Hangi diyet ne işe yarıyor?

9 Haziran 2018

Tatil sezonunun açılmasıyla diyetler kadınların gündeminin birinci sırasında yer alıyor. Peki hangi diyet ne işe yarıyor, kimler yapmalı, kimler yapmamalı, yaparken nelere dikkat etmeli? Şişli Florence Nightingale Hastanesi Beslenme Diyet Uzmanı Tuba Kayan Tapan son dönemde popüler olan dört diyeti karşılaştırdı. KETOJENİK DİYETKetojenik diyet çok düşük karbonhidrat, orta miktarda protein ve yüksek yağ alınan bir beslenme sistemi. İnsanlar, karbonhidratlar açısından zengin olan bitkisel gıdaları yiyerek hayatta kalacak şekilde programlanmış. İnsan vücudu, karbonhidrat olmadığını fark ettiğinde, kriz zamanlarında kullanılabilecek bir acil durum olarak ketonları üretir. Bir iki günlük açlığın ardından vücut, acil durum yakıtı olarak ketonları üretmek üzere yağ rezervlerini kullanır. Kan dolaşımımızda ketonların seviyesi yükseldiğinde, beyin ketonları alternatif yakıt olarak kabul eder. Bu şekilde kaslarımızı koruruz ve oruç gibi yiyecekten yoksun dönemlerimizde hayatta kalma gücümüzü arttırırız.Kimler uygulayabilir?Aslında epilepsi hastalarında ve bazı beyin tümörlerinde uygulanan bir diyet. Mutlaka doktor ve diyetisyen kontrolünde yapılmalı. Çünkü belli oranlarda karbonhidrat, protein ve yağ hesaplanmaktadır.Kimler uygulayamaz? Hamileler, emzikli anneler, yaşlılar, böbrek hastaları, adölesanlar, diyabetik bireyler, kanser hastaları, büyüme-gelişme çağındaki çocuklar… Kısacası doktor veya diyetisyenin uygun görmediği kimse uygulayamaz Diyette çıkarılan gıdalarEkmek, makarna, pilav, bulgur, meyve suyu, meyveSerbest gıdalarEt (dana-kuzu), balık, yumurta, karaciğer, tereyağı, Hindistan cevizi yağı, avakado, zeytinyağı, badem, badem yağı, ceviz, chia tohumu, keten tohumu, az miktarda kırmızı-mor meyveler, (çilek, ahududu, yaban mersini...) ıspanak, brokoli, salatalık, kereviz, karnabahar, mantar, lahana, kuşkonmaz gibi glisemik indeksi düşük sebzelerOlumsuz yönleriKarbonhidratın kısıtlanmış olmasından dolayı, protein ve hayvansal yağ tüketiminin fazla olması ve meyve-sebze tüketiminin çok az olması ya da hiç olmamasıdır. Bireyler, günlük alması gereken meyve ve sebze miktarının tüketmediği için vitamin-mineral kayıpları meydana gelebilir. Özellikle böbrek hastalarının protein ağırlıklı olabilecek bu tür diyetleri uygulamaları sonucunda, böbrekten protein atımının tamamı gerçekleşemez. İnsülin kullanan diyabet hastalarının bu diyeti yapması hipoglisemi yani ani şeker düşmesine yol açabilir. Bu diyet hızlı kilo kaybettirmesinin yanında; diyet yaptığınız süre uzadıkça halsizlik, baş ağrısı ve yorgunluk yaratmaktadır. Ayrıca bilinçsiz yapıldığında; kan şekerinin çok düşmesi, zihinsel fonksiyonlarda bozulma, kan yağlarının yükselmesi, kanda ürik asit seviyesinin yükselmesi gözlenebilir.PALEO DİYETİPaleo diyeti, taş devri diyeti olarak da biliniyor. Taş devri dönemlerindeki avcı-toplayıcı toplumun beslenmesine dayanır. Doğal yollarla elde edilemeyen ve zamanında olmayan hiçbir ürüne diyette yer verilmez. Vurgulanmaya çalışılan asıl amaç öze dönüştür ve sadece bir süreliğine uygulanacak bir diyet olarak değil yaşam tarzı değişikliği olarak düşünülür. Yüksek protein, düşük karbonhidrat, düşük glisemik indeks içerir. Trans yağ içeren besinleri içermediğinden dolayı, omega 6 içeriği düşüktür. Buna bağlı olarak omega 3 içeriği yüksek diyet kategorisine girer. İşlenmiş gıda içermediğinden diyetin sodyum miktarı düşüktür. Tam tahıllar yeterli C, A ve B12 vitamini içermedikleri için doğal beslenen hayvanların etleri, meyveler ve sebzelerin yerini tutmamaktadır. Kimler için uygun?Aktif olan, özellikle düzenli egzersiz yapıp proteinden zengin beslenen bireyler için uygundur. Kimler için uygun değil? Kronik hastalığı olanlar (böbrek) gebe ve emzikli kadınlar, büyüme çağındaki çocuklar, yaşlılar, vejetaryen ve veganlar için uygun değildir.Olumlu yönleriPaketli ve işlenmiş gıdalardaki azalmaya bağlı olarak bazı dejeneratif hastalıkların oluşumunu engelemeye yardımcıdır. (kalp hastalığı, hipertansiyon, insülin direnci gibi..) Olumsuz yönleriSüt ve süt ürünlerinin tüketilmemesi kalsiyum ve vitamin D eksikliğinin görülmesine neden olabilir. Tahıl ürünlerinin tüketilememesi ise özellikle B grubu vitaminlerinin yetersizliğine ve posadan fakir beslenmeye neden olur.Diyette çıkarılan gıdalarTuz, rafine şeker, tahıl ürünleri, süt ve süt ürünleri, baklagiller, işlem görmüş şarküteri ürünleri, yapay tatlandırıcılar, tereyağı, margarin gibi yağlar, yer fıstığı, paket gıdalar, alkol.Serbest gıdalarKırmızı/beyaz et, balık, yumurta, sert kabuklu yemişler, zeytinyağı, hindistancevizi yağı, sebze (balkabağı, tatlı patates, pancar gibi nişastalı gıdalar az miktarda tüketilmelidir) ve meyveler.Paleo diyeti, tahıl grubunun yasak olması ve et ürünlerinin ağırlıkta olmasından dolayı maliyeti yüksek bir beslenme planıdır. ARALIKLI ORUÇ DİYETİAralıklı oruç diyeti; bilinçli ve programlı olarak öğün atlamalarıyla gün içinde belirli oruç pencereleri oluşturan ve ne yenildiğinden daha çok ne zaman yenildiğine odaklanan, uzun oruç dönemlerinde bireylere normalden daha az kalori alımıyla kilo verdirmeyi amaçlıyor.Kimler için uygun değil?Gebe ve emzikli kadınlar, büyüme çağındaki çocuklar, çok zayıf ve/veya yeme bozukluğu olanlar, hipoglisemisi olanlar ve diyabet ilacı kullananlar Olumlu yönleriKilo vermede etkili, beyin fonksiyonlarını güçlendirir, yaşam süresini uzatabilir, insüline duyarlılığı artırabilir, diyabet, kalp hastalığı, kanser riskini azaltabilir.Olumsuz yönleriHayat boyunca sürdürülebilirliği azdır. Oruç süreleri her gün değiştirilerek vücut, sürekli şaşırtılırsa strese girebilir bu da metabolizma hızının düşürebilir. Nasıl uygulanır?Farklı uygulama sistemleri vardır. Bunlardan ilki ‘‘Günlük Sistem’’ Bu sistem, günlük 16 saat oruç ve 8 saat yemek yeme evrelerinden oluşur. Saatler gün içindeki aktivite miktarına göre kişiye özel ayarlanabilir. İkincisi ‘‘Haftalık Sistem’’ Bu sistemde pazartesi günü sadece 4 saat, salı günü 12 saat ve haftanın geri kalan günlerinde ise 16 saat beslenme şeklinde oluşur.Üçüncüsü ‘‘Alternatif Sistem’’ 24 saat oruç, 24 saat yemek yeme evrelerinden oluşur. Bir de ‘‘5:2 Sistemi 4:3 Sistemi’’ vardır. Bu sistemde ise aralıklı oruç diyeti sürecinde yaşanan açlığı taklit etme amaçlanır. Haftada 5 gün normal beslenme, 2 gün ise planlanmış açlık sürecinden ya da 4 gün beslenme, 3 gün planlanmış açlık sistemi oluştur. Bu sistemde şeker ve şekerli gıdalar, un ve unlu mamüllerden uzak durmanız gerekir. Sebze ve et/balık ağırlıklı ana yemekler planlamalı. Bu sistemde haftanın beş ya da dört günü normalde ne yiyorsanız onları tüketmeye devam edin, diğer iki ya da üç gün de ise (hafta boyunca art arda gelmeyen iki günde) 500- 800 kkal alarak vücudun aç kalmasını sağlayın. Nelere dikkat edilmeli? Bol bol sıvı tüketin. Oruç sürecinde bu içecekler tatlandırıcı ve şeker içermeyen çay, kahve ve bitki çayları olabilir. Yemek yeme saatlerinde fazla kalorili beslenmekten kaçının. Egzersiz yapılacaksa saatleri ona göre ayarlayın.Spor sonrası toparlanmak amaçlı yiyin. WHOLE30 (Arınma diyeti) Whole30 sağlıksız istek ve alışkanlıklara son vermek, sağlıklı bir metabolizmayı geri kazanmak, yiyeceklerle olan ilişkinin geliştirilmesine yardımcı olmak, sindirim sistemini iyileştirmek ve bağışıklık sistemini dengelemeye yardımcı olmak için tasarlanmış 30 gün boyunca uygulanan bir arınma diyetidir. Yüksek kan şekeri, düşük bağışıklık sistemi, sık acıkma gibi durumların bu besinleri elimine ettiğinizde azaldığını savunur.Dikkat!Bu bir kilo kaybı planı değildir. Kalori sayımı yoktur ve insanların sadece programın başında ve sonunda ölçeğe başvurmaları tavsiye edilmektedir.Kimler için uygun?Kan şekeri dengesizliği yaşayan, bağırsak florası bozukluğu olanlar, cilt sorunları, sindirim rahatsızlıkları, mevsimsel alerjileri, açıklanamayan ağrıları olanlar ve kilo kaybında zorluk çekenler uygulayabilir. Olumlu yönleriGıda ve vücut arasında sağlıklı bir ilişki sağlama, tat duyusunun gelişmesi, beslenme alışkanlığı değişimi, kilo kaybı, hayat kalitesini artırma, daha iyi uyku, daha iyi odaklanma, daha enerjik hissetme sağlar.Olumsuz yönleriKişinin beslenmesinde kısıtlama fazladır. ABD New & World Report’un yıllık diyet sıralamasında bitki kaynaklı diyetlerde en son sırayı almıştır. Diyette yer almayan kefir ve probiyotik yoğurtlar bağırsak sağlığını destekleyen probiyotikleri içerir. Tam tahıllı ürünler inflamasyonu azaltır şeklindeki bilimsel verilerle ters düşmektedir.Diyetten çıkarılan gıdalarBaklagiller (bezelye, nohut, mercimek, miso, soya, tofu, adamame, lesitin, yer fıstığı ve soya da bu gruba dâhil), tahıllar, süt ve süt ürünleri (krema peynir, kefir, dondurma, donmuş yoğurt, yoğurt), alkol, tütün, unlu gıdalar, işlenmiş gıda ve eklenti şeker, şekerlemeler, bal, Hindistancevizi şekeri, hurma şurubu, stevia, tatlandırıcı, ksilitol, vs. gibi şeker yerine geçenler, kızartılan besinler.Serbest gıdalarTereyağı (içindeki sütten tamamen arındırılmış olarak - sadeyağ - ), serbest dolaşan ve doğal beslenen hayvanların kırmızı/beyaz etleri, balık, deniz ürünleri, organik yumurta, organik tüm sebze ve meyveler, sağlıklı yağlar, kuruyemişler.

