Maraş biberi, artık bir dünya markası. Kalite anlamında dünyanın en önde gelen baharatlık biberlerinden biri. Diğer biber mamûllerinin aksine, orta acılık seviyesinde olması sayesinde, tüketim kitlesi geniş bir paydaya ulaşıyor.
Coğrafi zenginliği, üretim kültürü ve kültürel çeşitliliği ile Türkiye, geleneksel ve yerel ürünler açısından dünyanın en zengin ülkelerden birisi. Bu özellikler yeni bir şey mi! Elbette değil… Ancak ülkemizin bulunmaz nimetlerini değerlendirme konusunda hep geride kalıyorduk. Bu döngü bitti ve Anadolu kendi ürünlerine ve geleceğine sahip çıkma konusunda müthiş bir atağa geçti. İşte bu çalışmaların en güzel sonuçlarından biri de Maraş biberinin dünya markası olma yolunda hızlı adımlarla ilerlemesi.
Kahramanmaraş, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa ve Adıyaman biber üretim işletmeleri ile Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlükleri, ticaret ve sanayi odaları, ticaret borsaları, bölge üniversiteleri, kalkınma ajansları ve daha birçok sivil toplum kuruluşu Maraş Biberi Kümesi’nde güçlerini birleştirdiler.
Kümelenme nedir?
Kümelenme, aynı ya da benzer işkolunda faaliyet gösteren, coğrafi olarak birbirine yakın, birbirleriyle işbirliği ve rekabet halinde olan üreticiler ve onları destekleyen firma ve kurumların bir araya geldiği bir çalışma modeli. Mayıs 2017’de başlayan projeyle, 2002 yılından beri Coğrafi İşaret Tescil Belgesine sahip olan Maraş biberinin rekabet gücünün artırılması ve bölgenin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunulması hedefleniyor.
Yaklaşık 123 bin dekarlık toplam alanda ekimi yapılan Maraş Biberi, kalite anlamında dünyanın en önde gelen baharatlık biberlerinden biri ve bölgede 800 milyon TL’lik bir ekonomik değer oluşturduğu tahmin ediliyor.
Orta acılıkta
Maraş biberinin önemli bir özelliği de, dünya pazarında bulunan diğer biber mamûllerinin aksine, orta acılık seviyesinde olması, bu sebeple tüketim kitlesinin çocuklardan erişkinlere kadar çok geniş bir paydaya ulaşması. Maraş biberi, hem dokusu hem de lezzeti ile yemeklerimizin vazgeçilmezi, olmazsa olmazı hatta biberlerin sultanı dersek en doğrusu.
Bölge illerin ortak değeri
Projenin ana faydalanıcısı olan Kahramanmaraş İl Gıda Tarım Hayvancılık Müdür Vekili Mustafa Bozkurt ülkedeki en kaliteli ve özel biberin Doğu Akdeniz ve Güney Doğu Anadolu bölgesinde yetiştiğine vurgu yaparak projenin amacını şöyle özetliyor, “Maraş Biberinin artık bir dünya markası olmasının zamanı gelmiştir ve bunun yolu da sektörel işbirliğinden geçmektedir. Maraş Biberi, tüm bölge illerinin ortak değeridir.”
Acılık derecesi
Dünyadaki en acı biber cinsi Trinidad Akrep Butch. Maraş Biberi’nin acılık skalası yaklaşık 10 bin scolville birimi olarak tanımlanırken, Trinidad Akrep Butch T çeşidinin acılık oranı, içeriğindeki kapsiasin yoğunluğu sebebiyle 1 milyon 460 bin scolville birimi olarak geçiyor.
Kilo vermeye yardımcı
Bölgenin yüksek verimli toprakları ideal tarımsal koşullar altında üstün bir lezzet sunuyor. Bölge ikliminden kaynaklanan avantajlar eşsiz bir aromaya dönüşüyor. Geleneksel ve modern üretim tekniklerinin bir arada kullanılması ideal kalite standartlarına erişim sağlıyor. Orta acılıkta çok geniş bir kitleye hitap ediyor. Metabolizmayı hızlandırıyor ve böylece kilo vermeye yardımcı oluyor. İçeriğinde bolca bulunan antioksidanlar, mineraller, vitaminler, betakaroten, lif ve kapsaisin bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve sağlıklı yaşama katkıda bulunuyor. Peki biberi, kırmızı biberi, Maraş biberi’ni yeterince tanıyor muyuz?
Kırmızı biberin tarihçesi
Biber bitkisinin orijinal adı Capsicum. Maraş biberi, Capsicum Annum, pek çok türünden biri. Bugün acılık, şekil, renk, büyüklük gibi farklı genetik karakterde 3 bin çeşit biber var. Sanıldığının aksine Kapsikum bitkisinin meyvesiyle karabiber arasında herhangi bir akrabalık söz konusu değil. Botanik bilimcilere göre, kapsikum ile domates, patlıcan veya patates gibi bitkiler genetik olarak aynı aileden geliyor. Tarihçesi M.Ö. 7500 yıllarına dayansa da, bitkiye Kapsikum ismini veren kişi 1656-1708 yılları arasında yaşayan Fransız botanikçi Joseph Pitton de Tournefort. Arkeolojik çalışmalara göre biber ilk Orta Amerika’da Ekvator’da görülmüş. Avrupa’ya oradan da Asya ve Afrika’ya Kolomb ile yayılmış.
Ekşili eya sulusu (Sabahat Küpelikılıç tarifi)
Malzemeleri:
- 1 kg kaburga eti, (çok büyük olmayan parçalar halinde eya kemiği)
- 1 su bardağı nohut (ıslanmış, haşlanmış)
- 300 gr çiğ köftelik kıyma
- 3 yemek kaşığı karışık salça
- 1 soğan
- 2 yemek kaşığı un
- Yeterince tuz, karabiber, nane, Maraş pul biberi, sumak ekşisi
Hazırlanışı:
Kemikli eya etini kızgın yağda biraz çevirin. Doğranmış soğanı ekleyerek sararana kadar çevirin. Ardından salçayı ekleyin ve karıştırın. Bu karışım üzerine sıcak su ilave edin ve eti haşlanmaya bırakın. Diğer tarafta kıyma, karabiber, pul biber, tuzu iki kaşık unla yoğurun ve nohut gibi yuvarlayın. Bu arada kemikli et pişmiş ise misket gibi yuvarlanmış kıymayı da tencereye atın. Köfteler piştikten sonra tuzu ve sumak ekşisi ayarlayıp, üzerine az yağda Maraş pul biberi ve nane ile birlikte yakarak ilave edin. Arzuya göre yemeğin içine sarımsak da koyarak servis edebilirsiniz. Bu yemeğin orijinali bu şekilde olmasına rağmen günümüzde eya eti kullanılmadan sadece yuvarlanmış et köftesi ile de yapılmaktadır.