Müze şehir Toledo

İspanya’nın tarihi şehri Toledo, Başbakan Davutoğlu’nun “Sur’u Toledo gibi yapacağız” sözleriyle gündeme geldi...

Madrid’in Atocha istasyonundan kalkan trenin Toledo’ya varması yarım saat kadar sürer. Yolculuk boyunca fazla bitki örtüsü olmayan bir ovaya uzaklardaki sarıdan griye çalan renkleriyle ufku süsleyen dağlar, tepeler eşlik eder. Tagus nehrinin neredeyse sardığı kayalık bir tepenin üzerine kurulmuş olan Toledo, Ortaçağ’da Müslümanların, Hıristiyanların ve Yahudilerin bir arada yaşadıkları çok önemli bir kültür merkeziydi. Şehrin, hatta Hıristiyan dünyasının en önemli yapılarından Toledo Katedrali İspanya’da mutlaka görülmesi gereken eserlerin başında geliyor. Toledo Katedrali’nin yapımına 1226 yılında başlanmış ve inşaat neredeyse 300 yıl sürmüş. Tepede kurulmuş olan Toledo dar sokaklardan ve küçük meydanlardan oluştuğu için katedral de bu binaların arasına sıkışmış, görkemli girişi dışında yakından çok algılanamıyor. Ancak içerisi devasa ve tek kelimeyle muhteşem! Mutlaka görülmesi gereken “Transparente” altarın üstündeki bir pencerenin içinde yer alıyor. Mermer ve bronz heykellerden oluşan bu tablo, pencereden aldığı kusursuz güneş ışığıyla içerinin gotik karanlığına olağanüstü bir tezat yaratıyor.

Haberin Devamı

Müze şehir Toledo

Toledo’nun eski şehri UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınmış. Katedralin dışında Alcazar, yani şehrin saray-kalesi, şehrin her tarafında izleri olan Yahudi kültürünün müzesi Museo Sefardi ve Santo Tome Kilisesi görülmeli. Santo Tome kilisesinde adı Toledo ile özdeşleşmiş olan İspanya’nın en önemli ressamlarından El Greco’nun eserlerinden “Orgaz Kontu’nun Cenazesi”ni görebilirsiniz. Aslen Giritli olan Domenikos Theotocopoulos 1614 yılında ölünceye kadar El Greco adıyla ün yaptığı Toledo’da yaşadı. Bir müzeye çevrilen eski Yahudi mahallesindeki evinde ve Toledo’nun kiliselerinin çoğunda eserlerini seyretmeniz mümkün.

Dar sokaklar ve anıtsal yapılar arasında tarih yolculuğu

Toledo’nun önemi Kastilya kraliçesi İsabel ile Aragon kralı Fernando’nun 1469 yılında evlenip İspanya’yı tek bir krallık olarak birleştirmelerinden sonra yavaşça kaybolmaya başladı. İspanya’daki son Müslüman emirlik olan Granada’yı fethederek yarımadadaki Müslüman varlığına son verdiler. Hemen ardından Yahudilerin de sürülmesiyle ortaya koyu Katolik bir krallık çıktı. Yeni krallığın başkenti 1561 yılında Madrid oldu. Bu yeni şehir bir zamanlar, Kastilya Kralı VI. Alfonso’nun ordularının Müslümanların kontrolündeki Toledo’ya ilerleyip kuşatmaktan vazgeçtikleri Mayrit kalesinin etrafında kuruldu ve kısa zamanda gelişti.

Haberin Devamı

Müze şehir Toledo

Mayrit ismi zamanla Madrid oldu ve Madrid geliştikçe Toledo önemini yitirdi. Ama hala dar sokaklarında dolaşmanın, anıtsal yapılarını gezmenin insana sonsuz bir haz verdiği görkemli bir şehir ve size bir solukta yüzyıllarca öncesine götürmeyi başarıyor. Bu da Toledo’yu İspanya’da turistlerin mutlaka ziyaret etmek istedikleri şehrilerin başına yerleştiriyor.

'Toledo Katedrali, Museo Safardi ve Santa Tome Kilisesi’ni görün'

Madrid kadar iddialı olmasa da tarihi şehrin büyüsünü hissedin

Haberin Devamı

Toledo yeme-içme konusunda bir cennet olan Madrid kadar iddialı değil. Tabii ki dar sokaklarında, küçük meydanlarında tapas barlar, café’ler, restoranlar var ama Toledo’ya gelen turistlerin büyük çoğunluğu yarım saat mesafedeki Madrid’den günübirlik geliyorlar.

Siz yine de bu tarihi şehrin büyüsünü hissetmek için hiç değilse bir gece kalın. Onun için de en iyi iki seçenek eski şehri Tagus nehrinin karşı yamaçlarından seyredebileceğiniz Parador de Toledo veya Hotel Ciudad de Toledo. Buradan katedralin boyutları ve şehrin güzelliği çok daha iyi seyrediliyor ve sabah güneşiyle karşınıza çıkan manzaradan gözlerinizi almanız zor oluyor.

Eski şehirde ise San Juan de los Reyes veya Fontecruz’da kalabilirsiniz. Toledo’dan ayrılırken eğer varışta fark etmediyseniz küçük tren istasyonunun ahşap oymacılığın harika bir örneği olan tavanına göz atmayı da unutmayın.

DİĞER YENİ YAZILAR