Devamını Oku

5 Kronik hastalığa kritik Ramazan önerileri

2 Haziran 2018

Bu yıl oruç süresi 16 saatten fazla devam ediyor. Uzun süren açlık ve susuzluk özellikle kronik hastalığı olanları daha çok etkiliyor. Bu hastaların vücutlarındaki ani değişimleri önlemek ve rahat oruç tutmalarını sağlamak için yapılması gerekenleri uzmanları anlattı.KALP Prof. Dr. Bingür Sönmez - Memorial Şişli Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm BaşkanıÖğleden sonra uyku kalp krizi riskini düşürüyorOruç süresinin 16 saati geçiyor olması, vücutta su ve tuz kaybına neden oluyor. Bu nedenle ilaç kullanmak zorunda olan kalp hastalarına oruç tutmayı önermiyoruz. Oruç tutacak sağlıklı kişilerin gündüz siesta yapmalı. Gündüz iki saatlik uyku uzun süreli açlıktan, metabolizmanın daha az etkilenmesine yardımcı olacağı gibi kalbe de çok iyi gelir. Öğle uykusu uyuyanların uyumayanlara göre kalp krizi geçirme riski yarı yarıya düşürüyor. İftara bir çorba başlanmalı bir komposto veya sütlü tatlı yedikten sonra iftar ile sahur arasında bir ara öğün daha yapılması uygun olur. Çay idrar söktürücü olduğu için gün içindeki susuzluğunuzu artırabilir. İftarda bol çay içebilirsiniz. Sahurda çok çay e kahve içmeyin.Sigara tehlikeli 15-16 saat vücudunda hiç nikotin olmayan, hiç karbondioksit olmayan bir insan ardarda sigara içtiği zaman nikotinin spazm yapıcı etkisi, karbonmonoksitin ritim bozukluğu yapıcı etkisi, sigara dumanının pıhtı yapıcı etkisi bir araya gelince ani ölüm nedeni olabiliyor. Özellikle sigara ile oruç açmak akut nikotin ve karbonmonoksit zehirlenmesine yol açarak koroner damar spazmına sebep olup bu durum, ölümle sonuçlanabilir. Sigara tiryakilerinin Ramazan’da çok dikkatli olması gerekiyor. Sahurda ağır bir yemek, üstüne 5-6 tane sigara ve tatlı bir uyku yattıktan sonra uyanamamalarına neden olabilir. Sahur sonrası sigara içerek uykuya dalmak, kalp krizine davetiye çıkarır.TANSİYON Prof. Dr. Mehmet Tekin Akpolat - Liv Hospital Ulus İç Hastalıkları UzmanıTek ilaç alan tansiyon hastaları oruç tutabilirÜlkemizde 15 milyon kişinin yaşamını etkileyen hipertansiyon hastalarının yaklaşık yarısı kan basıncının yüksek olduğunun farkında olmadan yaşantısını sürdürmeye devam ediyor. Yeterli tedavi alamayan hastalarda birçok organ olumsuz olarak etkileniyor. Yüksek tansiyondan en çok etkilenen organlar ise kalp, beyin, böbrek, gözler ve ana damarlar oluyor. Özellikle beslenme yüksek tansiyon hastaları için büyük önem taşıyor. Bu nedenle tek veya iki ilaç kullanan, kan basınçları kontrol altında olan hastalar doktorlarının onayını alarak oruç tutabilirler. Ama birden fazla sorunu olan hastaların oruç tutması sakıncalı.Çorba ile meyve arası 1 saatTansiyon hastaları çok halsiz kalıyorsa oruç tutmak için ısrar etmemeli. İftarda yemeği fazla kaçırmayın. Ramazan pidesi önemli tuz kaynağı olabilir. Dikkatli tüketin.İftardan sonra yürüyüş yapın. Sigara içiyorsanız Ramazan bırakmak için iyi bir fırsat olabilir. Ramazan’da kilo verirseniz bayramda ve sonrasında almamaya dikkat edin. Çorba iftar için iyi bir başlangıçtır. Kepekli ekmek veya tam buğday ekmek Ramazan pidesinden sağlıklıdır. Tatlı yerine meyve tercih edin. Meyve ile çorba arasında 1 saat olmalı. İftara başlarken çay içmek hızlı yemek yemeyi önleyebilir. Kahveyi meyveden sonra için. Kırmızı eti çok az yiyin. Bol su için, sahurda en az 2-3 bardak su için. Peynir, zeytin önemli tuz kaynağı olabilir, dikkatli tüketin. Sahurda yenen yumurta tok tutabilir.DİYABETUzm. Dr. Funda Orakdöğen - İstanbul Florence Nightingale Hastanesi İç Hastalıkları UzmanıOruç şeker kontrolüne yardımcı olurRamazanda oruç tutarken herhangi bir sağlık sorunu ile karşılaşmamak için bazı noktalara mutlaka dikkat edilmeli. Öncelikle mutlaka sahura kalkılmalı. İftarla sahur arasındaki zamanda 24 saatlik ihtiyacı karşılayacak sıvı alınmalı. Kişi bunu idrar renginin duruluğundan anlayabilir. Az sıvı almışsa koyu, yeterli almışsa açık renk idrar çıkarır. İftardan 1.5 saat sonra hafif bir yürüyüş yapmak, dolaşım, sindirim ve metabolik açıdan faydalı olur. Tip 1 diyabetliler tutmamalıTüm şeker hastalarının sadece yüzde 10 ‘u Tip 1 diyabettir. Yüzde 90 ‘ında ise insulin vücutta vardır ama şişmanlık nedeni ile insuline direnç vardır. Bu hastalar da daha çok kiloludurlar. Bu şeker hastalığına da Tip 2 diyabet diyoruz. Tip 1 diyabet hastalarının düzenli beslenmesi ve insulin kullanması sağlıklı yaşamaları için şarttır. Oruç bu tip diyabetik hastalar için uygun değildir. Tip 2 diyabet hastaları ise hastalıklarının ilk yıllarında insulin direncini azaltan, kan şekerini dengeleyen ilaçlar (metformin, pioglitazon,acorbose vs ) kullanır. Bunlar kan şekerini ani düşürmez. Bu nedenle uzun açlıklarda hasta problem yaşamayabilir. Hatta bu tip yeni başlamış diyabeti olan, başka sağlık problemleri olmayan, kan şekerleri hafif yüksek ve obez bir hastada oruç, kilo kontrolü ve şeker kontrolüne de yardım edebilir. Diyabet süresi uzadıkça verilen ilaçlar artar ve şeker hastalığına bağlı organlarda sorunlar çıkar. Bundan dolayı bu hastalar oruç tutmamalı. KOAH Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu - Acıbadem Altunizade Hastanesi Göğüs Hastalıkları UzmanıSusuz kalmak balgamı koyulaştırıyorKOAH hastalığı sıklıkla sigara içimine bağlı olarak gelişen, hava yollarının kronik tıkanıklığı ile seyreden bir hastalık. Farklı şiddetleri var. A,B,C ve D olarak sınıflanır. A,B ve C grubu hastalar daha az sayıda ilaç kullanırken D grubu hastaların günlük ilaç kullanımı fazladır. D grubu hastaların bir bölümü oksijen ya da solunum destek cihazları da kullanabilirler. Ramazan ayında KOAH hastasının oruç tutması hastalığın derecesi ile ilgilidir. Yeni çıkan ilaçlar 24 saat etkilidir. Günde 1 kez alınırlar. Bu nedenle oruç tutmayı kolaylaştırırlar. A,B,C gibi daha hafif hastalar günde tek doz kullanılan ilaçları aldıklarından daha kolayca oruç tutabilirler. Böylece ilaçlarını sahurda alıp gün boyu sorun yaşamazlar. D grubu hastaların ise ilaç sayısı fazladır, gün içinde sıkışma olasılıkları vardır. Bu nedenle oruç tutmaları güç olur. Niyet ettikten bir süre sonra nefes darlığı yaşayıp acil ilaç almaları gerekebilir. Klimaya dikkatTüm şiddetteki KOAH hastalarında uzun süre susuz kalmak balgamı koyulaştırabilir. Bu nedenle iftar- sahur arası bol su içmek gerekir. Bu yapılırken klimaya doğrudan maruz kalınmaması da gerekir. Klimanın varlığı ayrı, doğrudan klima esintisine maruz kalmak ayrıdır. Unutulmaması gereken bir diğer nokta da KOAH hastalarında bu hastalık yanında kalp, damar hastalığı ve diyabet gibi başka sorunların da olmasıdır. Bu hastalıkların varlığı hastanın oruç tutmasını engelleyebilir. OBEZİTEProf. Dr. Halil Coşkun - Obezite ve Metabolik Cerrahi UzmanıMide küçültme ameliyatı olanlar oruç tutmamalıRamazan ayının yaz dönemine denk gelmesiyle uzayan açlık süresi obez hastalar için zorlayıcı olabilir. Obezitenin eşlik ettiği hastalıkların varlığı nedeniyle bu süreç daha da sıkıntılı olabilmektedir.Ramazan ayında sıvı tüketimi son derece önemlidir. Ayrıca kullandıkları ilaçlarını planlatmalılar. İftar ve sahur arasında 1.5-2 litre su içilmesi önerilmektedir. Aşırı aktiviteden kaçınılmalı iftar ve sahur öğünleri abartılmamalı ve atlanmamalı.Birden yemek yemeyinİftar ve sahurda proteinli yiyeceklere öncelik verilmeli. Uzun süren açlık sonrası tercihlerimiz karbonhidratlara kayabilir bunu önleyebilmek için iftar süresini uzatmalı ve doğru tercihler yapılmalı. Sahurda kahvaltılık türü yiyecekler yumurta ve tam buğdaylı ekmek iyi bir seçim olabilir. İftarda ise az çorba tercih edilmeli mümkünse ardından ara verilmelidir. Uzun süren açlık sonrası birden çok miktarda yemek yemek obez hastalarda kan şekerinde dalgalanmalara sebep olabilir. Ardında proteinli ana yemek yanında yoğurt veya cacık tercih edilmesi iftarı daha dengeli hale getirecektir. Yemek sonrası tatlı tüketilmemeli; eğer tercih edilecekse de iftar sonrası en az 2 saat geçmiş olmalı ve daha çok güllaç gibi sütlü tatlılar az miktarda yenmeli.18 ay oruç tutmasınlar Mide küçültme ameliyatı olan kişilerin ilk 18 ay boyunca oruç tutmaları otoriteler tarafından uygun görülmemektedir. 4 saatten daha uzun süren açlık dönemleri ameliyat geçiren hastalarımızda mide sağlığı için uygun görülmemektedir.

