‘Güzel çağ’ın en güzel ve gösterişli otelleri

20’nci yüzyılın başlarında dünyanın büyük bir savaşa sürüklendiği yıllarda aslında bu çapta bir “Dünya Savaşı”, bu çapta bir felaket beklenmiyordu. İnsanlar yeni çıkan otomobiller ve gittikçe yaygınlaşan demiryolları sayesinde seyahat edebiliyor, hafta sonları bile kendilerini büyük şehirlerden sayfiyelerdeki plajlara atıp denizin keyfini çıkartabiliyorlardı. Avrupa bir yandan üzerine savaşın kara bulutları çökerken, öte yandan da “Belle Epoque” adı verilen bu “güzel çağ”ı yaşıyordu.



Bu yıllar aynı zamanda büyük devletlerin sömürge imparatorluklarının olduğu yıllardı. Ve bu yeni diyarlara seyahat eden Avrupalılar aynı lüksü oralarda da arıyorlardı. Onlarca bavul eşliğinde günlerce, hatta aylarca sürecek seyahatlere çıkılıyordu. Böylece başta İngiltere İmparatorluğu’nun Asya’daki sömürgelerinde olmak üzere dünyanın önemli şehirlerinde Avrupa’daki benzerlerinden eksiği kalmayan saray gibi oteller açılmaya başlandı. Bunların bir çoğu, şanslıyız ki günümüzde hala misafir ağırlamaya devam ediyor...

Singapur Raffles en güzel otellerden

Adını Singapur’un kurucusu Sir Stamford Raffles’dan alan otel 1887 yılında kurulmuş, ama hala koruma altında olan harika bir koloniyal mimari örneği binasıyla dünyada kalınacak en güzel otellerden birisi. Ahşap panjurların güneşten koruduğu odalar, kusursuz cilalı teak ağacından koridorlar, tepenizde tembel tembel dönen pervaneler... Raffles’ın dünyaca ünlü Long Bar’ı Singapore Sling kokteylinin yaratıldığı zamanın durduğu bir yer.



Raffles’ı yıllarca işleten Ermeni asıllı Sarkies kardeşlerden Aviet’in 1901 yılında açtığı Burma’nın başkenti Rangoon’daki (şimdiki Yangon) Strand da Asya’nın efsanevi otelleri arasında. Şimdiki Myanmar, o zamanlar Burma diye bilinen bir İngiliz sömürgesiydi.

Sanki İngilizler hala Hindistan’da gibi



Burma’dan Hindistan’a, Bombay’e geçecek olursak, oradaki Taj Mahal Palace da tam bir saray edasında muhteşem bir otel. İç bahçesindeki havuzun etrafında çayınızı içerken sanki İngilizler Hindistan’dan hiç gitmemiş gibi hissediyorsunuz. Ama bu otelin çok ilginç bir hikayesi var. Dev bir sanayi imparatorluğuna sahip Tata ailesinden Jamsetji Tata bir misafiri ile şehrin iyi otellerinden birisine girmek istemiş, ama kapıdan Hintli olduğu gerekçesiyle geri çevrilmiş. Bunun üzerine sinirlenen Jamseti, Taj Mahal Palace’i kurmuş. Yıl 1903 idi ve Taj Mahal yıllarca Hindistan’ın en önemli oteli olarak kalmakla yetinmemiş, dünyanın önemli otel zincirlerinden biri olmuş.

Ve diğer hanımefendiler...

U şeklindeki koloniyal binasıyla (arkasındaki kuleyi boşverin) karşısında durduğunuzda sizi adeta kucaklayan Hong Kong’taki Peninsul; Saigon’daki Majestic; Penang’daki Eastern & Oriental; Colombo’daki Galle Face; Tianjin’deki Astor ve nicesine yer kalmadı... Ama seyahat etmenin standartlarının, kalitesinin çok yüksek olduğu yıllardan kalan bu “hanımefendiler”in hala varlıklarını sürdürmeleri çok güzel.

DİĞER YENİ YAZILAR