İMKB’de geçen yıl yaşanan yüzde 22’lik kayıp Türk şirketlerinin dünya sıralamasındaki yerini de olumsuz etkiledi. Financial Times’ın her yıl açıkladığı, “Global 500” listesine 2011 sonu itibarıyla tek bir Türk şirketi giremedi. 2010 yılı sonunda dünyanın en değerli 500 şirketi sıralamasında 2 Türk şirketi bulunuyordu. Akbank 22.3 milyar dolar ile 406’ncı, Garanti Bankası ise 21.3 milyar dolar ile 431’inci sırada yer almıştı. İMKB’nin en değerli 2 şirketinin 500 sıralamasından aşağılara düşmesinin ana nedeni, Avrupa’daki borç krizine yönelik endişelerden dolayı hisse fiyatlarında yaşanan sert düşüş. Akbank hisseleri 2011 yılında yüzde 28.5, Garanti Bankası hisseleri ise yüzde 23.2 değer kaybetti.
FT’nin açıkladığı rakamlara göre, 2011 sonunda dünyanın en değerli şirketi 406.2 milyar dolarlık piyasa değeri ile ABD’li petrol devi Exxon Mobil oldu. İkinci sırada 376.4 milyar dolarlık piyasa değeri ile Apple yer aldı. Apple’ı 276.8 milyar dolar ile PetroChina takip etti.
Dünyanın en değerli 10 şirketine listesine ABD’den 6, Çin’den 3 ve İngiltere’den ise 1 şirket girdi.
Şirket Piyasa değeri
1- Exxon Mobil 406.2
2- Apple 376.4
3- PetroChina 276.8
4- Royal Dutch Shell 236.6
5- I&C Bank of China 228.2
6- Microsoft 218.4
7- IBM 216.7
8- Chevron 211.8
9- Wal-Mart 204.6
10- ChinaMobile 196.1
Bank of China bankacılık lisansı için görüşmelere başlıyor
Piyasa değeri anlamında dünyanın en büyük bankalarından Bank of China’nın bu yıl BDDK’dan bankacılık lisansı almak için harekete geçeceğini yazmıştım. Bu konuda görüşmeler önümüzdeki günlerde hızlanması bekleniyor. Çinli yetkililerin Şubat başında Başbakanlık Yatırım Ajansı ile biraraya geleceği söyleniyor. Bu görüşmelerin ardından resmi başvuruların başlama ihtimali oldukça yüksek. Bank of China, “Lisans yerine Türkiye’den banka alın” teklifine ise çok sıcak yaklaşmıyor ve Türkiye’de lisans alarak sıfırdan banka kurma planında ısrarcı.
2012 halka arzlar için kayıp yıl olabilir
2012 yılı halka arzlar için zor bir yıl olacak. Bunun ilk işaretleri yılın ilk halka arzı olan Taraf Gazetecilik’te görüldü. Taraf’ın 12-13 Ocak’ta yapılan halka arzı, yeterli talep gelmemesi nedeniyle iptal edildi ve ileri bir tarihe ertelendi.
Halka arzlar için bu yılın zor geçecek olmasının temel nedeni uluslararası ve dolayısıyla Türkiye piyasalarına hakim olan olumsuz tablo. Avrupa’daki borç kriziyle ilgili endişelerin tavan yaptığı, aralarında Fransa’nın olduğu çok sayıda ülkenin kredi notunun düşürüldüğü, Avrupa bankaların biribirlerine para vermek yerine ellerindeki likiditeyi merkez bankasına park ettiği bir dönemde hiçbir halka arzın ilgi görmeyeceği görüşü hakim. Konuştuğum bir borsacının söylediği şu sözler konjonktürü çok iyi anlatıyor: “Bu dönemde altın madeni halka arz etseniz kimse almaz.”
Bu noktada halka arz düşünen ve bu işlemlere aracılık edecek kurumlara önemli görevler düşüyor. Risk iştahının dip yaptığı bir dönemde şirketlerin halka arzda ısrarcı olmaları ve aracı kurumların mevcut konjontürün halka arza uygun olup olmadığı konusunda şirketlere öncülük etmeleri gerekiyor.
Piyasadaki genel kanı halka arzların yılın son çeyreğinde canlanacağı yönünde. Hisse senedinden ok şirketlerin tahvil ihracına yönelmesi bekleniyor.
Singapurlu Phillip Brokerage Hak Menkul’ü satın alıyor
Son dönemde Asya’dan gelen yabancı sermaye girişinde ciddi artış yaşanıyor. Malezyalı devlet fonu Acıbadem Sağlık’ın çoğunluk hissesini satın alırken Hintli Aditya Birla Group, Türkiye’de 510 milyon dolarlık yatırımla viskon elyaf üretim tesisi kuracağını açıklamıştı.
Şimdi de Singapur merkezli Phillip Brokerage, Hak Menkul Kıymetler’i satın almak için görüşmeleri hızlandırdı.
1975 yılında Singapur’da kurulan Phillip Brokerage, şu anda 11 ülkede (Singapur, Malezya, Tayland, Hong Kong, Endonezya, Sri Lanka, İngiltere, Avustralya, Japonya, Fransa, Çin) faaliyet gösteriyor. Dünya genelinde 3 bin çalışanı bulunan Phillip Brokerage’ın Türkiye’de de agresif büyüme hedefi izleyeceği söyleniyor.