Devamını Oku

Sahurda tatlıdan uzak durun gün içinde 1-2 saat uyuyun

26 Mayıs 2018

Oruç sırasında uzun süren açlık ve susuzluk vücudun ritmini de etkiliyor. Ageless Institute’den İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ziya Mocan, biyolojik ritmi dengede tutmak için yapılması gerekenleri anlattı. İftardan 1 saat sonra yapılan yürüyüş kalorilerin yağa dönüşmesini engellerVücut metabolizmasını açlık durumunda yavaşlatır. Gün içinde açken metabolizmamız yavaşlama durumundadır. İftarla sahur arasında ise alınan ekstra fazla gıdalar yağa çevrilmek üzere karaciğere gider. O nedenle eğer bu saatlerde tamamen hareketsiz kalırsak kilo almamız söz konusu olacaktır. Bu nedenle akşamları iftardan 1-2 saat sonra yürüyüşler (1 saat) mutlak yapılmalı ve bu alınan fazladan kalorilerin yağa çevrilmesi önlenmelidir.Oruç tutmak yaşlanmayı geciktirir, vücudu yeniler Oruç vücudun yenilenmesidir. Yaşlanmayı geciktirir, anti-ageing dir. Sonraki aylar kendimizi iyi hissetmemizin nedeni budur. Yaşlanmayı geciktirici ve sağlıklı bir yaşamda gereklidir. Anti-ageing denilen diyetlerde de oruca benzer kısa aralıklı kaloriden fakir beslenme şekilleri var.Sahurda karbonhidrat ve şekerden uzak durunOruç tutanların hepsi mutlaka sahura kalkmalı. Sahur uzun süren bir açlığa hazırlık. Bu nedenle tok tutucu yiyecekler seçilmeli. İki, üç haşlanmış ya da omlet yapılmış yumurta akı yenmeli. Yumurtanın sarısını yiyecekseniz bir yumurta sarısı iki yumurta akı yemelisiniz. Yanında peynir ve zeytin olabilir. Pide yerine tam buğdaylı, tam tahıllı lif oranı yüksek bir iki dilim ekmek yenebilir. Şekerli yiyecekleri ve hamur işi börek, çörek gibi şeyleri sahurda yemeyin çünkü ertesi gün daha çok acıkmanıza neden olur. Bir avuç ceviz ertesi gün tutar. Süt de tokluk sürenizi uzatır. Sahurda içilen elma çayı ertesi gün halsiz kalmanızı engeller. Çay ve kahveyi iftar bitiminde için Çayı mümkünse açık olarak içmeliyiz. Adedi bu şekilde 2-3’e çıkarabiliriz. En uygun saat iftardan sonraki saatlerdir. Kahve bir adet yine iftar sonu olabilir. Gece 23.00’dan sonra çay-kahve içmemeliyiz. Yoksa uykumuz kaçıp yeterli dinlenemeyiz. Ramazanda uyku düzenimiz bozuk olduğundan gece geç saatlerde içilen çay-kahve düzenimizi daha çok bozar. Sahurda yenen şekerli gıdalar baş ağrısı yaparSahurdan sonra insülin seviyemiz ilk başta yükselir. Çok yükseltmememiz gerekir. Çünkü daha sonra kan şekeri çok düşer. Bu nedenle sahurda şekerli gıdaları tüketmeyin. Baş ağrısı daha ileriki saatlerde öğlen ve öğleden sonra kan şekerinin düşmesi neticesi oluşabilir. Bu saatlerde bir miktar uyku bunu düzenler. Egzersizi bu sırada yapmayın, tam tersine istirahat edin. Egzersiz için en uygun zaman sabah erken saatler ve akşam iftardan iki saat sonrasıdır.Saat 12:00’dan sonra kan şekeri düşer, açlık başlarSahurda yemek yedikten sonra midedeki gıdalar iki saatte boşalır ve bağırsaklara gider. İki saatte de bağırsaktaki emilim biter. Yani altı saat sonra açlık başlar. Saat 11-12’den sonra kan şekeri düşer ve açlık ve halsizlik görülür. Enerjiniz de azalır. Orucunuzu su ile açın ardından hurma yiyin Orucu açmak için en uygun içecek sudur. Bir bardak su içtikten sonra kan şekeri düşeceği için iki hurma yiyin. Hurmanın içeriğindeki selülöz lif bulunduğu için hem tok tutar hem de kan şekerini yükseltir. Hurmadan sonra tekrar bir bardak su için. Ardından bir kase çorba yiyin. Ancak bu çorba kremasız olmalı, et suyuna da yapılmamalı. Çünkü et suyu mide asidini artırır, iştahı tetikler ve daha çok yemeğe sevk eder. Sütlü, yoğurtlu, naneli çorbalar tercih edin. çorbadan sonra, ana yemekten önce salatayı tek başına yiyin. Mümkünse yağsız salata tüketin. İçine bol elma sirkesi konulmalı. Elma sirkesi metabolizmayı hızlandırır, halsizliği giderir. Çorba ve arkasından salata yiyerek yemek süresini uzatabilirsiniz. Çünkü doyma hissi yemeğe başladıktan 15-20 dakika sonra geliyor. Salata yedikten sonra ise 10 dakika ara verin. Oruç tutanların çoğu namazda kılıyor, çorba ve salatalarını yedikten sonra namazlarını kılsınlar. Ana yemek olarak haftada iki gün sebze, bir defa tavuk, 1-2 defa ızgara ya da fırında balık, 2-3 gün ise ızgara et tüketebilirsiniz. Yağsız ve löp et tercih etmelisiniz. Ramazanda kilo almak istemiyorsanız sebze yemeklerini mümkün olduğu kadar yağ kullanmadan domates sosunda pişirin. Tatlı yemeğe alışkın bir toplum olduğumuz tatlıyı ya da meyveyi yemekten en az yarım saat sonra tüketin ve sütlü tatlıları tercih edin. İdeali bir gece tatlı bir gece meyve yemektir. Şerbetli tatlıları ise masaya kişi başına bir tane ya da küçük bir dilim şeklinde getirin.İftarda yenilen birkaç zeytin de vücudun tuz ihtiyacını giderir. Vücut gündüz yağ yakıp şekeri dengeliyorRamazanda vücudumuzun biyolojik saati değişir. Gece sahuru vücut sabah zanneder. Uyku, şekerimizi düzenleyen büyüme hormonlarının salınma saatleri değişir. İlk hafta bu durum sersemlik yapsa da vücut buna daha sonra alışır. Gündüz vakti aç olacağımızdan yağlarımızı yakarak kan şekerimizi koruruz. Vücut, yağlarımızın yanması da bizi halsiz ve yorgun hissettirir. Daha sonra akşamları bol su içerek bu vücuttaki asit oranını dengelemiş oluruz.İftardan sonra 45 dakika ayaklarınızı uzatıp dinlenin İftar sonrası kanımız karnımızda toplanacağından ve kalbimize az kan gideceğinden 45-60 dakika dinlenme pozisyonunda, istirahatte olmamız gerekir. Mümkünse ayaklarımızı uzatıp dinlenmemizde fayda var. Bu sırada sırt üstü yatmamız da gerekir. Çünkü midede reflü hastalığına, yani yenilen gıdaların yemek borusuna geri kaçmasına yol açıp “özofajit hastalığı oluşturabilir. Uykumuzu 23.00’den sonra yapmamız uygundur.