Viskiler şişeye girdikten sonra yaşlanmaktan vazgeçer. Yani 12 yıllık bir viskiyi satın aldıktan sonra 12 yıl da evinizde saklayın, o viski 24 yıllık olmaz;
12 yıllık olarak kalır. Bu ne yazık ki insanlarda geçerli değil. 20 yaşındaki eşiniz aradan 20 yıl geçtiğinde kırk yaşında olur.
Beyoğlu’nda, Asmalımescit’te bir restorandayız. Masanın üstünde üç tane kısa boylu, tombul viski şişesi duruyor. Üç şişeden ikisindeki viskilerin yaratıcısı, uzun boylu, kır saçlı İskoç Colin Scott ile aynı masada oturuyoruz. Colin Scott bir “master blender”; ünlü Chivas Brothers viski şirketinin baş harmancısı. Chivas Brothers işe, 19. yüzyıl’da İskoçya’nın kuzeyindeki Aberdeen kentinde bakkallık yaparak başlamış. Sonra, Kraliçe Victoria’nın İskoçya sevgisinin kabarması ve İskoç olan her şeye ilgisinin artması ile (majesteleri 5 çayına bile viski koyarlarmış) İskoçya moda olmuş. Chivas Brothers da kraliçenin İskoçya’daki şatosu Balmoral’e bile mal satan lüks bir yiyecek-içecek dükkanına dönüşmüş. 1909 yılında da 25 yıllık bir harman viskisi yaparak saraydan en lüks restoranlara kadar viski satmaya başlamışlar. Chivas’ın 25 yıllık viskisi Amerika’da yirmili yıllardaki içki yasağına kadar bir statü sembolü olmayı başarmış. Colin Scott şimdi bu viskiyi baştan yaratmış. İstanbul’a gelme nedeni de 25 yıllık Chivas Regal viskisinin tanıtım gecesi.
FEMİNEN BİR İÇKİ
Masamızda duran viskileri tatmaya 12 yıllık Chivas Regal’den başlıyoruz. Tatlı, meyvemsi, hatta çiçeksi kokular saçan çok rahat içimli, tanıdık bir viski. Colin Scott’a “Sanki biraz feminen” diyorum. İlk başta bir şey demiyor, sonra onun eseri 18 yıllığı tadıp “Bu da erkeksi” diye ekleyince “İyi bir benzetme olabilir” deyip başlıyor 18 yıllık Chivas’ın özelliklerini saymaya: Dolgun, meşe ve is kokularının ardında fındıksı bir çeşni, çok lezzetli. Katılmamak mümkün değil, hatta doğrusunu isterseniz, ondan sonra tattığımız portakal kabuklu çikolata tatlarıyla damakta yaşı kadar uzun kalan 25 yıllık Chivas’tan bile daha leziz. Colin Scott gene itiraz edecek gibi oluyor, iki şişeyi yan yana koyup soruyorum: “Fiyatlarına bakacak olursak, (18 yıllığı göstererek) bundan 6 şişe almayı mı, yoksa
25 yıllıktan bir şişe almayı mı tercih edersin?”
Colin Scott bir “blended whisky”, yani harmanlanmış viski tutkunu. Ama bu kadar malt viskiyi harmanlayıp muhteşem viskiler yaratan birisini bulmuşken en sevdiği malt viskileri sormadan edemiyorum. “Longmorn” diyor hiç düşünmeden. Zor bulunmasına rağmen, elimin altında olmasından hoşlandığım şişelerden biri olduğu için bu 16 yıllık muhteşem malt viskiye itiraz etmiyorum. Sonra Glenlivet ve doğduğu yer olan İskoçya’nın en kuzeyinde, kuzey kutbuna kadar uzanan buz gibi bir denizin başladığı yerdeki Orkney adasının ünlü maltı Highland Park’ı sayıyor. Karşılıklı en sevdiğimiz malt viskileri saymaya devam ediyoruz. Ben Aberlour, Bowmore, “Talisker” diyorum, o “Strathisla ile Scapa” diyor. Nihayet Cragganmore’da anlaşıyoruz, ama diğerlerinin çoğu farklı da olsa, karşılıklı burun kıvıramayacağımız malt viskiler.
Zengin bir dünya
Zaten malt viski dünyasını o kadar zengin yapan da, malt viskiseverlerin farklı yörelerin farklı maltlarını sevebilmeleridir. Bazen, bırakın başka bir malt viski tutkunu ile aynı viskileri sevmeyi, kendinizin en sevdiğiniz malt viski bile, havanın durumuna, yağmura, rüzgara, viskinizi paylaşacağınız arkadaşlarınıza, hatta o anki halet-i ruhiyenize göre değişebilir. Biz Türkiye’de ne yazık ki bu zengin dünyadan mahrumuz, çünkü buralarda bulabileceğimiz malt viski sayısı çok azaldı. Ama öte yandan 12 yıllık harmanlanmış viskiler nispeten ucuz. Bugün bir Johnnie Walker Red Label, J&B veya Famous Grouse gibi standart bir (4 veya 5 yıllık) harmanlanmış viski alacağınıza 15-20 lira daha fazla verip Chivas Regal veya Black Label gibi 12 yıllık bir viski alabilirsiniz. Chivas’ın 18 yıllığı 145 liraya, yani iki şişe standart viskiden biraz daha pahalıya satılıyor. Fıçılarda geçirdikleri uzun yılları düşünecek olsanız bile, bu rakamlara değip değmeyeceklerine kendiniz karar vermelisiniz.
İçki, insan ve geçen zaman...
Haberin Devamı