Kebabın yanında bol köpüklü bira deneyin

Sofrada kebap ve mezeleri görünce aklına rakıdan başka bir şey gelmeyen bir milletiz. Ama kebabın yanında buz gibi bir bira denemenizi hararetle tavsiye ederim

Haberin Devamı

Bazı restoranlar vardır, hem yemekleri, hem de manzaraları muhteşemdir. Haliç’ten adalara kadar uzanan muhteşem bir panorama eşliğinde İstanbul’da yiyebileceğiniz en iyi kebapları sunan Hamdi bunların başında gelir. Biraz geç saatlere kalırsanız, orada içkinizi yudumlarken Galata’nın ışıklarının sönmesiyle bir şehrin uykuya dalışını seyredebilirsiniz. Şimdi orada Haliç’e karşı oturduğunuzu hayal edin. Önünüzde nefis Antep mezeleriyle donanmış bir sofra. Gerçi kendime de, sizlere de önerim biraz sonra masanızı şereflendirecek olan kebaplara yer ayırmanız olacak, ama kabul edelim ki Antep mezelerine dayanmak oldukça zor. Dolayısıyla bir yandan kendinizi “Çok yemiyorum” diye avuturken, bir yanda da atıştırmaya başlayacaksınız. Peki ne içeceksiniz? Şarap? Bazen tadımlarda bizim kebaplarımız ile en iyi gidecek şarapların Şiraz üzümünden yapılanlar olduğunu tespit ederiz. Ama siz ona bakmayın, işin doğrusu bizim acı, haydi İstanbul uyarlamaları o kadar acı değilse de bol baharatlı olan kebaplarımızın yanında şarabın pek iyi gitmediğidir.

Biz ardından kebap, balık veya ne yiyeceksek yiyelim, sofrada mezeleri görünce aklına rakıdan başka bir şey gelmeyen bir milletiz. Onun için mezelerimizle pek aromatik olan yaş üzüm rakılarından birisini deneyebilirsiniz; bu iş Yeşil Efe ile başladı, ama artık neredeyse Tekel’den kalma markalarımızın dışında neredeyse her rakının Yeşil’i var. Olsunlar, ama gene de kebaba geçince biraz daha ciddileşip mavi Efe, Yeni Rakı, hatta daha unutmadıysanız ve de hala bulabiliyorsanız Kulüp gibi rakıda alışık olmadığımız aromalarının fazla hakim olmadığı daha bildik rakılara geçmenin yararı var.
Biralara uyumlu yemek mönüleri hazırlanıyor
Gelenekleri yıkmak istiyorsanız, kebabın yanında bir bira denemenizi de hararetle öneririm. Buz gibi bir bira hem bolca baharatlı kebabın vücudunuzda yaratacağı harareti alacak, hem de tat olarak kebabınıza yanında bolca yediğiniz pide kadar uyum gösterecektir. Sanırım daha önce de yazmışımdır, bira ne de olda sıvı ekmektir. Bira şişirir diyenlerdenseniz, biranızı garsonların ellerine bırakmayıp, üzerinde iki parmak köpük kalacak şekilde bardağınıza kendiniz doldurmayı deneyin. Hem lezzetini daha iyi algılayabilecek, hem de ağzınız ve vücudunuz gaz ile dolmayacaktır. Mezelerin yanında daha rahat içimli, günlük tercihiniz olan bir birayı tercih edebilirsiniz, ama sıra kebaba gelince şerbetçiotunun verdiği burukluğu hissettiren Becks, Budweiser Budvar veya kavrulmuş arpanın lezzetiyle damağınızı sıvayan Taps Red Ale veya Efes Dark gibi biralar masaya gelmelidir.
Yemekte içtiğiniz biraları da aynı bazen beyaz şaraptan kırmızı şaraba geçtiğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Örneğin öğlen yemeğini sadece bir salata ile geçiştirenlerdenseniz, salatanızın yanında Taps Kölsch gibi rahat içimli, bahar kokuları saçan bir bira içebilirsiniz. Geçenlerde Mikla’da Mehmet Gürs’ün hazırladığı bira ile yemek uyumu yemeğinde (biraz garip laf oldu, ama olsun) her yemekle ayrı bir bira içilmiş, hatta tatlı olarak sunulan çikolatalı dondurma eşliğindeki sıcak çikolatalı mousse’un yanında bile siyaha çalan renkli bir bira, Brooklyn Chocolate Stout içilmişti. Lokanta’da 15 Mart-15 Nisan tarihleri arasında kadar Brooklyn Lager, Belhaven Scottish Ale, Brooklyn Lager, Budweiser Budvar, Gusta ve Taps Kölsch gibi tadılmaya değer biralar ile uyumlu yemeklerden oluşan mönülerle “Bira-Yemek uyumu ayı” olacak. Mehmet Gürs’ün de bu konuda söyleyecek çok lafı var. Bu konuda yapacağımız sohbeti önümüzdeki hafta sizlere de aktaracağım.


DİĞER YENİ YAZILAR