İştah kesici halsizliği giderici şifalı Ramazan salatasıMarul salatasına elma rendeleyin ve üzerine bol elma sirkesi dökün. Bu salata hem iştahınızı keserek daha az yemenize neden olur hem de halsizliğinizi alıp dinçleşmenizi sağlar. Kan şekerini dengeleyen elma çayıSahurda içeceğiniz bu elma çayı ertesi gün kan şekerinizin düşmesini engeller, halsiz kalmamanızı sağlar. Bir miktar suyun içine 1 elma, 1 portakal, (bulunmuyorsa konmayabilir, bu durumda iki elma koyun) 1 limon, 2 çubuk tarçın, 2-3 karanfil koyup kaynatın. Sıcakken süzüp için. BUNLARA DİKKAT! - Kabızlık çekiyorsanız sahurda bir iki kayısı yiyip üzerine su için. - Diyabet hastaları kesinlikle oruç tutmamalı. Tansiyon hastaları ise orucunu açar açmaz ilacını almalı. Çünkü mide doluyken alınan ilaç geç etki eder. Sahurda ise yemek bittikten sonra yatarken ilaçlarını almalılar. - İftar sonrası halsizlik çöküyor ve yatıp uyumak istiyorsanız yedikleriniz sağlığınız için yanlıştır.

Devamını Oku

Çocuklar sağlıklı beslenmeyi öğreniyor!

25 Mayıs 2018

Sağlıklı beslenmenin öneminin büyük küçük artık herkes farkında. Kreşler, anakoulları, ilköğretim okulları bu konuda çocukları eğitiyor. Çizgi filmlerde de sağlıklı yiyecekler konusunda yönlendirici oluyor. Oğlumun brokoli yemeye başlaması çizgi filmler sayesinde oldu. İlişkileri aşk seviyesine ulaşmasa da, düzeyli bir şekilde sürüyor. O “Bugün sağlıklı yemek yiyelim” dedikçe ben mutlu oluyorum. Artık hangi yiyeceklerin sağlıklı hangisinin sağlıksız olduğunu biliyor ve bu özellikle şekerli yiyeceklerin miktarını ayarlamada bize çok yardımcı oluyor.Sağlıklı beslenme ile birlikte bu yaş çocukların ilgisini çeken bir konuda vücudumuzun işleyişi ve sindirim sistemi. Yiyeceklerin ağızdan başlayarak yaptığı yolculuk her can sıkıntısında kurtarıcımız. Bu konuda birçok da kitap okuyoruz. Şimdi bunlara bir yenisi eklendi: Pupa Yayınları’ndan çıkan “Dedektif Duru Gerçeğin Peşinde-Sağlıklı Beslenmenin İpuçları”. Okuması kolay, Duru ve arkadaşlarının maceraları hem merak uyandırıyor hem de bilgi veriyor. Kitabın yazarı ise Bilim ve Sağlık Habercisi Esra Öz.Beslenme konusunda bilgi kirliliği olduğunu ve bunun da birçok sakıncayı beraberinde getirdiğini söyleyen Esra, bu bilgi kirliliğinden kurtulmak için sorgulayan, eleştiren ve çözüm üreten “Dedektif Duru Gerçeğin Peşinde” serisini kaleme aldığını anlatıyor.Neden böyle bir kitap yazma ihtiyacı duydun? Beslenme konusunda bitmeyen tartışmalar nedeniyle ailelerin kafası sürekli karışıyor. Medyada beslenme konusunda oluşan bilgi kirliliği kitaplara da sıçrayınca, buna bir çözüm üretmem gerektiğini düşündüm.Büyükler yerine neden çocukları tercih ettin?Ağaç yaşken eğilir diye düşünerek, çocuk yaşta edinilen bilimsel ve eleştirel düşünce sayesinde, bilgi kirliliğinden kendilerini korumalarını amaçlıyorum. Çocuklar için beslenme konusunda bilinç oluşturmayı hedefliyorum. Dedektif Duru, medya okuryazarlığı bilincini yaşadığı olumsuz olaylara karşı verdiği tepkilerle ve kitapta bulunan insan vücudu müzesi gibi farklı yerlerde gezerek, sağlıklı beslenmenin izini sürecek. Çocuklar okumadan önce de öğretmenlerin ve ebeveynlerin mutlaka okumasını öneririm.Uzmanlar destek verdiKitabın diğer çocuk kitaplarından farkı ne?Türkiye’de ilk defa, uzmanların eşliğinde sağlıklı beslenme ve medya okuryazarlığı bilinci oluşturmak için bu alanda yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerini ele aldık. Kitapta yer alan uzmanlardan; Harvard Üniversitesi’nden Dr. Semir Beyaz, çocukların dilinden konuşmam için en tepkili eleştirileri yaptı. Çocuk sağlığı ve diyabet konusunda çalışmalarıyla tanınan Yale Üniversitesi’nden Dr. Eda Cengiz, çocukların obezite ile gelen hastalıklardan korunması için olması gerekenlere dikkat çekti. Sağlıklı beslenmenin bir ekip işi olduğunu sürekli vurgulayan Diyetisyen Dr. Banu Salman, kitaptaki tüm beslenme önerilerini ve detaylarını bilimsel çerçevede belirlememde destek oldu. Klinik Psikolog Efsun Tatar, çocuk psikolojisi açısından değerlendirdi. Uzman Psikolog Handan Odaman Uşaklıgil, hem kurgu hem de psikolojik çerçeveden anlatılanlara incelikle yaklaştı. Kitabın çizimlerini Almanya’dan Burcu Yıldız hazırladı.Duru’dan sağlıklı beslenme önerileriSağlıklı beslenmek için “benim tabağım” beslenme şeklini öğrenin. Meyve ve sebzeler yemek tabağının yarısını oluştursun, et türü proteinler ile tahılların her biri ise, yemek tabağının çeyreğini doldursun. Tabağın yan tarafında ise bir porsiyon süt-yoğurt grubu bir besin olsun. Günlük tüketmeniz gereken besinlerin olduğu bir sistem. Böylece sağlıklı ve dengeli beslenmiş olacaksınız. Vücudun çalışma şeklini öğrenin Kitaptaki İnsan Vücudu Müzesi’ni gezdiğinizde ağzınızdan bağırsaklarınıza kadar birçok organınızda neler olduğunu öğreneceksiniz. Temel sağlık bilgisine sahip olmak, doğru ile yanlışı ayırt etmenizi sağlar. Evde yemek yapmak aslında çok keyifli Keşfeden Çocuklar Merkezi’nde minik şeflerle birlikte yapıp birlikte yemenin keyfini çıkartırken, aynı şeyi evde ailelerinize sürpriz kahvaltılar hazırlayarak başlayabilirsiniz. Elinizin lezzeti, yemeğin tadını artırsın ve sevdiklerinizle bunu paylaşmanın güzelliğini çıkartın. Gıda günlüğü tutabilirsiniz!Neler yediklerinizi ve sağlıklı yeme alışkanlığınızı geliştirmek için gıda günlüğü tutabilirsiniz. Böylece bütün gün boyunca neler yediğinizi takip edebilir, böylece kendi beslenme haritanızı çıkartabilirsiniz. Hareket etmek için nedenler üretinArkadaşlarınızla belli etkinlikler düzenleyip, mesafeler yürünebiliyorsa yürüyerek gidin. Bisiklete binin, koşun ve bunları farklı şekiller de eğlenceye dönüştürün. Duru’nun kitabın sonunda yaptığı etkinlik sizlere de ilham verebilir.

