İstanbul'un yakınındaki cennet Barbare Bağları

Geçen hafta sonu çok güzel bir yere gittim. İstanbul'dan İzmir'e veya İpsala hududundan Yunanistan, hatta Balkan ülkelerine araba ile gittiğimde Trakya'nın ilkbahardaki yemşeyil haline hep hayranlık duymuşumdur. “Yolun iki tarafında uzaklardaki dağlara doğru uzanan yuvarlak tepelerin üstünde bir ev olsa ne keyifli olurdu” diye düşünmüşümdür. İşte geçen hafta sonunu birkaç arkadaşımla, hem de etrafı bağlarla sarılı öyle bir evde, Barbaros Bağ Evi'nde geçirdim.

Yıllardır yazmışımdır, bizim bağlarımızın ortasında neden Avustralya'nın Barossa, Güney Afrika'nın Stellenbosch, Franschhoek veya Kaliforniya'nın Napa vadilerinde olduğu gibi bağların ortasında butik oteller, restoranlar olmaz diye. Barossa vadisinin bulunduğu Güney Avustralya eyaletinin nüfusu 1 milyon 600 bin kişi kadarken sadece Barossa vadisinin bağları için buraya gelen turist sayısı 600 bin kadardır. Bu insanlar da oralara keyifle yiyip, içmeye, kısacası para harcamaya geldiklerine göre, bağcılık turizminin bölgeye olan ekonomik katkısını hesaplamanız çok zor olmaz.

Haberin Devamı



Trakya yeşili bütün cömertliği ile sunuyor

Son haftalarda bizim gazetelerimizde Trakya Bağ Rotası ile ilgili bol miktarda yazı gözünüze çarpmıştı, bazılarını da okumuşsunuzdur. Bu Kırklareli'nden, Tekirdağ, Şarköy üzerinden Gelibolu yarımadasına uzanan bölgedeki 12 butik üreticinin bağlarını ziyaret edebileceğiniz bir rota. Gelibolu yarımadasındaki Suvla bağlarında bir tarafınıza Saroz körfezini, öteki tarafınıza Çanakkale boğazını alıp öğlen yemeğini yedikten sonra Tekirdağ'a 10 dakika mesafedeki Barbare bağlarının ortasında, tepedeki bağ evinin terasında, karşınızda gökteki yıldızlara nispet yaparcasına ışıkları pırıldayan Marmara adasına karşı akşam yemeğinizi yiyip yatabilirsiniz.

Biz İstanbul'dan çıktıktan bir buçuk saat kadar sonra Barbare Bağlarına vardık. Tekirdağ'dan geçerken köfte yemenin çağırısına direnenmiştik, toktuk. Sabahtan beri sürekli yağan yağmur durmuş, güneş gökyüzündeki kara bulutların arasından göz alabildiğine uzanan tepeleri aydınlatmaya başlamıştı. İlkbahardı, tabiat yeşili bütün cömertliğiyle sunuyordu. Bir beklemediğimiz hediyesi daha vardı tabiatın o gün ki, seyre doyum olmuyordu. Yeşil tarlaların arasına serpiştirilmiş kanola tarlaları adeta fosforlu bir sarıya bürünmüşlerdi.

Barbaros Bağ Evi bir tepeye kurulmuştu. Marmara denizi kıyısındaki adını aldığı Barbaros balıkçı köyüne doğru uzanan yamaçlar Barbare bağları ile kaplıydı. Marmara adası güneşin kendini göstermesine bağlı olarak sürekli renk değiştiren Marmara denizinin gri-lacivert sularının arkasında kendini gösteriyordu. Bağ evinin önündeki geniş terasa oturunca önümüze konulan Tekirdağ köftelerini aynı günkü ikinci öğlen yemeği olarak gene reddedemedik. Ondan sonra yediğimiz bir çifte manda kaymaklı Hayrabolu peynir tatlısı ise olağanüstüydü, aklımızı başımızdan aldı.

Doğada hiçbir şey yapmamanın mutluluğu

Yemekten sonra manzaraya karşı öylesine oturduk. İtalyanlar böyle anlara "dolce far niente", yani "hiçbir şey yapmamanın mutluluğu" derler, biz de tabiatla iç içe hiçbir şey yapmamanın mutluluğunu çıkardık. Sonra hava karardı, harika bir akşam yemeğinden sonra kara bulutlar daha yeni dağılmaya başlamışlardı ki yerlerini alacakaranlığa, sonra da dolunayın aydınlattığı bir karanlığa bıraktılar. Barbaros Bağ Evi'nin odalarına çekildiğimizde dolunay gökyüzündeki yolunun çoğunu katetmişti. Fransızlar bir bağdan şarap almak için beş yıl, iyi şarap almak için ise on yıl gerekir derler. Trakya'da bu işe gönül vermiş olanların bağlar onuncu yıllarına yaklaşıyor. Trakya günün birinde bir Barossa Vadisi gibi bağlarına turist çekebilir mi, bilmiyorum, ama on yıl önce şarapçılığımız şimdi olduğu noktaya gelecek mi diye sorsalardı da, herhalde o soruya da "bilmiyorum", hatta "sanmıyorum" diye cevap verirdim. Ama şimdilik şu kadarını söyleyeyim, İstanbul'a sadece bir buçuk saat mesafede bir cennet var, bir hafta sonu gidin, keyfini çıkarın.

Barbaros Bağ Evi'nin altı odası var. (0212 257 07 00, info@barbarosbagevi.com)

Bağ evinde 4 Mayıs'ta Fabio Bambrilla, 25 Mayıs'ta ise ülkemizdeki favori İtalyan şefim Giovanni Terracciano özel bir mönü hazırlayacak. Trakya Bağ Rotası için www.trakyabagrotasi.com’a bakabilirsiniz.

DİĞER YENİ YAZILAR