Bir gün her ünlü 15 dakikalığına suçlu olacak
.
Andy Warhol'un unutulmaz sözünü bilirsiniz: "Herkes bir gün 15 dakikalığına ünlü olacak." Dediği de oldu! Rakı sofrasında söylediği şarkı internete düşünce, en çok izlenen televizyon programında 15 dakikalığına ünlü olan da var, Cumhurbaşkanı köprüden geçerken intihara teşebbüs edip 15 dakika ana haberlerde boy gösteren de... 50 sene önce bugünü gören Andy Warhol'a hak vermemek mümkün değil. Ben de bu söylemden biraz kopya çekip azıcık da sözü değiştirerek, içinden geçtiğimiz süreci tarif etmek istiyorum: Her ünlü, bir gün 15 dakikalığına da olsa suçlu olacak!
Uzun bir suredir, ünlü insanlara karşı dört bir yandan linç kampanyası yapıldığının farkındasınız muhakkak. Kimi zaman sosyal medya, kimi zaman basın ve televizyon, kimi zaman da siyasi kanattan geliyor oklar. Hedef ise mutlaka ünlü bir isim oluyor. Her şey birden oluyor. Kendim de yaşadığım için gayet iyi biliyorum. Öyle çok sivri ya da infial yaratacak bir söz söylemeniz gerekmiyor. O sırada kana susamış birileri kurban arıyor zaten. Hani bir parçalayalım da sonra kaza süsü veririz fikri hâkim. Öyle garip ki bu durum hatta, karşıt görüşlğü iki taraf aynı kurbanın ortak paydasında beraber linç girişiminde bulunabiliyor. Nasıl bir fantezi ise, ortalık hem Kürt düşmanı aynı zamanda PKK yandaşı ilân edilen ünlü kaynıyor. Dikkat edin, yaygara koparılan söylemlerin ortak noktası, genellikle barış içeriyor olması. İşin özü, iki dünyada bir araya gelmeyecek guruplar barış karşısında el ele tutuşup, barışla birlikte parçalayacak bir ünlü buluyorlar.
Sözünü sakınmayan ünlülerin başına neler gelir?
Bu satırları yazma ihtiyacımı anladınız elbette. Artık el insaf dedirten Beyaz vakası beni pes ettirdi bu hafta! Beyaz Şov'a bağlanan öğretmen Ayşe Hanım'ın "Çocuklar ölmesin, duyarsız kalmayın" sözleri karşısında, son derece kibar bir şekilde, yaşananlara üzüldüğünü ve en kısa zamanda barış ortamının gelmesini arzuladığını söyleyen Beyazıt Öztürk'e karşı, "PKK yandaşlarını alkışlattığı" iddiası ile linç kampanyası başlatıldı, yetmedi polislerce tehdit edildi, yetmedi hakkında soruşturma açıldı! En az 10 kere izledim şovun bahsi geçen dakikalarını. İzlemediyseniz lütfen internetten izleyin ve terör yandaşlığı içeren bir detay bulursanız bana da söyleyin. Son derece insani bir diyalog nasıl insanlık suçuna dönüştü anlaşılır gibi değil. Eğer bu Beyazıt Öztürk'ün başına geliyorsa emin olun, her ünlü 15 dakikalığına da olsa suçlanacaktır. O Beyaz ki, herkesin gönlünü hoş etmeyi seven, polis çocuğu olduğunu her fırsatta dile getirip her daim askerden ve polisten yana tavrını koyan, şehitleri her zaman saygıyla anan, 20 yıldır program yapıp yine her daim apolitik duruşuyla suya sabuna dokunmadan şovuna bakan... Eh bu yaşanan saldırı Beyaz'ın başına gelebiliyorsa, sözünü sakınmayan ünlülerin başına neler gelir, varın siz hesap edin! Elbette sadece Beyaz değil, Ayşe öğretmen de aldı nâsibini. Önce, öğretmen olmadığı söylendi, Beyaz bir de kandırıldığı için özür diledi. Sonra ifadeler sırasında, öğretmen olduğu ama görevde olmadığı ortaya çıktı. Günün sonunda, Ayşe öğretmen "Çocuklar ölmesin" dediği, Beyaz da "Kimse ölmesin" dediği için suçlu durumuna düştü. Bizim payımıza da hayret içinde kalmak düştü. Bir de aklımıza şu sorular...
- "Çocuklar ölmesin" demek ve bu söze hak vermek ne zaman suç kapsamına alındı?
- Beyaz, programın tekrarını izlerken bizim göremediğimiz ne yanlışını gördü de özür diledi?