HER ŞEY bir aşk hikayesiyle, bir adamın dünyanın öbür ucundaki bir ülkeye ve oradaki bir kadına aşık olmasıyla başladı. Birinci Dünya Savaşı’nın yeni sona erdiği yıllarda Masatuka Taketsuru adında bir Japon genci Glasgow Üniversitesi’nde okumak üzere Japonya için dünyanın öbür ucu sayılabilecek İskoçya’ya gitmişti. Masatuka’nın babası küçük bir sake üreticisiydi. Ama oğlu İskoçya’da bambaşka bir içki, viski ile tanıştı. Bir yandan okurken bir yandan da malt viski damıtımevlerinde çalıştı. Glasgow’un kuzeyindeki Kirkintilloch kasabasında bir doktorun evinde oda kiralamıştı. Orada doktorun kızı Rita ile tanıştı ve ilk görüşte aşık oldu.
Rita’nın nişanlısı Osmanlılara karşı savaşırken Şam’da ölmüştü. Kendisine kur yapan Japon gencinden hoşlanmış olmalıydı ki, Masatuka ona bir parfüm hediye edince İskoçya’nın milli şairi Robert Burns’ün mısralarıyla teşekkür etmeyi uygun gördü. Genç Japon’un daha fazla cesaret almaya ihtiyacı yoktu; genç çift kısa bir süre sonra ailelerine sorma gereğini bile duymadan evlendiler. Ve 1920 yılında Masatuka Taketsuru karısını yanına alıp tarih yazmak üzere Japonya’ya döndü.
Şimdi size yüz yıl önceki bir aşk hikayesini neden anlattığıma gelince: Masatuka Taketsuru, Japonya’da kimsenin bilmediği bir şeyi çok iyi öğrenmişti: Viski damıtmayı. 1923 yılında ülkenin içki devi Suntory’nin Tokyo ile Kyoto arasındaki Yamazaki köyündeki yeni viski damıtımevini kurdu. Japonların ünlü hızlı trenleri Shinkansen, Yamazaki damıtımevinin hemen önünden geçer.
“HİÇ BİR İSKOÇ MALTI YANINA YAKLAŞAMAZ”
Masatuka bir süre sonra Suntory’den ayrılıp ülkenin kuzeyindeki Hokkaido adasının Yoichi köyünde Nikka adını verdiği kendi damıtımevini kurdu. Ve kurduğu iki damıtımevinin malt viskileri son on yıldır bütün dünyada ödüle doymuyorlar. Whisky Magazine’e göre 2011 yılında “Dünyanın en iyi malt viskisi” bir Japon maltı olan Yamazaki 1984, “Dünyanın en iyi viskisi” ise aynı 2010 yılında da olduğu gibi gene bir Japon viskisi olan 21 yıllık Hibiki idi. 20 yıllık Yoichi ise 2008 yılında aynı dergi tarafından “Dünyanın en iyi malt viskisi” seçildi. Yoichi deniz kenarındaki konumundan olacak, İskoçya’nın Islay adasının deniz kolan isli malt viskilerinin ayarında bir malt viski.
En tanınmış viski yazarlarından Jim Murray da World Whisky Bible kitabının 2015 edisyonunda 100 üzerinden 97 buçuk verdiği 15-16 yıl sherry fıçılarında yıllandıktan sonra 2013 yılında şielenen Suntory Sherry Cask’ı “Dünyanın en iyi viskisi” seçti. Jim Murray saygın bir viski yazarıdır. On iki yıldır yayınladığı kitabında ilk defa ilk 5 arasına bir tane bile İskoç viskisini koymamış olması doğrusu bende bir hayal kırıklığı yarattı, ama Jim Murray binden fazla viskiyi tattıktan sonra “hiçbir İskoç maltı bu Suntory’nin yanına bile yaklaşamadı” diyor. Masatuka ile özellikle Rita buna ne derlerdi bilemem. Japonya’nın ilk viskisini damıttıklarında bu noktaya geleceklerini hayal dahi ettiklerini sanmıyorum, dolayısıyla tabii ki çok sevinirlerdi, ama belki de sevgili İskoçyaları için içlerinde bir burukluk da olurdu.
Yamazaki’nin bu başarısı Japon viskileri için olduğu kadar kendisi için de bir ilk değil. Daha geçen sene bu köşede Yamazaki Mizunara’nın Amerikalıların Whisky Advocate dergisinden “Yılın en iyi Japon viskisi”ödülünü aldığını yazmıştım: Yamazaki Mizanura çok ilginç bir deneyin sonucu, çünkü bu viskinin yıllanmasında kullanılan meşe fıçılar, Japonya dahil viski dünyasında geleneksel olarak kullanılan bourbon veya sherry fıçıları değil, “mizunara”, yani Japon meşesi fıçılar. Bu da Yamazaki Mizunara’yı bir bakıma tam “saf” bir Japon viskisi yapıyor. Mizunara fıçıdan gelen harika bir aromayı çok zarif bir edayla taşıyor. Whisky Advocate’in yazarı “ilk yudumumla birlikte adeta bir Japon tapınağı kokusu aldım” diye yazmış. Ama biz artık tadım notu yazamadığımıza göre isterseniz aşk hikayesi ile devam edelim.
YOİCHİ’DEKİ DAMITIMEVİ ANILARINI YAŞATIYOR
Masataka ile Rita’nın hayatları büyük aşk hikayelerinde olduğu gibi mücadele ile geçti. İkinci Dünya Savaşı’nda Japonya ile İngiltere’nin savaş halinde olmaları Rita’nın hayatını tabii ki çok zorlaştırdı. Ama Japonya’dan ve sevgili kocasının yanından ayrılmadı. Savaştan sonra hastalandı ve 1960 yılında hayata gözlerini yumdu. Masataka Taketsuru ise 1970’li yıllara kadar yaşadı ve viski damıtmaya devam etti. Yoichi’deki damıtımevindeki evleri onların anısına hâlâ orada yaşadıkları şekliyle duruyor.