Yerli şarapların yıllar sonra kazandığı zafer

Haberin Devamı

Birçok kimse dünyaca ünlü şarap yazarı, “Master of Wine” Jancis Robinson’un Türkiye’ye gelip şaraplarımızı tadacağını, şaraplarımızı değerlendireceğini duyunca, pek iyi bir netice alacağımızı tahmin etmemişti. Benim ise Jancis Robinson’un İstanbul’a gelip 50 kadar Türk şarabını tadacağını ilk duyduğumda, aklıma nedense The Graduate filminin sonunda Dustin Hoffman’ın açık üstlü Alfa Romeo’sunu sürdüğü sahne geldi. Arka planda Simon and Garfunkel’in unutulmaz şarkısı “Mrs. Robinson” çalıyordu. Sonra arabanın benzini bitiyor, şarkı ile birlikte tekleyerek yolda kalıyor, muhteşem şarkı da Alfa Romeo’nun motorunun susmasıyla susuyordu. Bu Mrs. Robinson’un, Türk şaraplarını tatmasının sonunda coşkulu bir başlangıçtan sonra Alfa Romeo’nun motorunun hıçkıra hıçkıra stop etmesine benzemesinden korkmuştum. Ama öyle olmadı.

Jancis Robinson da benzer şeyler düşünmüş olmalı ki İstanbul’a gelirken aslında biraz korktuğunu itiraf etmiş. “Geçmişte tattığım şaraplar ışığında İstanbul’a uçarken beklentimin çok da yüksek olmadığını söylemek zorundayım. Ülkenin en iyi 50 şarabını şarap üreticileri ve şarap kursiyerlerinden oluşan bir topluluğun önünde tatmak ve bu şaraplara ilişkin yorum yapma durumunda olmak biraz insanın elini ayağına dolaştırır” diye yazmış. Neyse ki tadımdan sonra “Bu şarapların genel standardının en aşağı yeterli/kabul edilebilir olduğunu ve bazı şarapları gerçekten oldukça iyi bulduğunu fark etmiş” ve “Özellikle Türkiye’nin yerli üzümlerinden bazılarına hayran kaldım” diye bir itirafta bulunmuş.

Üst kalİtedekİ Corvus Corpus

Anadolu üzümlerinden en beğendiği Öküzgözü için “Benim için tamamen yeni olan bir üzüm çeşidine aşık oldum. Adını söylemekte zorlandığım bu üzüm çeşidinden o kadar yuvarlak, meyvemsi ve çok zarif bir şarap yapılıyor ki, tattığınız zaman sizi gülümsetiyor” diye yazmış Jancis Robinson, hani şu bizim şarap listelerinde yabancı kökenli asil üzümlerden yapılmış şarapların yanında gördüğümüzde dudak büktüğümüz Öküzgözü için. Bu üzümden yapılan şaraplarımız arasında en yüksek notu da 16 buçuk ile “olağanüstü meyveli ve diri asitli, çok canlı ve ağız sulandırıcı” bulduğu Kavaklıdere Öküzgözü 2008’e vermiş.

Kırmızı şaraplarımızdan “üst kaliteden bir gömlek üstün” anlamına gelen (20 üzerinden) 17 puanı almayı 4 şarap başarmış: Corvus Corpus 2006, Corvus Blend No:1 2004, Corvus Corpus 2004 ve Corvus Corpus 2005. Jancis Robinson “Şu ana kadar tattığım en iyi Türk şarabı” dediği Corpus’un 2006 rekoltesine verdiği 17 puanın yanına bir de artı işareti koymuş. Beyazlarda en yüksek puanı gene Corvus Blend Bianco 2006, 16 buçuk ile almış. Reşit Soley’in Corvus Teneia Çavuş ile Corvus Zeleia Vasilaki Robinson’dan 16 puan almayı başardıkları gibi övgü dolu yorumlar da almışlar. Roze şaraplara gelince, Mrs. Robinson Türklerin “açık havada yemek yemeyi seven bir ulus” olarak neden pembe şaraba meraklı olmadıklarına şaşırdığını söyledikten sonra 16 puan verdiği Sevilen R’nin tattığı üç roze şarabın en iyisi olduğuna karar vermiş.

Doç. Dr. Yunus Emre Kocabaşoğlu ve Veritas Şarap Eğitim’in Türkiye’ye davet ettiği Jancis Robinson bir öğleden sonra tattığı 50 Türk şarabına not verdi ve tadım notları yazdı. Bu tadım notları Türk şarapseverler için önemli bir kaynak olacak.

ELLİ YILDIR İÇTİĞİ ŞARAPLARI NOT EDİYOR

Financial Times gibi saygın bir gazetenin şarap yazarı olan bu Master of Wine’ın sanıldığı gibi misafirperverlikten, İstanbul’dan filan etkilenip şaraplarımıza hak ettiklerinden fazla notlar verdiğini sanmıyorum. Kendisi dünyanın dört bir köşesinde kraliçeler gibi ağırlanmaya alışık olduğu için “Boğaz çok güzel, rakı güzel, kebaplar güzel, şu şaraba da 17 puan vereyim, yanına da bir artı koyayım” dememiştir. İşini ne kadar ciddi yaptığını 50 şarabı tattığı günün akşamı Mikla’da harika yemekleri eşliğinde 12 şarabı beraber tattığımızda gördüm. Her yudumundan sonra notlar alıyordu. Aklıma yıllarca Christie’s müzayede evinin şarap bölümünü yöneten başka bir Master of Wine, Michael Broadbent geldi. Ellili yıllardan beri şarap tadan, yazan Michael Broadbent 50 yıldır içtiği her şarabın kokusunu, tadını, özelliklerini küçük defterlere kaydetmiş. Binlerce şarap, yüzlerce defter. Bu “şarap ustaları”nı, konu şarap olunca bütün dünya boşuna dinlemiyor. Acaba bizim şaraplarımızdan onların verdiği iyi notları biz mi esirgiyoruz? Şu açık üstlü Alfa Romeo’nun arkasından biraz biz de itsek fena mı olur?



DİĞER YENİ YAZILAR