Köylü içkisi votkanın saltanatı

Kim derdi ki otuzlu yıllarda Amerika’da “renksiz ve kokusuz viski” olarak pazarlanmaya çalışılan Doğu Avrupa’nın köylü içkisi votka gün gelecek Amerika’nın, Avrupa’nın en ünlü şehirlerinin en ünlü barlarında en sükse yapan içkilerin başına kurulacaktı

Haberin Devamı

Kim derdi ki kokteyllerin içine sinsice karışıncaya kadar pek bir kimsenin yüz vermediği votka, bir gün gelecek, yılda 12 milyar dolar gibi muazzam bir satış rakamına erişecekti. Ve gene kim derdi ki, Avrupa Birliği’nde gerçek votkanın tanımlanması üye ülkeler arasında bir krize yol açacaktı.

Votka bir Rus içkisi olarak tanınmasına rağmen aslında ilk olarak Polonyalılar tarafından damıtılmıştır. Rus içkisi olarak tanınması muhtemelen Ruslar tarafından inanılması zor miktarlarda tüketilmesindendir. Votka, yüzyıllarca anavatanı Polonya’dan Finlandiya’nın kuzeyine, Baltık denizinin kıyıları boyunca uzanan yay üzerinde yaşayan milletlerin milli içkisi olmuştur. Kelimenin Rusça “su” anlamına gelen bir kelimeden türediği tahmin edilmektedir. Bunu garipsememek gerekir, çünkü viski kelimesi de, Keltçede “hayat suyu” demektir. Sadece maltlanmış arpadan damıtılan viskinin aksine votka, patates ile arpa, buğday ve çavdar gibi tahıllardan damıtılır. Hatta son zamanlarda votka damıtmada üzüm bile kullanılmaktadır.

Vincent Gasnier, Türkiye’deki kitapçılarda da bulabileceğiniz ve her içki meraklısı okuruma önerebileceğim Drinks adlı kitabında votka için “buz gibi, taptaze, diri ve çok soğuk bir votka günümüzün içkisi, dünyanın en moda içkisi” demiş. Son zamanlardaki içki trendlerine göre pek haksız sayılmaz. Rus çarlarının saraylarını terk etmesinden sonra kitlelerin içkisi haline gelen votka, son yıllarda gene oldukça havalı oldu. Votkaya talebin artması ile ortaya lüks votkalar da çıktı. Artık insanlar votka isterken adeta iyi bir şarap sipariş ediyormuş edasıyla sevdikleri votkanın markasında ısrar ediyorlar. Ve votkalarını buz gibi soğutulmuş küçük kadehlerde bir dikişte ve bol miktarda içiyorlar. Geleneksel votka ülkelerinin dışında kalan Fransa, Hollanda, İngiltere ve Amerika gibi ülkelerde bu pazardan pay kapmaya çalışıyorlar. İşte sorun da özellikle bu ülkelerde üretilen iddialı votkalarda ortaya çıkıyor.

Geleneksel votka ülkeleri, votkanın damıtılmasında patates ve arpa, buğday ve çavdar dışındaki tahılların kullanılmasını engellemeye çalışıyorlar. Üzümden damıtılan Ciroc gibi yeni nesil votkaların, hatta yapımında başka tahılların yanı sıra mısır kullanılan ve (her nedense) Cognac’ta üretilen ünlü Fransız votkası Grey Goose’un aslında votka bile sayılmamaları gerektiğini iddia ediyorlar. Bir zamanlar neden damıtılırsa damıtılsın, yeter ki temiz içimli olsun denilen votka artık tanımlanmaya çalışılıyor. Bu tartışmaların uzun vadede Belvedere gibi geleneksel yöntemlerle sadece çavdardan damıtılan veya Smirnoff Black gibi 19. yüzyıl teknikleri kullanılarak bakır imbiklerde damıtıldıktan sonra kömürden süzülen karakterli votkalara yarayacağı söylenebilir.
Gördüğünüz gibi Avrupa Birliği’nde sadece baklava bizim mi, yoksa Yunanlıların mı, ya da hellim peyniri Kıbrıs’ın güneyinin mi, yoksa kuzeyinin mi, hatta bizim mi diye tartışmıyorlar. Votkanın yanında uzo ve rakıyı tartışacakları günler de yakındır. Hiç değilse o zamana kadar bizim milli içkimizi de votka kadar olmasa bile, biraz daha çok içmeye başlasalar.









DİĞER YENİ YAZILAR