Hindistan’ın hayalleri süsleyen anıt şehirleri

Hindistan’da 1947 yılında unvanlar kaldırılınca, mihraceler normal vatandaş olmuş

Haberin Devamı

Çoğu artık saraylarını halka açıp geçiniyor, para karşılığında saraylarında zengin turistlerle yemek yiyorlar. Ülkenin mihrace saraylarıyla en ünlü bölgesi Racasthan. Buradaki Jaipur, Jaisalmer, Jaodhpur ve Udaipur her gezginin hayallerini süsleyen anıt şehirler.

Udaipur 1559 yılında Udai Singh tarafından kurulmuş. Dağlar arasındaki kenti saran dört suni göl, şehre masalsı bir güzellik veriyor. Udaipur mihraceleri şehri saraylarla donatmış. Racasthan’ın en büyük sarayı olan City Palace (şehir sarayı) Pichola gölünün kıyısında yükseliyor, bir bakıma şehrin önüne set çekiyor. City Palace artık geçmiş olan bir devrin ihtişamını görebileceğiniz etkileyici bir müze. Arkasında dar sokakları ve renkli pazarlarıyla Udaipur şehri uzanıyor. Pichola gölündeki adalardan birisinde Maharana Jagat Singh II tarafından, 1746 yılında yapılmış olan bir keyif sarayı bulunuyor. 1961’de halka açıldıktan sonra Lake Palace (James Bond Octopussy burada çekilmiş) adıyla bir otele çevrilmiş.
City Palace’ın yanındaki binalarda yükselen Shiv Niwas ve Fateh Prakesh sarayları da otel olarak kullanılıyor. Bunlar vaktiyle George V, Elizabeth II ve Jackie Kennedy’e ev sahipliği yapmış, ama biraz köhneler. Udaipur’da kalmak için daha iyi oteller var, ama bu ikisi bahçelerinde 5 çayı içmek veya Pichola gölü üzerinde adeta yüzen Lake Palace manzarasına karşı birer Kingfisher Hint birası içmek için idealler.
Udaipur, aslında Delhi’ye daha yakın olmasına rağmen, Bombay üzerinden gitmeyi tercih edebilirsiniz. THY hem Delhi, hem de Bombay’a non-stop uçuyor. Ancak Delhi, Racastan’ın pembe şehri Jaipur ve Taj Mahal’in bulunduğu Agra’nın diğer köşelerini oluşturduğu Altın Üçgen’in bir köşesini oluşturduğu için, buralara yapılacak bir seyahate bırakılabilir.
Bombay, Portekizliler tarafından 1534 yılında kurulmuş. Adı “iyi liman” anlamına gelen “Bom bahai”den geliyor. İngilizler şehri 1661 yılında almış ve Bombay “üzerinde güneş batmayam imparatorluk”un önemli bir şehri olmuş. Bağımsızlıktan sonra Hintliler şehrin adını Mumbai olarak değiştirmiş. Bombay ticaret yollarına çok hakim bir yerde olduğu için hep önemli bir ticaret merkezi olmuş. İran’dan gelip yerleşen Yahudi ve Farsi (hâlâ önemli azınlıklar) işadamları ticarete hakim olmuş.


