Toplumsal olaylarla ilgili sordukları sorulara nasıl açıklık getirmeli?
Psikolog Şenel Karaman, çocukların ve gençlerin politik olayların uzağında kalamayacaklarını söylüyor. Olayların ya doğrudan ya da dolaylı yoldan tanığı oldukları için çocukların, evlerindeki konuşmalardan etkilendiklerini ve tepkiler geliştirdiklerini belirtiyor. Ve özgüvenli ve özgür düşünceli bireyler yetiştirmek için izlenmesi gereken yolu şöyle tarif ediyor: Ebeveyn ve öğretmenlerin olayları konuşması, çocuğun olayları çarpıtmasına önlem almaları gerekir. Olayları ne kadar çarpıttığını anlamak için çocuklarıyla konuşmaları, durum hakkında ne bildiklerini ve düşündüklerini öğrenmeleri gerekir. Çocuğun ya da gencin çarpıtmaları, yanlış anlamaları varsa düzeltilmelidir.
Çocuğun başetme mekanizmalarını güçlendirmek gerekir. Fiziksel temas kurmak, bilgilendirmek, oyun oynamasını sağlamak, kendisini ifade etmesini sağlamak önemlidir. Belkide en önemlisi güven duygusunu vermektir. Bunlar sağlandıktan sonra çocuğun olaylar hakkındaki fikirleri tartışılabilir. Sosyolojik olarak bizim ülkemizin ekstern kurumu siyaset olduğu için her şeyin siyasi bir karşılığı vardır. Dini yaşantımızdan, alışkanlıklarımıza kadar birçok şey siyasi görüşler etrafında şekillenir. Çocuğunun özgür düşünce geliştirebilmesi için anne babada bir kabul dilinin olması, dinlemeyi ve tartışmayı bilmesi gerekir. Ailede farklı fikirlere tolerans yoksa bu gelişmez.