Kış akşamlarının yeni içkisi rom

Haberin Devamı

Sonbaharın gelmesi, havaların biraz da olsa serinleyip, yağmurların başlaması, yaprakların havanın serinliğinin aksine o sıcacık renkleri almasıyla içki tercihlerimiz de değişmeye başlayacak. İçkilerin mevsimleri vardır. Yazın sıcağında bize çok cazip gelen Mojito’lar, Margarita’lar ve tropikal kokteyller kışın yaklaşmasıyla yaz sıcakları gibi bizden uzaklaşırlar. Vücutlarımız ısınmak istemeye başlar, ellerimizdeki kadehlerde konyak ve malt viskileri aramaya başlarız. Başlarız da ne yazık ki ülkemize ithal edilen konyak ve malt viskilerin sayıları neredeyse bir elimizin parmaklarıyla sınırlı kalmaya başladı. Armagnac ve nefis elma kokuları saçan Calvados gibi içkiler ise ithal edilmiyor bile. Onun için onlardan bahsetmeyeceğim, zaten havalar da daha o kadar soğumadı.

Bu haftaki konumuz, epeydir içki konularından uzaklaşmıştık, yıllanmış romlar. Ben onlara “Yaz aylarının malt viskileri” derdim, ama artık o kadar iyi olanlarına rastlamaya başladım ki, kış aylarında da içki dolabında konyak ve malt viskilerin arasında yer almaları gerektiğini düşünüyorum. Rom dünyasının zenginliğini tanımak için aynı malt viskilerinde olduğu gibi şişelerin arasında biraz gezmek gerekir. İskoçya’nın farklı yörelerinde üretilen viskilerin kokuları, tatları nasıl farklı ise Karayipler’deki irili ufaklı adaların romlarının da kokuları, tatları farklıdır.

İçkİ ülkesİ Barbados’da farklI tatlar

En tepeden başlayacak olursak, Fransa’ya ait Martinik Adası’nın Rhum agricole’leri çok kimseye göre en iyi romlar. Rhum agricole’ler diğer romların aksine şeker kamışının posasından değil, suyundan damıtılıyorlar. İçki yazarı Dave Brom bunlardan JM Crassous de Mèdeuil 1992 için “Bu romu günlerce koklayabilirim” diye yazmış. Aynı romu ilk tattığımda benim de yorumum “İnsan bir romdan bu kadarını beklemiyor” olmuştu. Tatlı bir kokunun arkasına gizlenmiş olan, hayır, hiç de gizlenmeyen, adeta haykıran limon, portakal, bibersi baharat kokuları ile çok uzaklardaki bambaşka bir adanın içkilerinden (İskoçya’nın Islay Adası’nın malt viskilerinden) damağıma kazınmış is kokusu elimdeki rom kadehinden yükseliyordu.

Çok daha eski bir yazar, Oldmixton 1708 yılında yazdığı “Barbados Tarihi” adlı kitabında Barbados’tan “Rom diye bilinen ve çok kişinin brendiye bile tercih ettiği içkinin ülkesi” diye bahsediyor. Oldmixton’a göre o yıllarda damıtılan rom bile Malt içkisinden (herhalde malt viski demek istiyor) ve İngiliz damıtımcılarının sattığı zavallı içkiden (bu da cin olmalı) çok daha iyimiş. Barbados’un romları, Jamaika ve Trinidad’ın romları ile birlikte rom dünyasının en tepesinde yer alırlar. Barbados’un daha kadehi burnunuza yaklaştırdığınızda size “Ben çok iyi bir içkiyim” diye fısıldayan Mount Gay Extra Old’u ile Jamaika’nın vanilya ve karamel arasında gezinen kayısı, muz, hatta portakal kokuları ile Appleton V/X romu Duty Free Shop’larda rastladıkça aldığım (10-15 yıllık) romlardır. Trinidad’ın Angostura 1919 romu ise birkaç yıl önce ülkemize de ithal edilmişti. Hâlâ sağda solda rastlayabilirsiniz. Rom sevmek istiyorsanız onu da almanızı öneririm.

İslİ tadI sayesİnde puroyla tamamlanIr

Bir de tabii ki rom ve puro ikilisinin hemen akla getirdiği Küba var. Daiquiri, Mojito ve daha sayısız rom bazlı tropikal kokteylin doğduğu Küba’nın tabii ki iyi bir romu var ve purolarının aksine Türkiye’de bulunabiliyor. Havana Club’ın sadece 3 yıl yıllanmış (ki bu içki dünyasında yıllanmamış kabul edilir) beyaz romu Mojito başta olmak üzere kokteyllerde kullanabileceğiniz en iyi romdur. “Anejo”, yani yıllanmış, eski romlarından Havana Club Anejo Reserva kahve ve kuru şeftali kokuları ile bezenmiş, ilk yudumda ağzınızı sıvayan yoğunlukta lezzetli bir rom. Onun bir üstü Havana Club Anejo 7 Aos (7 yıllık) karamelize meyve tatları saçıyor. Damakta bıraktığı isli bir tütün lezzetinin varlığı ise yanında bir puro istemesinden mi kaynaklanıyor bilemeyeceğim. Her halükârda ikisi de (15 yıllık zirvesi bizim buralarda bulunmadığından) yıllanmış romlar arasında bir gezintiye başlamanız için idealler. JM ve diğerleri için ise korkarım ya Paris’teki muhteşem rom barı La Rhumerie’ye (Blvd. St Germain) ya da Londra’daki aslında malt viskileriyle ünlü, ama yüzün üstünde yıllanmış rom bulunduran The Vintage House’a gitmeniz gerekecek.

DİĞER YENİ YAZILAR