Türk someliye en iyileri seçti!

Haberin Devamı

Yılbaşlarında adettendir, gazetelerin eklerinde yılın en iyi içkileri, yılın en iyi şarapları hangileri diye yazılar yazılır. Ben bu yıl değişiklik olsun diye yılın en iyi şarapları konusunda kendi fikrimi değil, başka birisinin fikirlerini yazacağım, ama konusunda oldukça ehil olan birisinin.
Geçen hafta sevgili arkadaşım Şans restoranın sahibi Niso Adato ile mutat öğlen yemeğimizi yemiştik. Şişenin dibinde kalan şarabı da kadehlerimize boşaltacaktım ki, Niso “Bunu tatmasını istediğim birisi var, bırak kalsın” dedi. Biraz sonra La Brise’in kapısından içeriye 40 yaşlarında bir bey girdi, tanıştık, masamıza oturdu. Şarabımızı kadehine koyduk ve sorduk “Bu hangi şarap” diye. Kadehi burnuna götürdü, uzun uzun kokladı ve “Avustralya’da mıyız” diye sordu. şarap harika bir Kaliforniya şiraz’ı idi, “Hayır” dedik. Bu sefer bir yudum aldı, gözleri parladı, muzip bir gülümseme ile “Sine Qua Non olmasın” dedi.
Bir yudumda binlerce şarap arasından birisini bulmak? 2005 yılında “Dünyanın en iyi restoranı” seçildikten sonra yıllardır “50 Best restaurants in the world” listesinde Ferran Adria’nın El Bulli’sinin ardından 2. Olan, geçen yılda “Dünyanın 5. en iyi restoranı” seçilen Londra yakınlarındaki Fat Duck’ın Türk someliyesi İsa Bal gerçekten işini çok iyi biliyordu. Masamıza oturmuşken Türk şarapları hakkındaki fikrini sormadan olmazdı. Hoş bir sohbet yaptık. Sine Qua Non bitince “Bira sever misin” diye sordum. Arada bir stout veya Bavyera’nın buğday biralarından birisi olursa içerim dedi. Bardaklarımıza birer Schneider Aventinus Weizenbock koyduk ve bira eşliğinde şarap konuşmaya başladık.

Tempus’u mutlaka tatlamalısınız...

Türk şaraplarının dünyaya yayılmasının yerli üzümler sayesinde olacağı konusunda hemfikirdik. İsa Bal, Öküzgözü’nü Boğazkere’den daha çok sevdiğini söylerken Kavaklıdere Pendore"nin ben dahil çok kişinin pek beğendiği Boğazkere’sinden ziyade Öküzgözü’nün çok iyi olduğunu düşünüyor. Son yılların sivrilen üreticilerinden Büyülübağ da sohbetimize konu oluyor. Gene çok kimsenin aksine Büyülübağ Cabernet Sauvignon Reserve’in yerine sadece Cabernet Sauvignon’u tercih ediyor, “Hele 2006 rekoltesi olursa” diye ekleyerek. Son yıllarda dikkat çekmeye başlayan Urla Şarapçılık’tan ise çok şey bekliyor. “Özellikle Tempus harika bir şarap” diyor; “En iyi Türk şarabı diyebilir miyiz” sorularımı ise ne “evet” ne de “hayır” demiyerek cevapsız bırakıyor. Ama Robet Parker’den 90 puan alan, İngilizlerin ünlü şarap dergisi Decanter’in de 2011 “Dünya şarap ödülleri”ne dahil ettiği Tempus’un Fat Duck’da da dikkatleri çekmesi
hoşuma gidiyor.

Kayra Imperial ünlü restorantların mönüsünde
Beyaz şaraplara gelince Fat Duck’ın someliyesinin ağzından üzümler ve markalar dökülmeye başlıyor. Bir zamanlar içtiği Doluca Kav Narince’nin (galiba) 96 rekoltesi damak hafızasında yer etmişti. İsa Bal’a göre Kavaklıdere Selection (Emir-Narince) iyi bir Chablis’ye yakın bir şarap, Doluca’nın DLC Emir-Sultaniye’si ise her gün içilebilecek diri, canlı, güzel bir beyaz şarap.
İsa Bali ile kısa bir sohbette bahsettiğimiz şaraplar bunlar. En iyiler mi, yoksa Fat Duck’ın someliyesine göre en iyi Türk şarapları mı, bilemeyeceğim, sadece Bavyera buğday birası eşliğinde bir şarap sohbetinde aklına ilk gelen şaraplar bunlar.
Fat Duc’ın Türk someliyesi İsa Bal, dünyanın en iyi restoranlarından biri olan Fat Duck’ın şarap listesine ilk Türk şarabı olarak Kayra Imperial’i dahil etmişti. Gönül ister ki, hem Fat Duck’ın, hem de dünyanın diğer “en iyi” restoranlarının şarap listelerinde Türk şaraplarının sayısı artsın...
İsa Bal’dan aldığım izlenime göre öyle de olacak.

DİĞER YENİ YAZILAR