Bugünlerde çevrilmekte olan yeni Bond filmi “Spectre”de Daniel Craig hangi içkiyi içecek? İşte geçmişten günümüze James Bond’un filmlerde içtiği içkiler ve yeni filmdeki sorunun cevabı...
Masasının önündeki pencerenin dışında Karayip Denizi’nin türkuvaz suları ışıl ışıl parıldıyordu. Cin toniğinden büyük bir yudum aldıktan sonra önündeki daktiloya bir daha baktı. Yazdıkları hoşuna gitmişti Ian Fleming’in, gülümsedi, cin toniğinden bir yudum daha aldıktan sonra sigarasını küllüğe bıraktı, parmakları daktilosunun tuşları üzerinde gezinmeye başladı:
‘“Bir Dry Martini” dedi Bond: “Balon şampanya kadehinde. Üç ölçek cin, bir ölçek votka, yarım ölçek Kina Lillet vermut. Buz gibi oluncaya kadar çalkala, sonra büyükçe bir parça limon kabuğu ekle. Anladın mı?” Barmen bu fikri beğenmişti: “Tabii ki mösyö” diye onayladı.’ İleride dünyanın en ünlü ajanı olacak olan James Bond hayat bulduğu ilk roman Casino Royale’in sayfalarında içmeye başlamıştı bile, hem de yaratıcısı Ian Fleming’in sevdiği içkileri.
Ajanımızın hayatının ayrılmaz parçası kokteyller
James Bond önüne gelen kadehten bir yudum aldıktan sonra barmene “çok iyi, ama patates yerine tahıldan damıtılmış bir votka kullansaydın daha da iyi olurdu” diye bir yorumda bulunmadan da edemedi. Özenle tarif çok aşık olduğu, ama daha sonra kendisine ihanet edecek olan sevgilisi Vesper’in adını veren James Bond hayatının (ve filmlerinin) çoğunda içki konusunda ukalalık etmekle geçirecekti. Filmlerinde en çok kullanılacak iki replik de “Name is Bond, James Bond” ile “A Martini, shaken, nor strirred” olacaktı. Vesper Martini, Bond’un filmlerinde içtiği tek kokteyl değildi, hatta aslında ilk kokteyl de değildi. O şeref Campari ile rosso vermut karışımı olan Americano isimli kokteyle ait. Daha sonra Goldfinger’in Kentucky’deki at çiftliğine gidince oradaki ünlü at yarışlarının klasik kokteyli Mint Julep, Old Fashioned, Küba’da Halle Berry denizden çıkıp kumsalda kendisine katılınca içtikleri Mojito, ve hatta cin ile lime suyu karışımı African Martini gibi kokteyller ajanımızın hayatının ayrılmaz parçaları oldular. Ian Fleming günde bir şişe cin, 70 kadar da sigara içerdi. Doktorlar ona “biraz daha az iç, hatta mümkünse cin yerine viski iç” uyarısında bulununca (ellili yıllarda doktorların tavsiyeleri farklıymış) Fleming ajanına da romanlarında viski içirmeye başlamış. Kendisi de zaman zaman viski içmesine rağmen o yıllarda gittikçe popülerleşen votkaya dönmüş. Tabii ki ajanına da votka içirmeye başlamış, Vesper Martini’ler de Votka Martini’ye dönüşmüş.
Votkanın filmlerdek rolü
James Bond filmlerinde votkanın önemli bir yeri var. İlk başlarda, bazen şişeden, sek Smirnoff içiyordu. Sonra 007’nin içeceği votka, votka üreticileri arasında bir prestij savaşı haline geldi. “Die Another Day”de Finlandia, 007’nin votkası olabilmek için milyonlarca dolar ödedi. Bugünlerde çevrilmekte olan yeni Bond filmi “Spectre”de ise Daniel Craig gene votka içecek, çünkü bu seferde Belvedere reklam bütçelerini zorlayıp James Bond’un votkası oldu.
Bira da içiyor
Ama James Bond filmlerinde sadece kokteyl ve ağır içkiler içiyor sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Daha ilk filmlerden geçen yıl ki “Skyfall”a kadar elinde ünlü bir Hollanda birası ile de görüldü ajanımız. Hatta içtiği biranın kalitesini de pek umursadığı söylenemez, çünkü içtiği biraların arasında Jamaika’nın sudan biraz hallice olan birası Red Stripe bile var. Ama zaten kendisi de uyduruk bir şahıs. Ian Fleming, Jamaika’daki evinde ajanına ne isim koyacağını düşünürken salondaki masanın üstünde bir kitap gözüne çarpmış: The Birds of West Indies (Batı Hint Adaları’nın Kuşları). Kuş kitabının yazarının adı neydi dersiniz: James Bond.