Hazin manzara

Haberin Devamı

Manzara 1

2002 seçimlerinden hemen sonra, karlı bir kış günü. Öğleden sonra saat 3.

Beylerbeyi’ndeki Bosphorus Balık Lokantası’na iki araba yanaşıyor. Arabalardan birinde Deniz Baykal ve Bülent Tanla var, ötekinde Tayyip Erdoğan ve Haluk Örgün.

Deniz Baykal, Bülent Tanla’nın Audi marka otomobiline binerken nereye gideceklerini söylemiyor. Arabaya bindikten sonra gizli bir buluşmaya gittiklerini açıklıyor.

İki genel başkan lokantada buluşup üst kattaki bir odaya çıkıyorlar. Orada kendilerine yemek servisi yapılıyor. Sonra saatlerce baş başa kalıp konuşuyorlar. Bu buluşmadan ne CHP organlarının haberi var ne kamuoyunun.

Konuşma akşam saatlerine kadar sürüyor. Hatta o akşam saat 9.30’da Eresin Otel’deki bir toplantıya katılması gereken Tayyip Erdoğan, oraya ancak 10.30’da varabiliyor.

Baykal, geldiği gibi gizlice ayrılıyor buluşmadan. Daha sonra kamuoyuna söz verdiği dokunulmazlık şartını öne sürmeden, Erdoğan’a koşulsuz başbakanlık yolunu açıyor.

Manzara 2

Benim yeni öğrendiğim bu bilgiyi yazmamdan sonra, 24 Temmuz 2007 tarihinde CHP resmi bir açıklama yapıyor ve diyor ki:

“Genel Başkan Deniz Baykal ne seçim öncesinde ve ne de Sayın Erdoğan Başbakan olmadan önce, ne Beylerbeyi’nde ne de başka bir yerde Sayın Erdoğan ile herhangi bir görüşme yapmamıştır. Bu tamamen yalandır.”

Manzara 3

Hürriyet Gazetesi bu görüşmenin yapıldığı lokantanın fotoğrafına varana kadar birçok detayını açıklıyor. Şamil Tayyar, Star’daki köşesinde ayrıntılarını yazıyor.

Manzara 4

19 Aralık 2002.

Mehmet Sevigen’in evinde Baykal dokunulmazlıkların kaldırılması şartını geri çekme gerekçesini şöyle açıklıyor: “İki ay dayanamazlar. Dışarıda efsane olarak kalacağına gelip Meclis’te perişan olsunlar.”

Manzara 5

24 Temmuz 2002

Deniz Baykal basın toplantısında diyor ki: “İki ay sözünü söylemedim. Bu tehlikeli bir çarpıtmadır.”

Manzara 6

Aynı akşam Habertürk televizyonu:

Profesör Yaşar Nuri Öztürk diyor ki: “Livaneli’nin anlattıkları tamamen doğrudur. Baykal’ın dokunulmazlık şartını kaldırması hepimizi şaşırmıştı. Daha sonra bunun Beylerbeyi’ndeki gizli görüşmede verilen sözlerle ilgili olduğunu anladık.”

Manzara 7

25 Temmuz Hürriyet Gazetesi:

Bülent Tanla: “Livaneli’nin anlattıkları doğrudur. Konuşmalar böyle geçmiştir.”

***

Koskoca parti resmi açıklamayla yalan söyleme durumunda kalıyor. Ne hazin manzara!

Bazı okurlara not:

Ankara buluşmasını, CHP’nin içinde bulunduğu durumu, Erdoğan’la Baykal arasında bir anlaşma olduğunu defalarca yazdım, söyledim, anlatmaya çalıştım. Gazete manşetlerinden ve televizyon programlarından hep bunu haykırdım. Yıllarca sizi uyarmaya çalıştım ama aranızda bazıları duymadı. Şimdi bana “Niye bunca yıl sustun?” diye sormayın lütfen.

Hiç olmazsa YouTube’a girip benim televizyon konuşmalarımdan birini dinleyin.

http://www.youtube.com/watch?v=DijmoCRGBYA

Hani Hristiyan’ın biri gidip bir Yahudi’ye tokat atmış. Sonra şaşkın şaşkın kalakalan adama “Siz İsa Peygamber’i çarmıha gerdiniz!” demiş. Yahudi “Ama o iki bin yıl önceydi!” deyince de “Ama ben yeni duydum!” cevabını vermiş ya; bazı okurlarımızın soruları bana bu fıkrayı hatırlatıyor.

Yazıda “Daha önce defalarca söyledim!” diyorum. Altına gelen yorumda “Niye daha önce söylemedin?” diye soranlar çıkıyor.

Bu kadar algılama güçlüğü mümkün olmadığına göre, herhalde bu kişiler kötü niyetli bir kampanyanın parçası.

İkinci not:

Ben Tayyip Erdoğan’ın yasağı niye kaldırıldı diye sormuyorum. Parti içi demokrasiyi yok eden ve diktatör gibi yöneten Baykal, Tayyip Erdoğan’a karşı özel bir şefkat duymuş olabilir ama burada soru şu: Niye gizli görüşmeler yoluyla dokunulmazlık şartı kaldırıldı?

Niçin iki ay sonra çökerler gibi yanlış bir teşhiste ısrar edildi?

Üçüncü not:

Ben, hiçbir siyasi amaç taşımadan vicdanımın emrettiği tanıklık görevimi yerine getirdim.

Bundan sonra -eğer bir saldırı ve tahrifat olmazsa- bu konuda yazmak da istemiyorum.

Çünkü artık siyaset bataklığının pis kokuları arasında, temiz kalarak yüzmeye çalışmak gibi bir imkânsız çaba peşinde değilim.

DİĞER YENİ YAZILAR