Devamını Oku

Çocuklar hangi yaşta hangi sporu yapmalı?

18 Mayıs 2018

Bugün 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı... Son yıllarda genç sporcularımız jimnastikten, okçuluğa, voleyboldan yüzmeye kadar birçok dalda hepimizin gurur kaynağı oldu. Bu başarılar yeni sporcuların yetişmesi için de ilham ve motivasyon sağlıyor. Doğu’dan-Batı’ya ülkemizin her yerinde yetenekli genç sporcular yetişiyor. Tabii bu sporcular yetişirken en büyük görev yine annelere düşüyor. P&G ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi işbirliğiyle oluşturulan bir sivil toplum hareketi olan Olimpik Anneler, Türkiye’de çocukların sporla büyümesini ve gelişmesini sağlamak için farkındalık yaratmaya çalışıyor. Olimpik Anneler’in ortak hedefleri, ülkemizde çocuklarını sporla büyüten anne sayısını artırmak. Siz de çocuğunuzu spora yönlendirerek bir Olimpik Anne olabilirsiniz.Sporun birçok faydasına rağmen, Türkiye’de çocukların spor yapma oranı oldukça düşük. Sadece 10 çocuktan 1’i düzenli ve bilinçli şekilde spor yapıyor. Oysa spor yapan çocuklar fiziksel olarak güçleniyor ve daha sağlıklı oluyor. Hayatlarına kattıkları disiplin sayesinde derslerinde başarıyı yakalıyorlar. Kazandıkları özgüven geleceklerini olumlu etkiliyor. Bu nedenle yaz tatilini de fırsat bilerek anneler olarak çocuklarımızı bir spor kursuna yazdıralım, ister özel, ister belediyeler olsun konuda hizmet veren kurum sayısı ve alternatif çok. Peki hangi yaştaki hangi spora yönlendirmeliyiz?İşte uzman tavsiyeleri.2-3 yaş: Sadece koşma, yakalama, zıplama gibi temel hareketleri yapabilirler. Dolayısıyla bu yaşta bir spor tercihi yapmak yerine bunların içinde olduğu aile bireyleri ve arkadaşları ile oyunları seçmelidir aileler. Bu amaçla bahçede koşma, yürüme, dans etme, suda gözetim altında oynama ve ciddi deneyimli kişiler eşliğinde jimnastik seçilebilir.4-6 yaş: Dans etme, yüzme, jimnastik, ip atlama, elim sende, sek sek oynayabilir, üç tekerlekli bisiklete binebilirler. Bu yaşta çok deneyimli kişiler eşliğinde yüzme ve jimnastik başlanılabilir. Altı yaşından sonra çocuklarda güvenli ve kontrollü hareket yapma yeteneği gelişir ve spor tercihleri yavaş yavaş oluşmaya başlar.7-10 yaş: Jimnastik, yüzme, futbol, basketbol, voleybol, hentbol, bisiklet, tenis yüzme gibi sporlarla ilgili temel eğitime ve bunların birleşimini içeren sporlara başlayabilirler. Zaman zaman bazı spor kulüpleri çocukları ve ailelere yanlış yönlendirme yapabiliyor. Eğer çocuk sadece basketbol oynanan bir spor kulübüne gidiyorsa, çocuğa basketbolun tüm detayları yavaş yavaş verilmeye çalışılır. Ama asıl yapılması gereken çocuklara tüm toplu sporları içeren oyunlar oynatıp, onlarınel-göz ve hareket koordinasyonunun geliştirmesini sağlamak.10 yaş sonrası: Daha önceki yaşlarda başladıkları sporları daha organize olarak yapmaya devam ederken, atletizm, güreş ve küreğe başlayabilirler. Birkaç yıl sonraysa, tercihe göre, boks, tekvando, karate gibi daha çok kuvvet gerektiren sporlara başlanabilir. Bu sporlara daha erken de başlanabilir, ama yine direkt bu sporlara değil onların alt yapısını oluşturacak esnekliklerini, dengelerini ve koordinasyonlarını geliştirecek temel hareketleri içeren bir antrenman daha uygun olur.Sıçramalı sporlar boy uzatır! Boy uzamasında veya uzunluğunda en önemli faktör genetik yapı. Beslenme ve sporun etkisi genetik yapının yanında oldukça az. Yapılan sporun etkisi, büyüme kıkırdakları civarında yer alan kasların yapışma yerlerinin uyarılması ve böylece dolaylı olarak büyüme kıkırdaklarının etkilenmesi ile mümkün. Bu amaçla özellikle kasların gerilmesine neden olan basketbol, voleybol, yüzme ve jimnastik gibi sporların boy uzamasını uyardığı gözlenlenmiş. Bu amaçla atlamalı, sıçramalı, kaslar üzerinde gerilme stresi yaratan sporlar boy uzamasını olumlu yönde etkiliyor.Otizm Orkestrası’ndan anneleri duygulandıran konserÜniversitelilerle, otizmli gençlerin birlikte yer aldığı ‘Otizm Orkestrası’, annelerine unutulmaz bir Anneler Günü hediyesi olarak konser verdi. Tanfer Sağlık Grubu ev sahipliğinde Anneler Günü’nde gerçekleşen etkinlikte otizmliler ve üniversiteli gençler, FMV Işık Lisesi’nden arkadaş olan iki Işıklı Prof. Dr. Sıddık Yarman ve Dr. Nihat Tanfer ile birlikte sahneye çıktı. Yıldızların Altında, Yaz Yaz, Kara Sevda, Çayımın Şekeri şarkılarını anneler ve misafirlerle birlikte söylediler. FMV Işık Üniversitesi koordinatörlüğünde Avrupa Birliği projeleri için başvuru yapan otizm orkestrasının hedefi, uluslararası düzeyde otizmi ve müziği tanıtıcı konserler vermek.

