Suriye ile yaşanan gerginlik gündemin ana maddesi. Yaşananların ekonomik yansımalarının olması da kaçınılmaz. Türkiye’nin Suriye ile olan dış ticaret hacmi yıllık 2 milyar doların altında. 2011 yılında Suriye’ye 1.6 milyar dolarlık ihracat yapılırken ithalat 336.6 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu yılın ilk 5 aylık rakamlarına bakıldığında da tablo değişmiyor: 265.3 milyon dolar ihracat, 36.9 milyon dolar ithalat. Yaşanan gerginlik ihracat rakamlarında bir miktar gerilemeye neden olabilir. Suriye’nin dış ticaret içerisinde çok fazla bir paya sahip olmaması nedeniyle Türkiye yaşanacak kayıpları çok rahat başka pazarlardan telafi edebilir.
İşin bir de bankacılık boyutu var. Hem de yaşananlar dolaylı yönden sektörü olumlu etkiyecek gibi. Konuyu biraz açayım.
2004 yılında yabancı bankaların faaliyet gösterdiği Suriye’de şu an 12 özel banka bulunuyor. Özel sektör tarafından kullanılan kredilerin büyük kısmı tüketici kredilerinden oluşuyor. KOBİ’ler ise daha çok yüksek faiz ve kur riskine rağmen çoğunlukla Lübnanlı bankaların off-shore birimlerinden borçlanma yapıyor. Bölgenin en güçlü bankalarının bulunduğu Lübnan’ın Suriye’de çok ciddi büyüme planları vardı; ta ki iç savaş çıkana kadar. Lübnan Bankalar Birliği Başkanı Makram Sader de Suriye’de yaşananların Lübnan ekonomisi ve bankacılık sektörünü olumsuz etkilemeye başladığını söylüyor.
Dolayısıyla Suriye yatırımlarını mecburen ertelemek zorunda kalan Lübnanlı bankalar Türkiye’nin yolunu tutabilir. Geçen yıl bankacılık lisansı alan Bank Audi’nin Türkiye’deki iştiraki Odea Bank’ın 300 milyon dolarlık sermayesini 600 milyon dolara çıkaracağını açıklaması da bunun bir göstergesi.
Odea Bank ve Hariri Ailesine ait T-Bank’tan sonra sektörde Lübnanlı banka sayısı önümüzdeki dönemde artabilir. Geçtiğimiz yıllarda Lübnanlı işadamı Adnan Kassar’ın sahibi olduğu Fransabank’ın Türk bankalarıyla ilgilendiği ancak kriz nedeniyle bu planlarını ertelemek zorunda kaldığı iddia edilmişti. Türk bankacılık sektörünün cazibesi ve bölge bankalarından artan ilgi nedeniyle Fransabank’ın adını bundan sonra daha sık duyabiliriz...
Yapı Kredi, sigorta şirketleri için 4-5 yabancıya davet gönderdi
Yapı Kredi Bankası, Haziran ayı sonunda Yapı Kredi Sigorta ve Yapı Kredi Emeklilik hisselerinin satışı için çalışmalara başladığını açıklamıştı. Banka aslında sigorta şirketlerini ilk olarak 2008 yılında satış vitrinine koymuştu. ABD’de patlak veren ve tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik kriz nedeniyle Yapı Kredi Sigorta’ya talip olanlar bir bir tekliflerini geri çekmişti. O dönemde en fazla adı geçen şirket ise Zurich Sigorta’ydı. Her ortamda Türkiye’de büyümek istediklerini açıklayan ve yeni satın almalara açık kapı bırakan Zurich Sigorta’nın yine yarışın içine girmeye hazırlandığı söyleniyor.
Yapı Kredi’nin 27 Haziran’daki açıklamasının ardından şirket birleşme ve satın almalarına aracılık eden en büyük 4-5 yatırım bankasına sigorta şirketlerini incelemeleri için davet mektubu göndermiş. Türk sigorta sektörüne her dönem büyük ilgi gösteren yabancıların Yapı Kredi Sigorta ve Yapı Kredi Emeklilik’in satış sürecine dahil olacağı konuşuluyor. Yapı Kredi Sigorta ve Yapı Kredi Emeklilik’i satın alacak yabancılar, Yapı Kredi Bankası şubeleri ile en çok ihtiyaç duydukları dağıtım ağı kanallarına ulaşmak isteyecektir.
Acıbadem’e Kuveytli ortak geliyor!
Acıbadem Sağlık’ın çoğunluk hissesini satın alan Malezyalı IHH Healtcare, Kuala Lumpupr ve Singapur’da 2 milyar dolarlık halka arza hazırlanıyor. Çok sayıda yatırımcının merakla beklediği halka arz, Kuveyt devlet fonu Kuwait Investment Authority’nin (KIA) de radarında. Piyasalarda konuşulanlara göre KIA, halka arzdan yaklaşık 150 milyon dolarlık hisse alma hedefinde. Bu tutar KIA’nın 2010’dan bu yana yapacağı en büyük yatırımlardan biri olacak. KIA, 2010 yılında Agricultural Bank of China’nın 21 milyar dolarlık halka arzından 800 milyon dolarlık hisse almıştı.