Ata toprağında...
.
Annem yıllardır, babasının doğduğu ama mübadele ile bıraktığı toprakları ziyaret etmek isterdi. Bayramınızı kutluyor ve Kavala izlenimlerinimi paylaşıyorum...
Hepimize sağlıklı, mutlu, şeker tadında bir bayram dilerim. Siz bu satırların okurken ben inşallah komşuda olacağım. Komşuda derken, kapı değil, sınır komşumuz Yunanistan’dan söz ediyorum. Hemen, “bak bayramlar tatil değildir, aileyle bir arada olmak, büyükleri ziyaret etmek zamanıdır” diye yükselen uyarı sesleri olacak. Merak buyurmayınız efendim, hayırlı bir iş için komşu kapısındayız. Annem yıllardır, babasının doğduğu ama mübadele ile bıraktığı toprakları ziyaret etmek isterdi. Ben de bir tanecik annemin 70 yaşını doldurduğu bu bayramda, onun hayalini gerçekleştirmek istedim. Annem, babam, eşim, kızım ve hatta minnak köpeğimiz Tonton’u da alarak doluştuk arabaya, çocukluğumun yolculukları gibi şarkı türkü eşliğinde kısa bir yolculukla vardık ata topraklarına. Önce Kavala’yı ziyaretteyiz. Burdan Selanik ve Halkidiki Yarımadası‘nı da gezmek niyetindeyiz. Şimdilik sadece geçen yaz da geldiğim Kavala izlenimlerini paylaşıyor, gezinin devamını bir sonraki yazıma bırakıyorum.
Kavala’ya gidince mutlaka...
- Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Paşa’nın evini ziyaret edin.
- Merkezden sakızlı kurabiye ve sakız likörü alın.
- Batis Beach’e gidin. Nefis bir kompleks. Küçük - büyük herkese hitap edecek bir şey var içinde. Giriş 3 euro. Tam “çöl rengi” bir kum. Turkuvaz, gazoz gibi bir deniz.
- Eski Liman denilen Limanaki Sfageion’da yani hemen merkezin yan koyundaki Taverna Savvas’ta deniz mahsülleri yiyin. Her şey tek kelime ile şahane, fiyat gerçekten çok ucuz.
- Kavala’dan hem daha uzak hem de seyrek feribot olduğu için 35 dakika geriye yani Türkiye’ye doğru gelip Keremoti’den feribota binerek, Thassos Ada’sına geçmenizi öneririm. Yarım saatlik bir deniz yolculuğundan sonra en yeşil, zeytin cenneti Yunan adasına ayak basacaksınız.
Thassos’a gidince mutlaka
- Merkez’in kafelerinde takılın. Zeytinyağı fabrikasından, hemen orada adanın zeytinleri sıkılarak elde edilen mis gibi ve uygun fiyatlı yağdan almadan, dönmeyin.
- Limenas’ta gezin, yemek yiyin, frape için, denize girin.
- Limeneria, adanın aşağı tarafında çok tatlı bir belde. Sahilde, Mouragi’de yemek yiyip hemen arka sokaktaki çarşıda Molly’nin dükkanına ve takı tasarımlarına göz atın.
- Panagia, Limenas’a 4 km. uzaklıkta bir dağ kasabası. Mevsimine göre oğlak çevirmesi ve kokoreciyle ünlü, meraklısına duyurulur.
- Aliki Beach, mutlaka görülmesi gereken bir halk plajı. Kumsalda bir sürü taverna... Yiyip, içip, inanılmaz turkuvaz renkteki denize atlıyorsunuz. Ayrıca yürüyüş yolu sürpriz hazinelerle dolu.
- Mermer plaj (Marble Beach) yolu zor ama mermer yatağının altında olduğundan, mermer tozu ve parçalarından oluştuğu için ultra viyole beyaz bir plaj olması bakımından oldukça ilginç.
Yayılarak oturmaya karşıyız
İspanya’nın başkenti Madrid’de, erkeklerin otobüs,metro gibi toplu taşıtlarda, kadınları rahatsız edecek şekilde yayılarak oturmasını engellemek için araçlara ikaz tabelası koymaya karar verilmiş. Kampanyanın sloganı da şöyle, “Erkeklerin yayılmadığı Madrid!” Erkeklerin yayılmadığı, bacaklarını aça aça oturmadığı bir ülke ne güzel olur düşünsenize! Pembe otobüs - metrobüs yapmaya kalkıp, ıslah edilmemiş erkekleri doğaya bırakıp, vahşi hayvanların arasında gezinen turistler gibi kadınları steril otobüse yerleştirmeyi planlayacaklarına, belediyelerimiz böyle kampanyalarla biraz “hırbo”ları eğitme yoluna gitse! Sokaklar, erkeklerin doğal yaşamı, biz kadınlar da onların yaşamına meraklı istenmeyen ve o dünyaya ait olmayan turistler değiliz. Doğadaki dişi ile erkek kaplan misali, sokaklar da hepimizin. Adam gibi koluna bacağına sahip çıkacak şekilde terbiyeyi vatandaşlara anlatmak önemli!