ABD önderliğinde İran’a yönelik uygulanan ekonomik yaptırımlar bu ülke ile ticaret ilişkisi olan ülkeleri zor durumda bırakıyor. İran’dan yılda 12 milyar dolarlık petrol ithalatı yapan Hindistan da bu ülkelerden biri. Birleşmiş Milletler yaptırımları ham petrolü etkilememesine karşın, bankalar ABD ve Avrupa Birliği tarafından kara listeye alınmamak için İran’a para transferi yapmaya yanaşmıyor. Ancak İran ve Hindistan ödeme konusunda yeni bir mekanizma üzerinde uzlaştı. Mekanizma 3 ayaktan oluşuyor. Buna göre yıllık alımın yüzde 20’si tutarında Hindistan rupisi üzerinde hesap açılacak. Ödemelerin geri kalan kısmı ise Türk Lirası ve euro cinsiden yapılacak. Türk Lirası cinsinden yapılacak ödemeler İstanbul’daki Halkbank üzerinden, euro cinsi ödemeler ise Birleşik Arap Emirlikleri Merkez Bankası tarafından gerçekleştirilecek.
Hindistan İran’dan yıllık 12 milyar dolarlık petrol ithal ederken, yeni mekanizma İran’ın bu tutarın yüzde 20’sini Hindistan rupisi üzerinden elde etmesini sağlıyor. Hindistan rupisi ve Türk Lirası uluslararası piyasalarda çevrilebilir kur (konvertibl) olarak değerlendirilmiyor. Dolayısıyla ödemeleri rupi ve Türk Lirası üzerinden almayı kabul etmesi İran’ın petrol satmak için alternatif piyasalar bulmakta zorlandığının işareti.
Bakalım İran ve Hindistan arasında yapılan anlaşma, Halkbank’ın başını ağrıtacak mı?
İran’a yaptırımlar konusunda işi sıkı tutan ABD’nin Hazine Bakanlığı Terörizm ve Mali İstihbarat Müsteşarı David Cohen Mayıs ayında Türkiye’ye gelmiş ve Türk bankalarını yaptırımlara uymaları konusunda uyarmıştı.
Dış basında da yer alan anlaşmanın ayrıntıları konusunu Halkbank yetkililerini sordum. Ancak aldığın yanıt “konuyla ilgili bir açıklama yapmayacakları” şeklindeydi.
Doğan ve Doğan Yayın’daki sert düşüşün perde arkası
Geçtiğimiz Perşembe günü yaşanan sert düşüş tüm gözlerin borsaya çevrilmesine neden oldu. Yurtdışı borsalardan ayrılarak kayıpların bir anda yüzde 3.5’lere dayandığı borsada düşüşün nedeni uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in cari açıkla ilgili yaptığı açıklamalara bağlandı. Aynı günün ilk yarısında Doğan Holding ve Doğan Yayın Holding hisseleri de taban seviyeye kadar indi. Peki Doğan hisselerindeki düşüşün arkasında ne vardı? Borsa kulislerinde konuşulanlara göre, sert düşüşün fitilini yerli bir bankanın aracı kurumundan yapılan Doğan Yayın Holding hissesi satışıydı.
Bu aracı kurumdan kredili işlem yapan bir yatırımcının teminatı, son günlerde borsadaki düşüş nedeniyle sözleşmedeki yasal sınırın altına geriledi. Aracı kurum teminat tutarının artırılması için yatırımcıdan hisse satışı yapmasını istedi. Adı bizde saklı yatırımcının Doğan Yayın’da yaptığı satışlarla hisse bir anda taban oldu. Doğan Holding’te işlem yapan Ankaralı ünlü borsacı da Doğan Yayın’daki satışları öğrendi ve Doğan Holding’te satışa geçti. Doğan Holding, Doğan Yayın’dan sonra taban olmuştu. 2 hissede yaşanan satışlar ve Fitch’in açıklamaları, “Yabancı satıyor” şeklinde yorumlanınca borsa genelinde bir panik havası yaşandı. İkinci seansta ise Ankaralı borsacı yeniden alıma geçince yüzde 11.95 düşen Doğan Holding hisseleri günü yüzde 5.4’lük kayıpla tamamladı.
Yatırım ortaklıkları neden statü değiştirmek istiyor?
Hisseleri borsada işlem gören yatırım ortaklıkları birer birer “yatırım ortaklığı” statüsünden çıkıyor. Son olarak Hedef Yatırım Ortaklığı statü değişikliği için başvurdu. İMKB’de düşen komisyon oranları şirketlerin yatırım ortaklığı statüsünden çıkmalarının ana nedeni. Yatırım ortaklığı, aynı grup şirketi olan aracı kurumun müşterisi gibi çalışıyor. Borsada yaptıkları işlemlerden dolayı aracı kuruma komisyon ödüyor. Yatırım ortaklıkları, aracı kurumlara danışmanlık hizmeti de veriyor. Aracı kurumun karı azaldığı dönemde yatırım ortaklıkları daha fazla işlem yapıyor ve komisyon ödüyor.
Halka açılan yatırım ortaklıklarının arz gelirini de komisyon ve danışmanlık ücreti olarak aracı kuruma aktardığı söyleniyor. Ancak SPK’nın bu tür işlemlerin üzerine gitmesi, komisyonların iade edilmesini istemesi ve komisyon oranlarının düşmesi yatırım ortaklıklarının cazibesini azalttı. Böyle olunca da yatırım ortaklıkları statü değiştirerek farklı alanlara yatırım yapma imkanına sahip olma çabasına girdi.
Ayrıca borsadaki özellikle bankalara ait yatırım ortaklıklarının B-C hisse grubuna düşmek istememeleri de statü değişikliğinin diğer bir nedeni. Çünkü borsa fiyatı, birim pay değerinin 1.5 katı ve üzeri olanlar B grubuna, 2 katı ve üzeri olanlar C grubuna inecek. Borsadaki yatırım ortaklıklarının halka açıklık oranlarının düşüşlüğü bu tür riski her zaman gündemde tutuyor.