Baharat sevenler için

Bombay’i gezmeye Gateway of India’dan başlayabilirsiniz. Bu zafer takı şekli ve boyutundaki “kapı”, İngiltere kralı Hindistan’ı ziyaret ettiğinde ülkeye giriş yapsın diye inşa edilmiş. İşin ilginç tarafı Hindistan 1947 yılında bağımsızlığını kazandığında, İngiliz askerleri Bombay’i gene bu kapıyı kullanarak terk etmiş. Karşınızda yükselen gotik yapı 1903 yılında inşa edilen Taj Mahal Palace oteli. Otelin ilginç bir hikayesi var: O zamanlar Hindistan’ın en zengin Hintli işadamlarından biri Bombay’in en lüks oteline Hintli olduğu gerekçesiyle alınmayınca kızmış ve kendi otelini yapmaya karar vermiş. Taj Mahal Palace kısa sürede Singapur’daki Raffles ve Hong Kong’daki Peninsula gibi İngiliz İmparatorluğu’daki lüks seyahatin sembolleri arasında yerini almış, hâlâ da dünyada kalınması gereken otellerden biri.
Taj Mahal Palace’in önünden bineceğiniz bir fayton ile eski Bombay’i gezebilirsiniz. Gotik binalarla dolu üniversite mahallesinden Victoria tren istasyonuna kadar yapacağınız bir gezinti, şehrin havasını almanız için yeterli olabilir. Victoria veya yeni adıyla Chhatrapati Shivaji Terminus, günde 2 milyon yolcu taşıyan binden fazla trenin geldiği kemerler, onları taşıyan sütunlar ve vitraylarla bezenmiş majestic bir istasyon. Bu bölgedeki Khala Ghoda mahallesi, bar ve restoranlarıyla ünlü. Bombay’i faytonla gezebilirsiniz, ama mutlaka binmeniz gereken araçlar siyah taksiler. Bunlar, içine şoför dahil dört kişinin zar zor sıkışabileceği boyutlarda kendisini otomobil sanan araçlar. Bombay caddelerini dolduran binlercesi adeta çarpışan otomobil misali birbirlerine sürtünerek, hatta arada bir çarparak müşterilerini sağa sola taşıyorlar. Bu arada Hintlilere yeni model otomobillerden kimse bahsetmemiş olmalı ki, yeni modeller bile 1950 model gibi duruyor.
Baharat seviyorsanız, Hint mutfağı muhteşem. Sulu yemeklere nan ve çapadi adını verdikleri ekmek ve pideleri bandırmaya doyamazsınız. Ama yemekte havamız olsun, Bollywood yıldızlarını da görelim derseniz, Bombay’in Beverly Hills’i Bandra’daki İtalyan lokantası Olive’e gitmelisiniz. Yemekler şöyle böyle, ama milli kıyafetleri sari yerine mini etek giymiş birbirinden şık kadınlar, mankenler, şarkıcılar, artistler ve onları çekmeye çalışan paparazzi, kameraman ve ışıklar; bizimkilere ne kadar benziyorlar şaşarsınız...


Bunları yapmadan dönmeyin

n Udaipur sarayları, özellikle Lake Palace gölden çok güzel görünüyor. Pichola gölünde bir tekne gezintisi yapmayı ihmal etmeyin.
n Gene Udaipur’da tepedeki kaleye çıkıp aşağıdaki dantel gibi göllerin arasından yükselen sarayların muhteşem manzarası görülmeli.
n Bombay’de Taj Mahal Palace otelinde havuz başında cin tonik içmelisiniz. Cine tonik katılması adeti Hindistan’daki İngilizler tarafından tonikteki kininin hastalıklara iyi gelmesi için başlatılmıştır.
n Hindistan çok büyük bir ülke. Parasının üstündeki yazılar bile çoğu farklı alfabelere sahip 18 lisanda. Gitmek için vize gerekiyor, ama almak çok kolay, tek girişli istediğinizde bile belki beğenir tekrar gidersiniz diye çok girişli veriyorlar.


Nerede kalınır?

n Udaipur
* Taj Lake Palace
+91-294-252-8800
www.ihw.com/tajlakepalace
* Udaivillas
+91-294-2433-300
www.oberoihotels.com
* Devi Garh
Udaipur’a yarım saat mesafede eski bir kale
+91-2953-289211 www.deviresorts.com
n Bombay
* Taj Mahal Palace
+91-22-6665-3366
www.lhw.com/tajmahalmum
* The Oberoi
+91-22-5632-5757
www.oberoihotels.com


DİĞER YENİ YAZILAR