Devamını Oku

3 haftada 5 kilo

12 Mayıs 2018

Yaz iyice yaklaştı. Yaza fit girmek için yapmanız gereken en önemli şey; öncelikle bir kilo verme hedefi ve süre belirlemek. Bu hedefi belirlerken gerçekçi olmalısınız. Aldığınız kalorileri azaltıp, doğru besinleri tüketip bunları detoks ve egzersiz programlarıyla destekleyerek üç haftada 5 kilodan kurtulmanız mümkün. Diyetisyen Emre Uzun’un hazırladığı günlük 1400-1500 kalorilik diyet listesi, yağ yakımını hızlandırıcak, lif oranı yüksek sağlıklı yiyeceklerden oluşuyor. Diyetisyen Uzun, kilo verme sürecinin egzersizle desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak, günde en az 2.5 litre su içilmesini tavsiye ediyor.1.GÜN (1400 kkal)UYANINCA- 1 su bardağı ılık su l1 dilim limon l1 adet çubuk tarçın SABAH (380 kkal)- 1 fincan yeşil çay l 1 yumurta ve 2 yemek kaşığı lor peyniri ile yapılmış dereotlu, pulbiberli omlet- Mevsim yeşillikleri- 2 ince dilim tam buğday ekmeği- 5-6 adet çiğ bademLor peyniri tok kalmanızı sağlamada ve özellikle yüzme ile kas yapımınızı artırmada faydalı. Pul biber sıcaklık oluturup metabolizmayı uyarıyor. ÖĞLE (390 kkal)- 8 yemek kaşığı az kıymalı enginar yemeği l 1 kutu sade probiyotik yoğurt l 2 ince dilim tam buğday ekmeğiEnginar, yüksek lif içeriği sayesinde yağ yakımına ve böylece bikinilerin içindeki fit görüntüyü yakalamaya yardımcı olur.ARA ÖĞÜN (150 kkal)- 1 su bardağı laktozsuz süt + 4-5 çilek AKŞAM (320 kkal)- 1 kepçe şehriye çorbası l6 yemek kaşığı yoğurtlu semizotu salatası l 2 ince dilim tam buğday ekmeğiYoğurtlu semizotu salatası, protein ve karbonhidratı bir arada içerdiğinden doyurucu bir ana öğün alternatifi. ARA ÖĞÜN (90 kkal)- 2 dilim tarçınlı ananasYüksek lif oranına sahip olan ananas içerdiği beta karoten sayesinde daha fresh bir cilde sahip olmanıza yardımcıdır. Ayrıca yağ depolanmasını önleyerek selülit oluşumunu engeller.2.GÜN (1400 kkal)UYANINCA- 1 su bardağı ılık su l 1 dilim limonSABAH (400 kkal)- 1 fincan ıhlamur (şekersiz)- 1 adet haşlanmış yumurta- 2 parmak kalınlığında beyaz peynir ile yapılmış kepekli tost- Mevsim yeşillikleri l 2-3 cevizGüne yumurta gibi kaliteli bir protein ile başlamak tok kalmak açısından önemli.ÖĞLE (380 kkal)- 6 yemek kaşığı bezelye (etsiz,susuz) l 1 kase yoğurt- 2 ince dilim tam buğday ekmeğiARA ÖĞÜN (100 kkal)- 8 adet fındık l 1 fincan yeşil çayAKŞAM (380 kkal)- 100-120 gram ızgara et- Haşlama veya sote yağsız karışık sebze l 1 ince dilim tam buğday ekmeğiÖzellikle kardio ağırlıklı egzersiz ardından tüketilecek kaliteli protein kas yapımının hızlanması için ızgara et protein alımı açısından önemli. Günlük lif oranını tamamlamak için mevsim sebzelerinden faydalanabilirsiniz.ARA ÖĞÜN (130 kkal)- 5-6 adet yeşil erik l 1 kutu probiyotik yoğurtProbiyotik yoğurt içine ekleyeceğiniz tarçın yağ yakıcı özelliğinin yanı sıra kan şekerinizin ve tatlı krizlerinizin önüne geçmeye yardım eder. 3.GÜN (1400 kkal)UYANINCA- 1 su bardağı ılık su - 1 parça taze zencefil Zencefil metabolizmanızın hızlanmasına ve kolay yağ yakımına yardımcı olacaktır.SABAH (260 kkal)- 4 yemek kaşığı yulaf ezmesi- 200 ml badem sütü l 1 çay kaşığı tarçın l 2 adet kuru kayısı- 1 orta boy yeşil elma Yeşil elma kandaki oksijen seviyesini artırmada yardımcıdır, tok tutucu özelliğinin yanı sıra karın kaslarınızın çevresindeki yağdan kurtulmanızı kolaylaştırır. ÖĞLE (420 kkal)- 6 yemek kaşığı tavuklu nohut yemeği l 1 su bardağı yoğurt- Bol limonlu yağsız salata- 1 ince dilim tam buğday ekmeğiYeşil salata içindeki sebzeler sayesinde C vitamini ve posa içeriği yüksek bir besindir. Midede hacim kaplayarak doygunluk sağlar. Her ana öğünde yer verilmeli.ARA ÖĞÜN (165 kkal)- 1 orta boy muz l 1 cevizAKŞAM (370 kkal)- 3 adet ızgara köfte l 1 kase haşlanmış Brüksel lahanası- 1 kase cacıkLahana yüksek lif ve düşük kalori içeriği ile uzun süre tok kalmanızı sağlayacaktır. Troid problemi yaşayan kişiler için sınırlandırılması önemlidir. ARA ÖĞÜN (180 kkal)- 1 fincan yaseminli yeşil çay l 3-4 adet grissini - 1 dilim beyaz peynir4.GÜN (1500 kkal)UYANINCA- 1 su bardağı ılık su l 4 kuru kayısı Sabah ılık su ile tüketilen kuru kayısı yüksek lif içeriği sayesinde kabızlık riskini azaltır. SABAH (350 kkal)- 1 adet yumurta ile omlet l 2 ince dilim beyaz peynir l 5 adet zeytin l Mevsim yeşillikleri- 1 ince dilim tam buğday ekmeğiÖĞLE (435 kkal)- 3 dilim kabak mücver l 1 kase yoğurt- 1 kase bol yeşillikli havuç salatası- 1 ince dilim tam buğday ekmeğiHavuç beta karoten açısından zengindir yazın daha kolay bronzlaşmanızı sağlar.ARA ÖĞÜN (170 kkal)- 1 su bardağı kefir l 2 tam cevizAKŞAM (475 kkal)- 150 gr fırında somon l Bol yeşillikli roka salata (limon+sirke) l 1 ince dilim çavdar ekmeğiSomon balığı omega 3 miktarı yüksek bir balık. Beyin ve sinir sistemi sağlığına faydalıdır. Çavdar ekmeği, kan şekerini yavaş yükseltir ayrıca kalsiyum, potasyum ve selenyum değerleri yüksektir. Böylece uzun süreli tokluk sağlar. Diyabeti olanlar ve kilo kontrolü sağlamak isteyenler için oldukça uygun bir ekmek çeşididir.ARA ÖĞÜN (100 kkal)- 1 kutu probiyotik yoğurt l 4-5 adet çilek5.GÜN (1300 kkal)UYANINCA - 2 bardak ılık su l 3-4 dilim salatalık l 2-3 yaprak nane l 1 adet çubuk tarçınSalatalık ve nane, aromasından dolayı hem daha taze bir lezzet katacak hem de suyun alkali seviyesini artırmaya yardımcı olarak yağ yakımında faydalı olacaktır. SABAH (330 kkal)- 1 fincan yeşil çay (şekersiz) l 1 adet haşlanmış yumurta l 2 ince dilim beyaz peynir - 6 adet çiğ badem l Mevsim yeşillikleri- 1 ince dilim kepekli ekmekÖĞLE (420 kkal)- 100 gr ızgara tavuk veya hindi- 1 kase bol limonlu sirkeli salata- 1 ince dilim kepek ekmeğiHindi eti kolesterolü düşürücü etkiye sahiptir. Diğer hayvansal ürünlere göre daha sağlıklı bir seçim olacaktır. ARA ÖĞÜN (170 kkal)- 2 adet kuru incir l 1 su bardağı sütAKŞAM (300 kkal)- 8 yemek kaşığı yoğurtlu dereotlu kereviz salatası l 2 ince dilim tam buğday ekmeğiDereotu uzun süre tok tutucu ve kilo verme diyetlerinde oldukça etkili bir besin.Tatlı krizlerini bastırmak için de iyi bir tercih.ARA ÖĞÜN (50 kkal)- 1 dilim ananas l 1 çay kaşığı toz tarçın6.GÜN (1500 kkal)UYANINCA- 1 adet kuru incir l 2 su bardağı ılık suİncir, E,C,A ve B grubu vitaminleri, kalsiyum, potasyum, demir, magnezyum minerallerini içerir.Lifli yapısı sayesinde açlık seviyenizi kontrol altında tutar.SABAH (300 kkal)- Yarım adet avokado l 1 ince dilim süzme peynir l 2 ince dilim tam buğday ekmeğiSpor öncesi gerekli enerji seviyesini sağlamak için vitamin ve mineral maddeler sağlar. Araştırmalarda avokado tüketimi ile iştah kapatılarak, daha az yemek yeme sağlanmıştır. ÖĞLE (340 kkal)- 4 yemek kaşığı yulaf ezmesil 4 yemek kaşığı yoğurt veya 1 su bardağı laktozsuz süt l 4 adet kuru kayısı - 6-7 adet böğürtlen Yulaf ezmesi eşsiz besin içeriği sayesinde mideyi tatmin edip, doygunluk hissi sağlar ve kişiyi uzun süre tok tutar. Yulaf açlığı bastırdığından gereksiz kalori alımını önlerler.ARA ÖĞÜN (310 kkal)Açıklama : 2 ince dilim ekmek ve 1 dilim beyaz peynir ile yapılmış tost l 1 su bardağı kefirAKŞAM (460 kkal)- 2 adet ızgara çöp şiş tavuk/yağsız et- Bol yeşillikli havuç salatası (limon+sirke) - 4 yemek kaşığı yoğurt - 1 ince dilim tam buğday ekmeğiARA ÖĞÜN (150 kkal)- 1 adet yeşil elma l 1 su bardağı kefir 7.GÜN (1400 kkal)UYANINCA- 1 su bardağı ılık su l 1 dilim limon- 3-4 yaprak naneSABAH (370 kkal)- 1 fincan ıhlamur (şekersiz)l 1 yumurta ile yapılmış yulaflı omlet (1.5 yemek kaşığı yulaf )- 2 ince dilim beyaz peynir l 2 tam ceviz - Mevsim yeşillikleriÖĞLE (300-320 kkal)- Ton balıklı roka salatası ARA ÖĞÜN (180 kkal)- 1 fincan rezene çayı (şekersiz) l 1 orta boy armut l 6 adet çiğ badem AKŞAM (380 kkal)- 4 adet ızgara köfte l 4 yemek kaşığı yoğurt - 1 ince dilim tam buğday ekmek l 1 kase salata (yağsız)ARA ÖĞÜN (180 kkal)- 3 adet kuru kayısı l 1 su bardağı kefir EGZERSİZ10 harekette zayıflayın1- Elleri öne-yukarı yukarı yana açarak aşağı yukarı (10-20 kez).2- Eller yukarıda, bacaklar dik. Dizleri kırmadan avuç içini ayak parmaklarına değdirin. (10-15 kez).3- 10 kere her yöne eller yere değecek şekilde eğilin.4- Eller önde çömelip kalkın (10-20 kez).5- Bacakları ileri geri ve yana doğru sallayın (10-20 kez).6-Yüzüstü uzanın. Bacaklarınızı keçiboynuzu şeklinde yukarı aşağı götürüp getirin (her bacak için 10 -15 kez).7- Kobra şeklide denilebilir. Yüz üstü uzanın sonra başınızı yukarı kaldırıp tekrar uzanın. (2-3 kez).8- Sırt üstü uzanın. Eller yanda. Bacakları kaldırıp tekrar indirin (10 -15 kez).9- 10-15 kez mekik yapın.10- Sırt üstü uzanın bacakları sağa sola ileri geri hareket ettirin.DETOKSYeşil elma detoksu haftada 2 gün uygulanabilir. Yeşil elma, maydanoz ve limonla hazırlanan metabolizma hızlandırıcı ve yağ yakıcı karışım tüm gün boyunca içilmeli. - Sabah, öğle ve akşam bir adet haşlanmış yumurta yenilecek.- Bütün gün yeşil elma (veya şekersiz meyvalardan) yenilecek, bol su ile hazırlanan özel karışım içilecek. Acıkırsanız ikihurma ve iki adet salatalık ve bir çay bardağı beyaz leblebi yiyebilirsiniz.Özel karışım tarifiMetabolizma hızlandırıcı ve yağ yakıcı karışımın malzemeleri:- 1,5 litre su l 3 yeşil elmanın sadece kabukları l 1 orta boy limon kabuklu olarak - 2 parça kabuk tarçın l Demet maydanoz - Küçük parça taze zencefil l adet karanfil - 5-6 adet tane karabiberl 1 poşet veya 1 çay kaşığı kaşığı yaseminli yeşil çay l İçerken taze nane eklenebilirYapılışı1,5 litre soğuk suya atılacak ve 1 taşım kaynatılıcak. Soğuyunca süzülerek bir şişeye konularak ve tüm gün ister soğuk isteğe bağlı olarak doğal tatlandırıcı eklenerek tüketilir. Bir günde maksimum beş porsiyon meyve yenebilir. Yeşil elma yerine 1 kase çilek, 1 küçük armut, 2 dilim ananas da yiyebilirsiniz.

