Ekim enflasyonu
Türkiye’yi çok seviyorum. Domuz gribi aşısı bile siyasi polemiğe dönüşüyor. Başbakan aşı olmayacağını açıkladı. Ben olacağım. Ama aşıyı bulamıyorum. Ne diyebilirim?
Aslında aşı var yok kimsenin derdi değil; mühim olan kutuplaşma...
Hazır siyasetle başladık, erken seçim konusuna da değinelim. Doğru soru seçimin yılıdır. Örneğin 2011’de temmuz yerine mayıs teknik olarak erken seçimdir ama aslında değildir. Baştan beri seçimin 2011’de yapılacağını öngörüyorum. Görüşümü değiştirmedim.
Şişen varlık balonunun yarattığı tehlikelere dikkat çekenler artıyor. Charles Goodhart’ı parasal iktisatla ilgilenenler yakından tanır. Hazine ve merkez bankasında çalıştı. Enflasyon hedeflemesinin mimarıdır. Üstelik artık bankalar kurtarılamaz diyor.
“Son bir yılda, Büyük Buhranın tekrarlanmaması için vergi mükellefine ödetilmek zorunda kalınan paranın büyüklüğü, gelecekte batacakların kurtarılmasına neredeyse hiç iştah kalmamasına yol açtı.” Başkan Yılmaz’ın analizi ile uyuşuyor.
Enflasyon yüksek çıktı
Ekimde tüketici ve üretici fiyatları (TÜFE ve ÜFE) sırası ile, yüzde 2,4 ve yüzde 0,3 arttı. Böylece yıllık enflasyon TÜFE’de yüzde 5,1’e, ÜFE’de yüzde 0,2’ye geriledi. Tüketici fiyat artışları yeni bir rekordur. Son kırk yılın en düşük değeridir.
Ekimde TÜFE’nin yükseleceği biliniyordu. Üç neden vardı: Elektrik zammı, ÖTV indiriminin bitmesi ve giyimde yeni mevsimin başlaması. Genellikle yüzde 2’nin üstüne çıkan azdı. Yani beklenenden yüksek geldi.
Öte yandan, Ekim 2008’de TÜFE yüzde 2,6 artmıştı. Dolayısı ile, yıllık bazda enflasyondaki düşüşün süreceği, yüzde 5’in altına bile ineceği öngörülüyordu. En azından bu tahmin tuttu.
TÜFE’de Ocak-Ekim dönemine bakalım. Ocak-Eylül dönemi toplam fiyat artışı yüzde 2,2 olmuştu. Tek başına ekimde yüzde 2,4 çıktı. Yani son on aylık enflasyonun yarıdan fazlası bu ay gerçekleşti.
Enflasyon dibe vurdu mu?
Hemen esas soruyu soralım. Bu veriler enflasyonda düşüş döneminin bittiğine bir işaret mi? Yani enflasyon bundan sonra artacak mı? Yoksa ekim sayıları arızi-geçici etkenlerden mi kaynaklanıyor?
2003 bazlı yeni seride bu tür sorular düşünülerek Özel Kapsamlı Tüketim Göstergeleri hesaplanıyor. Amaç, para politikasının etki alanı dışında kalan fiyat hareketlerini ayırt etmektir. Ekimde az da olsa kıpırdama görülüyor.
Ama talep koşullarının enflasyona etkisini yansıtan daha yalın bir gösterge var: kiralar. Uzun süredir yakından izliyoruz. Kirada anlamlı bir düşüş halinde fiyatlar üstünde talep baskısından söz etmek zorlaşıyor.
Kiralar ne diyor? Geçen ekimde yüzde 1,4 olan artış bu yıl yüzde 0,5’e geriledi. Dolayısı ile yıllık kira artışı da yüzde 12,7’den yüzde 5,7’ye indi. Bir başka tarihi rekordur. Bence kirada düşüş eğilimi sürdükçe enflasyondan korkmak için neden yoktur.