Alaçatı’nın kültür sanat mahallesi: Hacı Memiş
.
Yepyeni bir yer keşfettim. Açıkçası paylaşıp paylaşmamakta da epey tereddüt ettim ama sonunda bencilliğimi bir kenara bıraktım, çünkü bu güzelliği herkes yaşasın istedim. Biliyorum ki, kısa bir zaman sonra sokakları kalabalıktan yürünmez olacak. O yüzden en iyisi, siz bir an önce gidip Hacı Memiş’i keşfedin.
Size de oluyor mu bilmem ama, yeni ve kendi doğalını koruyan bir yer ya da mekân keşfettiğim zaman, içimi bir bencillik kaplıyor ve kimseler burayı bilmesin, kalabalık etmesin, sadece bana kalsın istiyorum. Ama hemen ardından, “heeeey bakın burda ne var” diye bağırmak ve herkese duyurmak geliyor içimden. Nasılsa günün birinde keşfedilecek ve bize de “aaaaah dutluktu bir zamanlar orası” demek düşecek. Mâdem öyle, iyisi mi siz benden duymuş olun.
İZMİR’DE BAHAR GEZİSİ
Dutluk” demişken, “Dutlu Kahve” den bir fotoğraf paylaşarak başlıyorum Hacı Memiş’i anlatmaya: Her bahar olduğu üzere yine memleketime yâni İzmir’e gittim, Mayıs gelince. Her bahar olduğu gibi bir kez daha aşık oldum, dönmek istemedim ve ilerde yeniden İzmir ve çevresinde yaşamanın hâyallerine daldım. Pazar günü ise can-kardeşim Aslı, her İzmirli gibi “Hadi Çeşme’ye” dedi. Mâlum, pazar günü İzmir sokakları bomboş olur. Ya ailece evde yemek yenir, birlikte vakit geçirilir ya da havalar güzelse civar beldelere gidilir. “AVM muhabbeti”, İzmir’de pek gelişmemiştir. Coğrafi açıdan da pek elverişli memleketimde, İstanbul hesabıyla iki durak öteye gittiğiniz vakitte, Foça, Sığacık, Seferihisar ya da Çeşme’ye varırsınız, her bütçeye göre balık yemenin zevkine varırsınız. Hazır İstanbullular, Alaçatımızı istilâ etmeden bir keyif yapalım dedik ve Çeşme’ye gittik. Biz İzmirliler, Alaçatı’nın bu kadar şöhretlenmesinden hiç de memnun değiliz aslında. Sanmayın ki Çeşme’de yazlığı olanlar evi, arsası değerlendi diye mutlu! “İstanbullular geldi, keyfimiz gitti” diyorlar da başka şey söylemiyorlar.
HER YERDE RESTORASYON
Kalabalık bir yandan, yeme-içme fiyatlarının yükselmesi öte yandan, belde sahiplerini huzursuz ediyor anlaşılan. O yüzden, Temmuz-Ağustos aylarında evden pek çıkmayan Çeşme sakinleri için Mayıs-Haziran ve Eylül ayları sokaklarda geçiyor. Şu anda, Alaçatı cıvıl cıvıl, İzmirli kaynıyor. Alaçatı’nın uzantısı olan “Hacı Memiş” mahallesi ise yeniden yapılanma içinde. Daha önce, Hacı Memiş’e kadar şık ve popüler olan Alaçatı’da, ziyaretçiler buraya kadar yürür, burdan sonrası köy evleri olduğu için geri dönerlerdi. Şimdi ise Hacı Memiş’in her yanında restorasyon çalışmaları var. Evler, aslına uygun olarak yenilenmiş ve dekore edilmiş, küçük yerel dükkanlar ve butik oteller hâline getirilmiş. O kadar zevkli bir yeniden yapılanma var ki hayran olmamak mümkün değil.
Zerafet ve lüks burada hakim
Paranın satın aldığı lüks değil, görgünün yarattığı zerafet hâkim buraya. Asıl mesleği doktorluk olan bir kadın, resim yeteneğini tabure ve sehpalarla buluşturarak harika mobilyalara imza atmış mesela ve hafta arası yaptığı doktorluğa, hafta sonları eşinin dükkanında mola vermek istemiş anlaşılan. Bir başka dükkan, adeta nostalji müzesi gibi. Çocukluğumun bisküvi kutularını gördüğümde ağlamamak için zor tuttum kendimi. 2 lira veriyorsunuz dükkanı gezmek için ama sokak hayvanlarına yardım için bağış yapıyorsunız aslında. Antikacılar, eskiciler, tamamen kendine özgü butikle, takıcılar... Hani, Avrupa’da bir yere gittiğinizde, sadece yöreye ait pek çok el işi ürün bulursunuz ve hepsini alıp yanınızda getirmek istersiniz, oysa bizim ülkemizde her yerde Kapalıçarşı ürünü satıldığından özgünlük bulamazsınız ya işte “Hacı Memiş” turizmimiz adına bu olumsuz durumu kırmış ve kendine ait bir alış-veriş aurası yaratmış. Yazımın başında bahsettiğim “Dutlu Kahve”de benim için bir “az şekerli” içmeden dönmeyin. Bu yaz keşfedilmeye başlanır Hacı Memiş ama gelecek yaz adım atacak yer bulamayabiliriz.
Kalabalık başlamadan keşfedin
Bu yüzden ben Temmuz kalabalığını bile göze almadan Haziran ayında kısmetse keyfini çıkarmak niyetindeyim bu güzel köyün. Mekânıma karar verdim: Göz Lounch. Bir köy evinin, buram buram “Alaçatı kokarak” dekore edilip küçücük bir konaklama yerine dönüştürülmüş olduğunu hayal edin... Sanki, orda eviniz varmış ya da bir arkadaşınıza misafirliğe gitmişsiniz hissi veren bu mekânda bir kaç gün geçirmek şu ara en büyük hayalim. Hadi, kalabalıklara yenik düşmeden Hacı Memiş mahallesini keşfedin... Hepinize keyifli bir gezi dilerim...