Devamını Oku

Çocuk sahibi olmadan önce bir yıl annelik provası yapın

4 Mayıs 2018

Mayıs ayı ile birlikte Anneler Günü de geliyor. Anne olmak neredeyse her kadının hayalı. Ancak anne olmak iyi bir çocuk yetiştirmek için yeterli olmuyor. “Türkiye’de 20-24 yaş arası genç kadınların yaklaşık yarısı ne okuyor ne de çalışıyor. Her üç anne adayından ikisi lise terk” diyen çocuklarda üstün yetenek üzerine odaklanmış bir akademisyen ve yazar olan Dr. Bahar Eriş, fikir anneliğini yaptığı MomTalks etkinliğinde annelerin eğitimi için farkındalık yaratmaya çalışıyor.Bu yıl ikincisi düzenlediğiniz MomTalks etkinliğini anlatır mısınız? MomTalks etkinliğinin ilkini geçen yıl mayıs ayında düzenledik, büyük ilgi gördü ve etkinliğimizi her yıl yapma kararı aldık. 11 Mayıs’ta Grand Pera’da ikinci etkinliğimizi düzenliyoruz. Etkinliğin amacını şöyle anlatabilirim. Hayatın ilk üç yılı çocuğun zihinsel ve duygusal gelişiminde inanılmaz önemli. Geleceği önemli ölçüde şekillendiriyor. Sloganımız bu nedenle “Gelecek anneden başlar.” Annenin eğitiminin bir çocuğun ve bir ülkenin geleceğinde çok önemli, bana göre bir memleket meselesi. Farkında mıyız? Bence yeterince değil. MomTalks bu farkındalığı artırmayı amaçlıyor. Son yıllarda internet ve sosyal medyada ciddi bir bilgi kirliliği var. Bu nedenle bilgiyi uzmanından öğrenmenin önemine inanıyoruz. MomTalks’ta birbirinden değerli 15 uzman konuşmacı var. Hepsiburada’nın ana sponsorluğunda düzenlenen etkinlikte çocuklu ailelerin de rahatlıkla gelip bilgi alabileceği bir ortam yaratmaya çalıştık.Bu yılki temanız bilinçli ebeveynlik. Bilinçli ebeveyn dendiğinde ne anlamalıyız?Türkiye’de 20-24 yaş arası genç kadınların yaklaşık yarısı ne okuyor ne de çalışıyor. Her üç anne adayından ikisi lise terk. OECD ülkeleri arasında en yüksek oran bizde. Bu kadınlar birgün anne olmayı seçerlerse, sağlıklı, mutlu ve başarılı çocuk yetiştirme olasılıkları da daha düşük. Bu yüzden kadının eğitimi hiç hafife alınacak bir mesele değil. Bu sadece çocuk için değil, sağlıklı bir toplum ve ekonomi için de şart.Bilinçli ebeveyn çocuğunu nasıl yetiştirir?Çok sevdiğim bir düşünür/yazar var, Thich Nhat Hanh. Onun bir sözü beni etkiliyor. Şöyle diyor: Bir çift, çocuk sahibi olmadan önce, bir yıl boyunca kendi içine derinlemesine bakmalı, sevgi dolu konuşmalar ve derin dinleme provaları yapmalı, birbirleriyle ve çocuklarıyla keyifli bir ilişki sürmelerini sağlayacak diğer uygulamaları öğrenmeli. Dünyaya yeni bir hayat getirmek, ciddi bir iş. Bir yıllık bir içe bakış ve hazırlık dönemi çok uzun değil. Doktorlar ve terapistler, lisanslarına kavuşmak için on yıllık mesai harcıyor. Ancak yeterli hazırlığı veya eğitimi olmayan herkes anne baba olabiliyor.Çocuğun her anını aktiviteyle doldurmayınTürk anne babalarının çocuk yetiştirken yaptığı hatalar neler?Türk annesinin fedakarlık ve sevgi kapasitesi tartışılmaz. Türk annesi yemez yedirir, içmez içirir, giymez giydirir. Bu iyi niyetli özverinin çocuğa olumsuz yan etkileri neler? İşin bu boyutunu pek düşündüğümüz söylenemez. Çoğu aile, çocuğunu neredeyse bir ömür kendi ayakları üzerine taşımaya gönüllü. Bazı aileler ise, çocuklarını kendi ayakları üzerinde durmaya teşvik ediyor. Bu çağa en uyan yaklaşım ise, kendi aklı üzerinde durabilen çocuklar yetiştirmek diyebiliriz. Kendi aklı üzerinde duran bir çocuk yetiştirmek için de 3K’yı düzenli ve bilinçli bir şekilde beslemek gerekir. Çocuğun karnı, kalbi, kafası! Çocuğun her isteğini anında yerine getirmek, yeterince sorumluluk vermemek, hak edilmemiş övgülerde bulunarak sahte bir özgüven inşa etmek, bir helikopter misali etrafında pervane olmak, hataların birer öğrenme aracı olduğunu görememek, çocuğun her anını bir aktivitiyle doldurmaya çalışmak, çocukların kapasitelerini ve karakterini göz ardı edip kendi istediğimiz meslekleri seçmeye zorlamak, çocuklar üzerinden kendini gerçekleştirmek hatalı bir beklenti. Bunlar yapılan hatalardan sadece birkaçı.Erken Anneler Günü kutlu olsunHer yıl dünyada 15 milyon, Türkiye’de ise yaklaşık 150 bin bebek hayata gözlerini erken açıyor. Prematüre anneleri, normal doğum yapan annelerden bir hafta önce yani yarın Erken Anneler Günü’nü kutlayacak. Prematüre doğan bebeklerin doğum anından itibaren bütün gelişim süreçleri boyunca onların ve ailelerinin sesi olabilmek için çalışmalar yapan El Bebek Gül Bebek Derneği Başkanı İlknur Okay, Türkiye’de her 10 bebekten birinin erken doğduğunu belirtiyor.37’nci gebelik haftasını tamamlamadan doğan prematüre bebeklerin, dünyaya geldikleri ilk andan itibaren özenli bir bakıma alınması gerektiğini ifade eden Okay; prematüre bebek annelerinin psikolojisinin, bebeğin iyileşme sürecini etkilediğini vurguluyor: “Bebek solunum cihazına bağlı bile olsa, annesiyle buluştuğunda solunumunun daha düzenli hale geldiğini gösteren çalışmalar var. Annelerin bebeklerine iyi geldiğini görüyoruz. Doktorun uygun görmesi durumunda anneyle bebeği buluşturmak, bu süreçte olumlu etki sağlıyor. “Anne iyi olursa bebek de iyi olur” sloganıyla başlattığımız yeni doğan yoğun bakım ziyaretleri projelerimizde, annelere psikolojik destek de sağlamaya çalışıyoruz.”

Devamını Oku

7 soruda hipnoz ile doğum

28 Nisan 2018

Cambridge Düşesi Kate Middleton’ın dünyaya getirdiği erkek bebek gözleri hipnozla doğuma çevirdi.İngiltere Cambridge Düşesi Kate Middleton’ın üçüncü bebeğini dünyaya getirdikten saatler sonra verdiği gülümseyen pozları gözleri yeniden hipnozla doğuma çevirdi. Peki hipnozla doğum olarak bildiğimiz hypnobirthing yöntemi ne? 2008 yılında hypnoBirthing eğitimi aldıktan sonra Türkiye’de bu doğum yöntemini uygulayan İstanbul Doğum Akademisi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Operatör Dr. Hakan Çoker’e merak edilenleri sorduk. 1Hipnozla doğum nedir? Kate Middleton’un doğumları ile ilgili hipnozu değil, hypnoBirthing tekniğini konuşmak daha yerinde olacaktır.Türkçe’ye hipnodoğum olarak çevirebileceğimiz hypnoBirthing, bir teknikten daha çok bir doğum felsefesi. Sakin ve rahat bir doğum için ilk yapılacak şey korkuların ve negatif duyguların açığa çıkarılarak temizlenmesidir. Hipnodoğum bu aşamada devreye girer. Hipnodoğum kelimelerle çalışır bu yüzden kendi doğum dili de pozitiftir. Örneğin sancı yerine kasılma veya dalga, ıkınma yerine bebeğe yol verme gibi terimler kullanılır. Hipnodoğum tekniğinde doğuma hazırlanan anne adayı korkularından kurtulmak ve içinde zaten var olan doğum yapma güdüsünü keşfetmek için derin gevşeme, rehberlik eşliğinde imgeleme ve hipnoz kullanılır. Doğumu engelleyen, doğumda daha çok ağrıya neden olan korkular bilinçaltında gizlidir. Korkularından kurtulabilen bir hamile, eğitimin de verdiği bilgi ve motivasyonla doğumda tüm kontrolü doğaya, bedene ve bebeğe bırakır.2Neden doğum için bu yöntem kullanılmalı?Korkular hep bilinçaltına yerleşir ve en istemediğiniz anda sizin davranışlarınızı negatif etkiler. Doğum konusunda biriktirilen tüm negatif bilinçaltı korkuları doğumların önünde en büyük engeldir. İşte hipnoz eğitimleri gebenin bu korkulardan kurtularak özgürleşmesini sağlar. Doğum için en önemli korkulan engellerden biri de ağrıdır. Korkular doğumda bir tehlike gibi algılanır ve ağrının daha fazla hissedilmesine neden olur.3HypnoBirthing tekniğinin klasik hipnoz seanslarından farkı nedir?Hipnoz seansları sadece hissedilecek ağrı ile çalışırlar ve bu ağrının algısını değiştirmeye çalışırlar. Oysa hypnoBirthing tam bir doğuma hazırlık eğitim tekniği ve felsefesidir. Yani doğum için gerekli tüm bilgiler ve doğumda yapacaklarınız size aktarılır. Müdahaleler, doğum pozisyonları, ıkınma teknikleri, doğum nefesi konulardan sadece birkaçı. Bu sayedeanne doğru bildiği tüm yanlışlarından kurtularak, gerek hamileliğinde gerekse doğumda daha rahat eder.4HypnoBirthing ile doğuma hazırlık sürece nasıl oluyor?Bu eğitim 2.5 saatlik 5 ayrı dersten oluşuyor. Mümkün olduğunca çiftler beraber katılıyorlar. Her hafta bir ders yapılıyor ve 5 haftada tamamlanıyor. Gerekli durumlarda ders araları dahasık olabiliyor.5HypnoBirthing ile doğumu kimlere tavsiye ediyorsunuz?Tüm gebeler bu eğitimi alabilirler. Eğitim için tıbbi bir kısıtlama yok. Ancak elbetteki gebe seçimi önemli. Bu tür sakin bir eğitime sıcak bakan ailelerin seçilmesi başarı şansını artıracaktır.6Hipnoz ile doğumu kim yaptırıyor?HypnoBirthing eğitimi İngilizcedir ve merkezi Amerika’dadır. 4 günlük bir eğitim sonrası dileyen kişiler bu sertifikayı alabilirler. 2 yılda bir belli kriterler tamamlanarak yenilenir. Kadın Doğum Uzmanı veya ebe olarak bu sertifikaya sahip kişilerle yapılacak doğumlarda çok daha başarılı sonuçlar alınır. Kendi oluşturduğumuz Keşkesiz Doğum Model ve Ekibi içinde de hypnobirthing uygulamaları temel felsefelerden biridir.7Hipnozla doğumun avantajları neler?Bu eğitimi tamamlayarak, bu tekniği bilen kişilerle yapılan doğumlarda müdahale ve sezaryen oranları azalmakta, aileler birebir destek ile daha rahat, ağrısız doğum şansını yakalayabilmektedirler. HypnoBirthing tekniği ile annenin kendine olan güveni artıyor. Hamilelik boyunca yapacağı gevşeme egzersizleri onu ve bebeğini doğuma huzurla hazırlıyor. Egzersizler sayesinde annenin tüm hayatı değişiyor. Koşturmaları bırakarak bebeğine odaklanabiliyor. Anne hayatın her anından tat almaya başlıyor. Bedenine ve bebeğine güveniyor. Doğumu endişe ile değil tatlı bir heyecanla bekliyor. Doğumda da kendini derin bir gevşemeye bırakan anne bu gevşeme sayesinde ıkınmasına bile gerek kalmadan bebeğine kavuşuyor. Bu arada farklı bir kazanım daha elde etmiş oluyorlar. Bilinçaltı çalışmaları sırasında anne, belki de daha önce farkına varmadığı birçok korku ve endişeden de kurtuluyor. Biz buna zihinsel arınma diyoruz. Bu anneler bilinçaltı korkularını bebeklerine geçirmezler. Neslin daha korkusuz ve sağlıklı büyümesine destek verirler. Eğitim sayesinde anne-bebek bağlanmasının önemini de kavradıkları için doğumdan sonra hemen bebekleri ile buluşup hiç ayrılmadan en az bir saat ilk emzirmeye kadar kalabilmektedirler. Hipnodoğumun bilinen bir riski yok.

Devamını Oku